Sözde Ermeni soykırımı eylemine katılan Hilal Kaplan’dan muhalefete tepki

featured

Geçmişte Ermenilere soykırım yapıldığını iddia eden yazılar yazan, “1915 zulmü” diyen, Ermeni dernekleri tarafından ödül verilen Hilal Kaplan, Joe Biden’ın sözde soykırım açıklamasına henüz Cumhurbaşkanından bir tepki gelmemesine rağmen muhalefetin tavrını eleştirdi.

Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1015 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımlamasına Türkiye’deki muhalefet partilerinden gelen tepkileri değerlendirdi.

‘ABD işgale kalksa ne diyecekler?’ başlığıyla yayımlanan yazısında ilk olarak “Biden, yıllardır Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde sallanan ‘soykırım’ şantajını sona erdirdi ve meşum kelimeyi kullanarak Türkiye düşmanlığını bir kez daha tescillemiş oldu” diyen Kaplan, muhalefet partilerine eleştiriler yöneltti.

“Böylesi anlarda, muhalefete baktığımızda ise ‘yavuz hırsız’ın hiç suçu olmadığını görüyoruz. Zira Amerika’yı suçlayan tek kelime sarf etmemeye azami özen gösteriyorlar” diyen Kaplan, şöyle devam etti:

“Mesela Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye’nin yanlış dış politikasının maliyeti’ demiş. Hatta CHP’nin İngilizce hesapları bile Biden’a tepki göstermek yerine, ‘AKP’nin ihtiyatsız dış politikasının Türkiye’yi getirdiği yer’e işaret etmiş. Biden’a kınama yok. 24 Nisan açıklamasına da ‘hata’ (mistake) demiş; o kadar! 1915’e soykırım dediği bilinen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise parti açıklamasını dahi paylaşmamış ve susmayı tercih etmiş.
İyi Parti lideri Meral Akşener ise altı paragraflık bir açıklama yayınlayıp, bir cümlede Biden’ı kınarken, diğer paragraflarda ‘yeterince sert tepki vermeyen’ hükümeti suçluyordu. Peki, iki devlet ilişkilerinde çıkan krizi yeterince büyük bulmayan Akşener, Biden’a gıkını çıkaramayan ittifak ortaklarına, kendi İstanbul İl Başkanı’nın kankası olan Kaftancıoğlu’na karşı neden üç maymunu oynuyor? Devletler arası krizi büyütme önerisi yapmak kolay, üç-beş oy kaybetme kaygısıyla ittifak ortağına ses çıkarmak zor herhalde?!
Yine ‘muhafazakâr maskeli Amerikancı’larımızdan Ali Babacan ne demiş diye baktım. Şahsi olarak hiçbir şey dememiş; partinin resmi açıklamasını paylaşmış. Onun başlığı da şu: ‘Uluslararası alanda küçük düşürülmemizin nedeni dış politikada kötü yönetimdir’ Hele hele açıklamada ‘ABD Kongresi’nde dostumuz kalmamıştır’ gibi bir cümle var ki görüp de ağlamaklı olmamak ne mümkün.”

SÖZDE SOYKIRIM EYLEMİNE KATILMIŞTI

Hilal Kaplan’ın, “Ermenilere soykırım yapıldı” sloganlarının atıldığı bir eyleme katılmış ve 2012 yılında Ermeni diasporasına yakın bir oluşum tarafından ödül almıştı.

Kaplan’ın, YeniŞafak gazetesinde yazdığı “Şanlı Tarihimiz ve hakikat”, “Ermenistan: Anadolu’nun Diasporası” isimli makalelerinden dolayı ödüle layık görüldüğü açıklanmıştı.

Kaplan’ın Ermenistan’dan özel olarak ödüllendirildiği bu yazılara şu anda internet üzerinden ulaşılamıyor.

İşte Kaplan’ın o skandal ifadeler içeren yazısı:

1915 zulmüne dair bir tarafta “Ermeni tezleri” diğer tarafta “resmî tez” olabilir. Ancak bir de hakikatin kendisi var.

1914 Osmanlı nüfus sayımına göre 1.219.323 olan Ermenilerin nüfusu bugün sadece 60.000.

Çok dinli toplum yapısıyla övündüğümüz Osmanlı`nın yerinde nüfusunun %99`unun Müslüman olduğu söylenen bir ulus-devlet var.

Bu rakamlar ve toplumsal gerçeklik arasındaki uçurumu nasıl okursanız okuyun, ortada başarıya ulaşmış bir yok etme projesi olduğu açıktır. Üstelik zamanın Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül de 2008 yılı 10 Kasım`ında bu projeden övünçle bahsedip, hakikati bütün yalınlığıyla ikrar etmemiş miydi zaten?

“Bugün eğer Ege`de Rumlar devam etseydi ve Türkiye`nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi?”

Evet, “devam etmediler”. Bugün yoklar. O yüzden bugün üzerimize düşen onların yokluğuyla övünmek değil, onların yokluğunun sebepleri üzerine düşünmektir.

1915 zulmü bu toprakların tarihinin, yani bizim tarihimizin bir parçası olmasına rağmen Avrupa`nın bilinçdışımızdaki “kolonyal efendi” imajı sapasağlam ayaktayken Türkiye`yi özeleştiriye çağırmasının hakikatle karşılaşmayı ertelemekten öte bir etkisi olamaz. Ancak hakikat er geç ortaya çıkacak. Eğer hakikatin adını yabancı parlamentoların değil de, Türkiyelilerin koymasını arzu ediliyorsa, asker-bürokrat zevat hariç kimseye inandırıcı gelmeyen resmî tez inadından vazgeçmek gerekiyor.

EROĞAN’I DA SOYKIRIM YALANI ÜZERİNDEN ELEŞTİRMİŞTİ

2010 yılında BBC Türkçe’ye konuşan Erdoğan, Türkiye’deki 100 bin Ermeni’yi kovabileceğini belirterek “Ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar. Ülkemde de tutmak zorunda değilim.” demişti.

Bu sözler üzerine Erdoğan’ı eleştiren Hilal Kaplan “100.000 Ermeni’yi “gerekirse kovarız” diyebilen Başbakan, 100 yıl önce atalarının ‘gerekeni’ yapmadığına kimi inandıracak acaba?” sözleriyle tepki göstermişti.

Yani Erdoğan’ın 100 bin Ermeni’yi “kovmakla” tehdit etmesi nedeniyle, Türkiye’nin 1915 ile ilgili sözlerinin de inandırıcı olamayacağını ima etmişti.

Sözde Ermeni soykırımı eylemine katılan Hilal Kaplan’dan muhalefete tepki

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Bu serserileri haber etmeyin lütfen.

  2. yavuz hirsiz ev sahibini bastirirmis. Bu hilal de boyle yapmaya calisiyor. Ne kadar cok bagirirsan o kadar cok haklisina getirmeye calisiyor olayi. Bunun her ciktigi yerde (televizyon, konferans vs.) bu olay soylenmeli.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!