Sözcü yazarı Can Ataklı, çocuklarını PKK’nin elinden kurtarmak için günledir HDP binası önünde nöbet tutan anneleri hedef aldı. Ataklı, ‘İlk duyulduğu anda insana ne kadar masum ve duygusal geliyor değil mi? Ancak bu konuda şüphelerim var’ diye yazdı.
Sözcü yazarı Can Ataklı, HDP/PKK’lıların tezlerini dillendirerek Diyarbakır annelerinin eyleminin bir iktidar operasyonu olduğunu iddia etti. Ataklı “Çocuklar PKK tarafından kaçırıldıysa ilk gidilecek yer polis değil mi?” diye sordu. Ataklı’nın Kürt annelerini tırnak içine aldığı yazısının satırbaşları:
“(…) Diyarbakır’daki HDP binası önünde günlerdir bazı anneler eylem yapıyor.
Söyledikleri şu; “Çocuklarımızı PKK dağa götürdü. Terörist yapacak, bunlara siz aracı oldunuz, evlatlarımızı geri verin.”
İlk duyulduğu anda insana ne kadar masum ve duygusal geliyor değil mi? Ancak bu konuda şüphelerim var.
Tele 1’deki bir sabah sohbetimde “Bu bir iktidar operasyonu” demiştim. Çünkü PKK terörü son günlerin konusu değil. 1984 yılında ilk kez ortaya çıktığı günden beri var ve o yıldan bu yana pek çok genç dağa çıkarak teröristlere katıldı. 35 yıl içinde dağa çıkan bu gençlerden 15 bini öldürüldü. Analar çok ağladı. Teröristlerin öldürdüğü masum binlerce kişinin de anaları ağladı. Şehit olan güvenlik görevlilerinin anaları da ağladı. Terörle mücadele adı altında gözaltına alındıktan sonra ortadan kaybolan kişilerin anaları da ağladı. Yani analar hep ağladı, ağlıyor. Bu son olaydaki analar da elbette haklılar, isyanları yerden göğe doğru. Ama bu durum, eylemin iktidar eliyle sürdürülmediği anlamına gelmiyor. Ve iktidar bu eylemi; soruna bir çözüm bulmak, dağa giden gençleri geri getirmek için değil, son zamanlarda yükselttiği kaba milliyetçi politikanın kamuoyunda daha çok taraftar sağlaması için yaptırıyor. Şimdi bazı sorular soralım. Örneğin, aynı analar aynı gerekçelerle AKP il binası önünde bu eylemi yapabilir mi?
Yine valilik önünde veya Ankara’da AKP Genel Merkezi önünde ya da İçişleri Bakanlığı’nda bu eylem yapılabilir mi? Ama asıl sorularım başka.
BİR: Çocuklar PKK tarafından kaçırıldıysa ilk gidilecek yer polis değil mi?
İKİ: Kaçırılan çocukların aileleri, çocuklarının kaçırıldığına dair şikayette bulundu mu?
ÜÇ: Emniyet güçleri kaçırılan çocukları bulmak için herhangi bir çalışma yapıyor mu?
DÖRT: Cumhurbaşkanı neden İçişleri Bakanı’na, kaçırılan çocukların bulunması yönünde talimat vermiyor da herkesi bu eyleme destek vermeye çağırıyor?
BEŞ: Bakanlar, AKP yöneticileri, yandaş-tetikçi medya herkesi terörize ederek “Analara destek çağrıları” yapıyorsa ve henüz katılmayanları hainlikle suçluyorsa bu eyleme iktidar operasyonu demenin nesi yanlış oluyor?
ALTI: Devlet ne zamandan beri işini yapmak yerine sokak eylemlerine prim vermeye başladı?”
Can Ataklı döne döne kıblesini bir türlü bulamadı. Ne yana dönse acaba?
Bu çocuk HDP’nin kapısından girdiyse nerede olduğunu en iyi onlar bilir. Polis nereden bulacak? Kandil’e mi gitsin getirsin!
