1. Haberler
  2. Gündem
  3. Sinan Ateş davasında ‘öldürme değil yaralama’ savunması: ‘Karizmanı çizerim eylemi’

Sinan Ateş davasında ‘öldürme değil yaralama’ savunması: ‘Karizmanı çizerim eylemi’

Sinan Ateş cinayeti davasında ilk celsede "Bay Kemal nerede" diye bağıran sanık Doğukan Çep bugün de Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce yaptığı bir açıklamada söylediği "Buradayım" sözlerine benzer şekilde "Bur-da-yım" diye seslendi. Duruşmada savunma yapan tetikçi Eray Özyağcı'nın avukatı Zeynettin Aktürk, "Selman Bozkurt maktule doğru ateş etmektedir" iddiasında bulunurken, Ülkü Ocakları eski Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın avukatı da "Müvekkilim olayın herhangi bir yerinde ne azmettirici ne de yardım edendir" dedi. Azmettirici Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun ise "‘Daha yeni bir kişinin kafasını gözünü kırdırdım yetmez mi?’ şeklinde mesajı var. Biz bu belgeye baktığımızda Sinan Ateş’in hukuksuz işler yaptığını görüyoruz" iddiasında bulundu. Tosun ayrıca, "Bu eylemin ‘Paramı getir yoksa senin ayağından yaralayarak karizmanı çizerim’ saikiyle gerçekleştirilmiş bir eylemdir" görüşünü savundu.

featured

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmesine ilişkin davanın üçüncü duruşması Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülüyor.

Müştekiler Ayşe Ateş, Saniye Ateş, Selma Ateş, Sevda Ateş ve Selman Bozkurt duruşmada hazır bulundu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin ve Genel Başkan yardımcıları Mustafa Yeneroğlu, Mehmet Emin Ekmen ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan duruşmayı takip etmek için geldi.

DOĞUKAN ÇEP’TEN ‘KILIÇDAROĞLU’ TAKLİDİ

ANKA’nın haberine göre; duruşmanın ilk gününde duruşma salonunda “Bay Kemal nerede” diye bağıran azmettirici tutuklu sanık Doğukan Çep, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bir açıklamada “Buradayım be buradayım. Vallahi de billahi de sonuna kadar mücadele edeceğim. Buradayım” sözlerini ima eder şekilde “Buradayım” diye seslendi.

MAHKEME BAŞKANI: SORUN ÇIKARTAN KİŞİLER BİR DAHA SALONA ALINMAYACAK

Mahkeme Başkanı duruşmada sorun çıkartan kişilerin bir daha salona alınmayacağını belirtti. Mahkeme Başkanı ayrıca siyasi parti temsilcilerinin bir daha Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır gibi salonda duruşmaya müdahale etmesi halinde “davaya siyasi müdahale” olacağı gerekçesiyle salona alınmayacaklarını kaydetti.

ERAY ÖZYAĞCI’NIN AVUKATI: SELMAN BOZKURT MAKTULE ATEŞ ETMEKTE

Duruşmada Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık Umut Ersoy ve sanık avukatları dinlendi.

Tetikçi Eray Özyağcı’nın avukatı Zeynettin Aktürk, savunmasında şu iddialara yer verdi:

“Eray Özyağcı’nın vuruş açısı çok açıktır. 1 metre mesafeden ateş eden bir insan öldürme saikiyle ateş ediyorsa başına ateş eder, ayaklarına etmez. Kamera görüntülerinde de ilk üç atışın ayaklarına yapıldığı görülmektedir. O esnada yanında bulunan Selman Bozkurt ateş edince de kaçarken onu omzundan yaralamaktadır. Otopsi raporundan anlaşılacağı üzerine mermi maktulün sağ üst tarafından girerek sağ alt taraftan çıkmaktadır. Otopsi raporu bize bir nebze delil sunmaktadır. Bu da kafasına isabet eden mermidir. Kamera görüntüleri olayı çok iyi açıklamaktadır. Bundan yola çıkarak ve otopsi ve olay yeri inceleme raporu ile birlikte değerlendirildiğinde Selman Bozkurt maktule doğru ateş etmektedir.

‘MÜVEKKİLİMİN ‘KASTEN YARALAMA SUÇU’NDAN SORUMLU TUTULMASINI TALEP EDİYORUZ’

Müvekkilim olay yerinin 50-60 metre uzağında hayatına yönelik bir kasıt gördüğü için kendini müdafaa etmek için karşı tarafa ateş etmiştir ve ‘ben Selman Bozkurt’a ateş ettim, maktüle değil’ demiştir. Yine maktulün yanında bulunanlardan birinin ses kaydı olmasa da ‘Reisi vurduk’ ifadeleri vardır ve bir irkilme ifadesi vardır ve bu çok nettir. Anlattığımız deliller nazara alındığında maktulü öldüren merminin başkası tarafından ateşlendiği açıkça görülecektir. Müvekkilimin ‘silahla kasten yaralanma suçu’ndan sorumlu tutulmasını talep ediyoruz.

‘BU SİLAHLAR NEDEN KAÇIRILIYOR?’

Ayrıca yanında yakını yaralanan birisi olay bittikten sonra yanından ayrılmaz. Oysa apar topar oradan silahlar alınıyor ve her ne hikmetse silahlar kaçırılıyor. Peki bu silahlar neden kaçırılıyor? Hangi düşünce ve hangi mantıkla bu silahlar kaçırılıyor? Bu hiç incelenmemiş. Bu şahısların ifadeleri alındı mı? Alınırken ne diye alındı? Olay olurken 3 kişi var müvekkilim de dahil Ahmet Keçik ve Selman Bozkurt’un ifadesi doğru şekilde alınmamıştır. Yazılı olarak da beyanlarımızı vereceğiz.”

UMUT ERSOY: POLİSLER BANA ŞİDDET UYGULADI

Daha sonra Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık Umut Ersoy’un dinlenmesine geçildi.

Üzerine atılı suçları kabul etmediğini söyleyen Ersoy, “Polisler beni gözaltına aldıklarında neyle suçlandığımı söylemediler. Pendik Karakolu’na geldiğimde ise polisler bana şiddet uyguladılar. Ardından hastaneye gidip rapor aldık. Ankara’ya doğru yola çıktığımda da hala neden alındığımı bilmiyordum. İddianame çıkana kadar da neyle suçlandığımı bilmiyordum. Suat Kurt’u telefonla aradığım iddia ediliyor ama hiçbir şekilde kendisini tanımıyorum” dedi.

VEDAT BALKAYA’NIN AVUKATI: SADECE ARAÇ KONUSUNDA YARDIMCI OLDU

Son sanık Umut Ersoy’un dinlenmesinin ardından sanık avukatlarının savunmalarına geçildi.

Sanık Vedat Balkaya’nın avukatı Cem Ali Kılıç, “Müvekkilimize ilk olarak ‘Alacak verecek için yardımcı olabilir misin’ diye soruluyor. Müvekkilim olay yerine 250-300 metre uzakta bekliyor ve sanık Eray Özyağcı tarafından hep olay yerinden uzakta tutulmaya çalışılıyor. Eylem planına dahil müvekkilime hiçbir bilgi verilmiyor. Eray Özyağcı motordan inerken müvekkilime ‘silah sesi duyarsan sakın kaçma’ diyor. Bu plana dahil olan birine bu söylenebilir mi? Fiil üzerinde ortak hakimiyeti yoktur, sadece araç konusunda yardımcı olup fiilin işlenmesini kolaylaştırmıştır. Tutuksuz yargılanmasına ve davaya bu şekilde devam etmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

SUAT KURT’UN AVUKATI: KİMSENİN ŞİFRESİNİ VERME ZORUNLULUĞU YOK

Sanık Suat Kurt’un avukatı Demet Saatçioğlu, dosyadaki insan hakkı ihlallerine değineceğini kaydetti ve “Bir önceki gün gerilim oldu tam da avukat Serdar Öktem ifadesini bitirmek üzereyken oldu. Avukat olması nedeniyle sanık olarak yargılanan bir kişinin delil sunma yükümlülüğü olmadığını belirtmek isterim. Başka hiçbir sanığa ‘neden telefon şifresini vermedin?’ diye sorulduğunu duymadım. Komiser Bey de aynı sorulara maruz bırakıldı. Oysa kimsenin şifresini verme zorunluluğu yoktur.” dedi.