1- Dervişin fikri neyse, zikri odur.
2-Buna benzer bir lâfı Meral Akşener de etmişti.
3-Hiçbir anne oğlunu terörist olsun, ölsün vb istemez.
4-HDPKK ya verilen oylar korkudandır.
5-Bu yazıya benzer söylemlere hdpkk=fetö=emperyalizm işbirlikçilerinden başkası sevinmez.
6-“Anneler aslında pkk nın evlâtlarını kaçırmasından, öldürmesinden pek memnun ama devleti yöneten AKP den korkarak çok sevdikleri hdppkk nın önünde rol yapıyorlar” gibisinden bir saçmalığı üreten beyinler Türk Ulusu’nu aptal zannedecek kadar zekâ doluymuş meğersem (!)
7- Bu tür yazılar ve söylemler hdppkk rezaletlerini örtmek ve bunları kollamak için üretilmektedir.
8-Cengiz Özakıncı @cengizozakinci
Atatürk Kürtleri yalnız Kurtuluş Savaşı yıllarında değil 1932’de de soydaş olarak nitelemiştir. (Kaynak: Diyarbekir gazetesi, 26.09.1932.)
9-Herkesi bu eyleme destek vermeye davet etmek HDPPKK=FETÖ=EMPERYALİZM işbirlikçilerine karşı millî birliğimiz olduğunu dosta düşmana ilân etmek demektir. Bundan da bu işbirlikçiler pek rahatsız olmaktadır.
10- Bu sorun bireysel ve kişilerin haklarını yalnızca emniyet güçleri ile arayabilecekleri bir sorun değil millî bir sorunumuzdur.
11- Sayın yazar ve onun gibi düşünenler “Cumartesi anneleri” denen eylemlere, Gezi eylemlerine vb hakkında da devletin prim vermemesi gereken sokak eylemlerdir bunlar diye yazılar yazmışlar mıdır?
12- Bu tür yazılara İsmet Paşamızın sözüyle yanıt veriyoruz: “Hadi canım sen de!.. “
Can Ataklı’nın görüşlerine katılıyorum. Sebebini gelince hükmetme, devletin gücünü kullanıp düzen sağlama yetkisine sahip hükümetin bu tür eylemleri desteklemesi kim veya hangi güçlere yardım bekliyor sorusunu aklıma getiriyor. Içişleri Bakanlığı kaçırılan vatandaşımızın olduğunu öğrendiği anda bunu kendisine görev adledip neden operasyona başlamaz. Mademki HDP pkk nın junto neden kapatılmasına. Lütfen biraz izan. ..
bunlar nasıl vatan hainleriymiş. inanılmaz. hiç utanmaları yok. muhalif halkımız şunlara 2 kelime söylemeyecek mi. bekliyoruz!!!
Ya bu gayret niye bu sevicilik niye dediklerinin hepsi oldu..haluk levent kadar cesaretiniz yokmu..eline ne gececek pkk sevici
Açılım yollarında islamcılardan nefret ettim şimdiyse Kemalistlerden şüphelenmeye başladım. Türk milletinin içinde hainlik bulaşmamış kesim yok mu?
İnsan kaybettiğini, kaybettiği yerde arar. Ataklı, bunu bilmeyecek kadar akıldan beri değil herhalde. Ülkede kurumların siyasallaştığını ve siyasi iktidarın keyfine gelirse adalet sağlanabildiğini de sağır sultan bile duydu. Poliste İçişleri Bakanlığına bağlı. Ne yani İçişleri Bakanlığı istihbaratı ve MİT’in bu dağa adam gönderme işini HDP’nin yaptığını bilmediklerini mi düşünelim. Bu sebeple insanlar kendi adaletini kendi sağlamaya çalışıyor. Her konuda muazzam uzman olan Can Ataklı bu konunun polislik bişey olduğunu başka yerde söylemesin, ona biryeri ile gülerler. Sanki marketten çikilota çalındı da polise gidicez.