Saatçioğlu savunmasını şöyle sürdürdü:

“Dosyayla alakalı insan hakkı ihlallerinden bahsederken Türk yargı sisteminin daha iyi bir hale gelmesi için çözmemiz gereken sorunlar vardır. Dosyada kısıtlılık olurken basında bazı ifadelerin ve belgelerin yayınlandığını görüyoruz. Bu, hukuka aykırıdır. Tutukluluk meselesine gelecek olursak müvekkilim tamamen keyfi şekilde tutuklanmıştı. Müvekkilimin hakkında bilgiler masumiyet karinesi ihlal edilerek basına yansımıştır. Tüm sanıkların hepsi hücrede kalmaktadırlar ve tecrit altındadırlar.”

‘TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNE OTURAN DOSYADA EYLEM İLE İLGİLİ BÖLÜM 5 SAYFA BİLE DEĞİL’

İddianameyi şeklen değerlendireceğini kaydeden avukat Demet Saatçioğlu, şunları söyledi:

“Sinan Ateş ile ilgili kısım 4 sayfa, Selman Bozkurt ile ilgili kısımlar da yarım sayfa anlatılmıştır. Türkiye’nin gündemine oturan dosyada eylem ile ilgili bölüm 5 sayfa bile değildir. Burada Sinan Ateş ile ilgili bir soruşturma yürütüldüğünü belki söyleyebiliriz ama Selman Bozkurt ile alakalı bir soruşturma yürütülmemiştir. Müvekkilime Selman Bozkurt ile ilgili tek bir soru yöneltilmemiştir.

‘SİNAN ATEŞ’İN KESİN ÖLÜM SEBEBİ BİLE DOSYADA YOK’

Bu dava açılmadan önce müvekkilimin suçları basında köşe yazısı haline getirildi. Ahmet Keçik ve Selman Bozkurt’un detaylı olarak ifadelerinin alınmasını talep ediyorum. Sinan Ateş’in kesin ölüm sebebi bile dosyada yoktur. Buna dair detaylı rapor alınmasını ve keşif yapılmasını talep ediyoruz.”

‘MÜVEKKİLİMİN SUÇ İŞLEME KASTI YOK’

Suat Kurt’un diğer avukatı Fuat Saatçioğlu da bazı sanıkların ifadelerinin çelişkili olduğunu ancak müvekkili Suat Kurt’un emniyet, savcılık ve mahkeme huzurundaki beyanlarının tamamen aynı olduğunu vurgulayarak şu iddiaları dile getirdi:

“Bu da müvekkilimin samimiyetini ortaya koymaktadır. Müvekkilim kendi halinde yaşarken Doğukan Çep tarafından aranıyor ve sadece arkadaşı olduğu için hatıra binaen yardımcı olabilmek için eylemlerde bulunmuştur. Müvekkilim bir cinayet için gelmiş olsa yüzüne bir atkı kafasına bir bere taksa kimse şüphelenmezdi. Müvekkilimin suç işleme kastı yoktur, kimliğini saklama gereği duymamıştır.

‘ARKADAŞ KURBANI OLDU’

Eray Özyağcı da sanığın olay yerinde olduğunu bilmediğini kaydetmişti. Dolayısıyla müvekkilim olayın planlanma aşamasında yoktur. Müvekkilim olaydan bihaberdir. Müvekkilim sadece Sinan Ateş’in camiden çıkıp ofisine doğru gittiğini söylüyor. Burada bir fiili hakimiyeti yok. Müvekkilim bunu söylemese de bu fiil zaten gerçekleşecekti. Benim müvekkilim suçlansa suçlansa sadece yardımdan suçlanabilir. Selman Bozkurt’un olaya dahil edilmesi ise tamamen tesadüfidir. Eray’a ateş ettiği için karşılıklı çatışmaya giriyorlar. Bu, Eray’ın bireysel eylemidir. Benim müvekkilim bu olaydan sorumlu tutulamaz, bir illiyet bağı da yoktur. Dolayısıyla Selman Bozkurt konusunda müvekkilimin tahliyesini talep ediyoruz. Müvekkilim çok samimi beyanlarda bulundu. İstemeden bu olayın bir parçası. Arkadaş kurbanı olmuştur. Biz bu olayın asli faili olamayız. Müvekkilimizin tahliye edilmesini talep ediyoruz.”

DOĞUKAN ÇEP’İN AVUKATI: SİNAN ATEŞ’İN VÜCUDUNDAN ÇIKAN MERMİ PARÇALARININ ERAY ÖZYAĞCI’DAN ÇIKIP ÇIKMADIĞININ TESPİTİ YAPILMADI

Azmettirici Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun ise şunları söyledi:

“Müvekkilime darp ve cebir izine rastlanmadığına dair bir rapor tanzim edilmiş ancak medyada bile boy boy yaralı fotoğrafları yer almaktadır. Bu yüzden bu raporun altında imzası bulunan doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu dosyada ağır insan hakları ihlali vardır.

İşin aslında baktığınızda Sinan Ateş bir çatışmanın ortasında kalıyor. Sinan Ateş’in vücudundan çıkan mermi parçalarının Eray Özyağcı’dan çıkıp çıkmadığının tespiti yapılamamıştır. Bu yüzden kamera kayıtlarına baktığımızda Ahmet Keçik olay yerinden dakikalar içerisinde silahları alıp olay yerinden kaçıyor.

Ahmet Keçik ile Sinan Ateş’in hoca öğrenci ilişkisinden daha fazla bir manevi bağ olduğunu açık görüyoruz. Buna rağmen Sinan Ateş yere yığılırken nasıl kaçabilir? Bir tampon yapmaz mısınız? Bir yardım istemez misiniz? Bu davranış şu soruları akla getiriyor: Acaba Sinan Ateş’in vücudundan çıkan mermiler başka silaha ait de o yüzden mi kaçırılıyor?

‘ATIŞ AÇILARINA GÖRE ERAY ÖZYAĞCI’DAN ÇIKMASI İMKANSIZ’

Sinan Ateş’in kafasından girip çenesinden çıkan merminin atış açılarına göre Eray Özyağcı’dan çıkmasının imkansız olduğunu görüyoruz. Bu atış ancak Sinan Ateş’e yüzü dönük bir kişi tarafından gerçekleşebilir. Olay yerine baktığımızda yüzü Sinan Ateş’e dönük Eray Özyağcı dışında bir kişi daha bulunmaktadır. Bu da Selman Bozkurt’tur.

Sinan Ateş’in birçok tehdit aldığına dair dosyalar sunuldu. Bu yüzden Sinan Ateş bir değil iki silahla dolaşıyor. Olay yerinde 12 kovan bulunuyor. Olay yerine ikinci defa dönmüş bir kişi var o da Ahmet Keçik. Dosyada pek çok şeyin örtbas edildiği gerçek. Adaletin sosyal medyada, siyasi partilerde sağlanmayacağını düşündüğümüz için adaleti buradan istiyoruz. O yüzden Ahmet Keçik’in girdiği binanın kamera görüntülerinin incelenmesini talep ediyoruz.

‘DELİLLER TARAFSIZ VE HATASIZ DEĞİL’

Ahmet Keçik kimdir? Öğrenciyim diyor ama maşallah çok iyi silah kullanıyor. Bu kişiye dair SGK dökümlerini istiyoruz. Selman Bozkurt, Ahmet Keçik ve hatta Sinan Ateş hakkında daha önce bir dosya olup olmadığının, bu kişilerin arasındaki ilişkilerin ne olduğunun araştırılmasını istiyoruz.

Ahmet Keçik şüpheli olarak alınmış ama dosyadan çıkarılmış. Ne zaman çıkarılmış göremiyoruz. Deliller tarafsız ve hatasız değildir. Bu yüzden verilecek hükümler de heyet ne kadar tarafsız olursa olsun doğru olmayacaktır.

‘DALGA GEÇER GİBİ FOTOĞRAFLAR GÖNDERİLİYOR’

Bu dosyadaki otopsi videoları isteniyor ama dalga geçer gibi fotoğraflar gönderiliyor. Bu fotoğraflara bakarak otopsinin uygun tespit edildiği tespit edilemez diyor uzmanlar. Bu videolar da ne var da mahkemeye getirilmiyor. Eray Özyağcı sterlin marka mermi kullandığını söylüyor. Mermilerin hangi silahtan çıktığı da karıştırılmış. Umarım sadece maddi hatadır.

‘KARİZMANI ÇİZERİM’ SAİKİYLE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ BİR EYLEMDİR’

Ayrıca müvekkilimin eylemi sadece yaralamaya yöneliktir. Ani gelişen olaylar nedeniyle çıkan çatışma sonucunda ölüm gerçekleşmiştir. Netice sebebiyle müvekkilimin ağırlaştırılmış yaralama suçu ile yargılanması gereklidir. Bu eylemin ‘Paramı getir yoksa senin ayağından yaralayarak karizmanı çizerim’ saikiyle gerçekleştirilmiş bir eylemdir. Müvekkilimin ölüm sonucunu istemediği ortadadır.

‘SİNAN ATEŞ’İN HUKUKSUZ İŞLER YAPTIĞINI GÖRÜYORUZ’

Müvekkilimin Sinan Ateş ile fotoğrafı da basında oldukça yer bulmuştur bunu size de sunacağız. Buradan da zaten müvekkilimin Sinan Ateş ile tanışıklığı olduğu ortadadır ve beyanlarında bu yüzden samimi olduğu açıktır. Ayrıca koskoca akademisyen diyebilirsiniz Sinan Ateş hakkında ancak bilirkişi raporunda yer alan mesajı okumak istiyorum Sinan Ateş’in. ‘Daha yeni bir kişinin kafasını gözünü kırdırdım yetmez mi?’ şeklinde mesajı var Sinan Ateş’in. Biz bu belgeye baktığımızda Sinan Ateş’in hukuksuz işler yaptığını görüyoruz. Haliyle bu işleri akademisyen çevresinden isteyerek yaptıramaz, firari olan suça karışan isimlere yaptırabilirsiniz ancak. Müvekkilimin ağırlaştırılmış yaralama suçundan yargılanmasını talep ediyoruz.”

Avukat Emine Tosun’un savunmasının ardından duruşmaya verilen kısa aranın ardından CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Sibe Suiçmez takip etmek için hazır bulundu.

TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN AVUKATI: MÜVEKKİLİM NE AZMETTİRİCİ NE DE YARDIM EDEN

Duruşmada Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçuna yardımdan azmettirici olarak yargılanan Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın avukatı Murat Ofli, savunma yaptı.

Ofli, savunmasında şu iddialarda bulundu:

“Müvekkilim olayın herhangi bir yerinde ne azmettirici ne de yardım edendir. Olayın en başından itibaren dosyada gizlilik olmasına rağmen müvekkilimin sosyal medyadan yargılanması yapılmıştır. Bugün sadece maktul Sinan Ateş’in faillerinin yargılanması değil 18 aydır masumiyet karinesinin ihlal edildiği müvekkilimin de hakkının arandığı yerdeyiz.

‘TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN KONUM ATMASININ OLAYLA BİR İLGİLİSİ YOK’

Dosyada azmettirici olduğuna dair somut bir delil yok. Buna rağmen müvekkilim 18 aydır tutukludur. Tolgahan Demirbaş’ın konum atmasının olayla bir ilgisi yoktur. Zaten Eray’ın ve Vedat’ın konumları müvekkilimin attığı konumla yanı değildir. Eray Özyağcı’nın bindiği aracın şoförü sabitken hatalı ve eksik araştırılan PTS kayıtlarında hatalı değerlendirmeler yapılmıştır. Dosyadaki araç müvekkilimin aracı değildir. Vedat’ın inip Eray’ın araca bindiği saatte benim müvekkilim Gökçehöyük’te bulunan bahçededir. Bahçede çalışan Afgan çalışanlarca bu doğrulanmaktadır ancak bunlar dosyaya kazandırılmamıştır. Biz bunların da dosyaya eklenmesini istiyoruz.”

‘8 AY ÖNCESİNE AİT YAZIŞMALAR, GÖRÜŞMELER OLAYA BAĞLANDI’

Mustafa Ensar Aykal ile Tolgahan Demirbaş’ın telefon görüşmesi hakkında da savunma yapan avukat Ofli, şöyle devam etti:

”Söz konusu bilirkişi raporu hatalıdır. Bu raporda mahkeme gibi yargılama yapılmıştır. Bu bilirkişi raporunun da yeniden alınmasını talep ediyoruz.

Dosya kapsamından anlaşılacağı üzerine de müvekkilim olayı planlayan failleri tanımamakta ve hiçbir iletişimi de bulunmamaktadır. Bu yargılamada suçlu ve suçsuzun ayırt edilmesi gerekmektedir. Azmettirme iddiası dayanıksızdır. Bu iddianın soyut olduğu dosyaya bakınca da anlaşılmaktadır. 8 ay öncesine ait yazışmalar görüşmeler olaya bağlanmıştır.

Müvekkilim Tolgahan Demirbaş’ın aracında parmak izi araştırması yapılmış ancak bu dosyaya girmemiştir. Aracını yıkamadığı tespit edilmiş ancak bu da dosyaya girmemiştir Müvekkilimin aleyhinde olan deliller dosyaya konulmuş ama lehte olanlar dinlenilmemiştir. Bahçedeki çobanın, yatılı bulunan Afganların, Çorbacı Mülayim’in yeniden dinlenmesini istiyoruz. 18 aydır tutuklu bulunan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum.”

Sanık Tolgahan Demirbaş’ın bir diğer avukatı Elif Beyza Aykut, ”Eksik araştırma yapıldığı için üzerinde suç şüphesi bırakılmıştır. Sanık Eray Özyağcı ile benim müvekkilimin bulunduğu konum farklıdır” açıklamasını yaptı.

ZEKERİYA ASARKAYA’NIN AVUKATINDAN TAHLİYE TALEBİ

Tutuklu sanık Zekeriya Asarkaya’nın avukatı Doğan Delice, “Müvekkilimin beyanlarını dosyadaki tüm deliller doğrulamaktadır. Kendisi 70 yaşındadır. Sosyal statü ile birlikte aldatılmaya en müsait kişidir. Kendisi yalnızca Hakan Saraç ile bir dönem cezaevinde kaldığı için arkadaşlarını evinde misafir etmiştir. Müvekkilimin kesinlikle suç işleme niyeti bulunmamaktadır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.

HAKAN SARAÇ’IN AVUKATI: BU DOSYA CİDDİ MANADA TOPLUM BASKISI ALTINDA

Delice’nin ardından tutuklu sanık Hakan Saraç’ın avukatı Kemal Memiş, “Benim müvekkilim bilmeden, herhangi bir kastı olmadan cezaevi arkadaşı Suat Kurt’un onun da cezaevi arkadaşı Doğukan Çep’in yoğun baskısı doğrultusunda istemeden böyle büyük bir olayın içine girmiştir. Bu dosya hukuki boyutundan çok artık siyasileştirilmiş ve ciddi manada toplum baskısı altında süren bir sürecin girdabı içinde sürüklenmektedir” ifadesini kullandı.

‘AVUKAT GÖRÜŞME KABİNLERİ DAHİ DİNLENİYOR’

Müvekkili ve kendisinin uzunca bir süre neyle suçlandığını bilmediğini söyleyen avukat Memiş, “Avukat görüşme kabinlerinin dahi dinleniyor olması bizde büyük bir endişe yaratmaktadır. Bu boyutta bir dosya farklı mecralara taşınarak bizim dahi hedef göstermemizle karşı karşıya kalıyoruz. Maalesef bu tür davalar Türkiye’de yıllardır olan türden davalardır. Ancak bir Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olarak siyasi kimliğine bakılmadan herkes için çalışmaların yapılmasını temenni ederdik. Hukuk yerini bulsun, adalet yerini bulsun, gerekirse kıyamet kopsun” diye konuştu.

‘MAKTULÜN KİMLİĞİ NORMAL BİR VATANDAŞ OLSAYDI BU KADAR BASKI OLMAYACAKTI’

”Bu dosyaya dair ciddi bir önyargı söz konusu” diyen avukat Memiş, şu iddialarda bulundu:

“Maktulün kimliği normal bir vatandaş olsaydı elbet bu kadar baskı olmayacaktı. Ancak dosyanın içindeki küçük bir vatandaşın da haksızlığa uğramasını kabul edecek değiliz. Müvekkilim dosyada ismi geçen sadece 3 şahısla irtibatı, telefon görüşmesi var olay öncesinde. Hakan’ın iyi niyeti suiistimal edilmiştir.

Mevcut deliller çerçevesinde müvekkilim hakkında kolektif bir suç şüphesinin olmadığı yönünde karar verilmesini talep ediyoruz. Delilleri karartmak gibi bir niyeti de yok. Cezaevinde kaldığı süreci de değerlendirerek ciddi sağlık sorunları da olduğu için uygun görülecek olan adli kontrol çerçevesi içinde tahliyesini talep ediyoruz.”

AŞKIN MERT GELENBEY’İN AVUKATI: MÜVEKKİLİM ÖZEL HAREKAT POLİSİ OLDUĞU İÇİN İŞKENCEYE UĞRADI

Tutuklu sanık özel harekat polisi Aşkın Mert Gelenbey’in avukatı Alp Kemal Gözel, “Müvekkilimin evine tabiri caizse dalınıyor ve hiçbir arama kararı gösterilmiyor. Burada elde edilen verilere göre de sorular soruluyor. Ancak bu işlemin hukuka aykırı olduğu ve hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin sanık lehine esas alınmayacağını belirtiyoruz. Müvekkilim özel harekat polisi olduğu için diğer sanıklardan farklı olarak çırılçıplak soyulmuş ve işkenceye uğramıştır” iddiasını öne sürdü.

‘PAVYONDA 1 SAAT Mİ EĞLENİLİR’ DİYE SORULDU’

Müvekkilinin amacının abisini ziyaret etmek ve bir ”kaçamak” yapıp İstanbul’a geri dönmek olduğunu dile getiren avukat Gözel, “Müvekkillerimizin beyanlarının doğru alındığından da emin değiliz. Ayrıca dün ‘pavyonda 1 saat mi eğlenilir bunun için mi geldiniz?’ diye soruldu. Gelinir efendim, neden gelinmesin? Ayrıca silah kullanmayı öğrettiği iddia ediliyor müvekkilim hakkında. Ben bunu da kabul etmiyorum. Ayrıca müvekkilim kastedilen toprak yoldan de geçmiyor. GPS nereye yönlendirirse oraya gidiyor” dedi ve savunmasına şöyle devam etti:

“Müvekkilimin tutukluluk süresi artık bir tedbir olmaktan çıkmış ve ceza haline gelmiştir. Müvekkilimin bu kadar uzun süre tutuklu kalması hukuksuzdur. Makul sürede yargılama yapılmaması halinde herkes serbest bırakılma hakkına sahiptir. Müvekkilimin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını ve yapılacak yargılama sonucunda da beraatini talep ediyorum.”

İlişkili Haber
thumbnail

Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş’ten ortak açıklama: ‘Cinayetin siyasi ayağı ortaya çıkmasın istiyorlar’

Haberi görüntüle

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 3 Temmuz 2024, 18:29

    İçinde özel harekatçıların da olduğu 20-30 kişi sadece topuğundan yaralamak için mi seferber olmuş?

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!