Av.Hüseyin Özbek yazdı…
Bağdat’ı atlayarak, Bölgesel Kürt yönetimi ile yaptığı petrol ticaretinin ağır faturası geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önüne kondu. IKYB’nin, Kerkük Ceyhan boru hattı üzerinden BOTAŞ’la yaptığı petrol ticareti üzerine Irak merkezi yönetimi Uluslararası Tahkim Mahkemesine başvurmuştu. UTM ((ICA) geçtiğimiz günlerde sonuçlandırdığı tahkim yargılaması sonucu Türkiye’yi 1,4 milyar dolar tazminat cezasına çarptırdı.
Devletler hukukundan, uluslararası ilişkilerden habersiz, milli çıkarlara duyarsız bir yönetim anlayışının Türkiye’yi sürüklediği yere bakınız. Türkiye’nin bölge dengelerini ve ulusal çıkarları gözeten geleneksel dış politikası yerini keyfiliğe terk ettiğinde ortaya çıkan yıkım tablosu ibretliktir.
Öncelikle 1,4 milyar dolarlık Tahkim cezasına götüren çıkmaz sokağın taşlarının nasıl döşendiğine bakalım. Komşunun toprak bütünlüğüne yönelik, emperyal kundakçıların çıkardığı etnik yangına körükle gitmenin ibretlik belgelerine geçelim. İlk belgemiz, 18 Mayıs 2012 tarihli FETÖ’nün Zaman Gazetesi olsun:
“Neçirvan Barzani göreve geldikten sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Barzani Ankara’da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da katıldığı toplantıda petrol ürünleri satışı, iki ülke arasındaki kamyon ticareti, sınır kapılarının yetersiz kalması, Türkiye’nin en az iki tane daha sınır kapısı açma isteği, elektrik satışı gibi konular gündeme geldi. Türkiye’nin Irak ticaretinin 8 de 5’ inin kuzeydeki yönetimle yapıldığını hatırlatan diplomatik kaynaklar enerji konusunda da birçok alternatifin ve işbirliğinin konuşulduğunu kaydetti.”
Barzani Türkiye’de en üst düzeyde ağırlanırken, Bağdat’ın Türkiye’yi şiddetle protesto ettiğini okurlarımıza hatırlattıktan sonra 2. belgeye geçelim. 20 Mayıs’ta Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nin ( SETAM ) düzenlediği 1. Uluslar arası Enerji Konferansı’na katılmak için Erbil’e giden Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2007’de ara verilen petrol alıp petrol ürünü verilmesi uygulamasına tekrar başlanacağını, ilk uygulamanın tankerlerle yapılacağını, Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattının kapatılmasının söz konusu olmadığını, tam tersine yüzde 100 kapasite ile kullanılmasından yana olduklarını vurgulamıştı. Bölgesel Kürt Yönetimi Tabii Kaynaklar Bakanı Asthi Hawrami, aynı toplantıda yaptığı konuşmada Kuzey Irak’tan çıkarılan doğalgazın Türkiye’ye ulaştırılması için bir proje üzerinde çalıştıklarını belirterek, öncelikli hedefin Güneydoğu Anadolu’daki kentler olduğunu söylemişti.
Sabah Gazetesi haberi, “Kuzey Irak Petrolü Türkiye’den Gidecek” manşetiyle verirken Milliyet, “Kürt Gazı Güneydoğu’ya BOTAŞ’la geliyor” başlığını kullanmıştı.
Hürriyet’ten Erdal Sağlam’ın 29 Mayıs tarihli makalesi 3. Belgemiz olsun: “ Hükümet bence enerji alanında en olumlu adımlardan birini geçen hafta attı ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile kapsamlı bir enerji anlaşması imzaladı… Geçen Hafta Radikal’de Cengiz Çandar, bu anlaşmayı Türkiye’nin, bölgenin ve doğrudan Kürt sorununun geleceğini ilgilendiren çok önemli bir gelişme olarak özetledi. ABD’li Exxon’un geçen yıl, Irak Merkezi yönetimiyle yani güneydeki zengin bilinen kaynakları tehlikeye atacak adımı atıp, Kuzey Irak’ta aramalara başlaması, tüm dünyanın enerji açısından bölgeye olan inancını artırdı ve gelişmeler peşi sıra gelmeye başladı. Şimdi dev petrol şirketleri bölgede arama izni istiyor.”
Irak Bölgesel Kürt Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani’nin, Irak merkezi hükümeti ile köprüleri atan Türkiye’ye teşekkürü 4. belgemiz olsun: “ Türk kardeşlerimizle bu gün burada olmamız, aramızdaki işbirliğinin de göstergesidir. Türkiye Kürdistan bölgesinde büyük yatırımlar gerçekleştirdi. Türkiye buradaki en büyük yabancı yatırımcı konumundadır. Kürt Bölgesi ve Türkiye arasındaki stratejik ilişkilerin geliştirilmesi çok önemli. Karşılıklı anlayış ve ortak çalışma her iki taraf için de fayda sağlayacak.”
- belgemiz, Reuters’in, “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi dün petrol ihracatının Türkiye üzerinden yapılacağını açıkladı” başlığıyla verdiği haber olsun. 6. Belgemiz, İngiliz Telegraph gazetesi; “Kürdistan, Irak’ın yarı özerk bölgedeki petrol şirketlerine güç katacak. Siyaseten tartışmalı bir adımla sınırın öte tarafındaki Türkiye’ye ham petrol taşımaya başladığı anlaşılıyor” başlıklı haberinde petrol analisti Malcolm Graham-Wood’un: “Bu kadar erken beklemiyorduk.Sınırın açılması, Kürdistan’ın petrol satma imkanına imkanını muazzam biçimde artırıyor” analizi, örtülü olarak, döşenecek borudan Türkiye’ye tarafına petrol, Kuzey Irak’a ise kundaktaki Kürdistan’ı ayağa kaldıracak oksijen akacağı anlamına geliyor !
6.belgemiz, Türkiye’nin Bağdat’ı atlayarak Bölgesel Kürt yönetimi ile petrol anlaşması yapması ve ithalata başlamasına karşı Irak merkezi hükümet sözcüsü Ali El Debbağ; “Türkiye toprakları üzerinden yapılan yasa dışı petrol ihracatını durdurmak zorunda. Petrol ve doğalgaz bütün Iraklılara aittir. Bunlar Merkezi Hükümet tarafından ihraç edilmeli, gelirleri de bütün Iraklıları temsil eden Merkezi Hükümete gitmeli” uyarısında bulunuyor.
7.belgemiz, Bağdat’ın açıklamasına karşılık veren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’dan olsun: “ Kuzey Iraktan petrol sevkiyatının yapılmasında engel yoktur .“
8 belgemiz, merkezi hükümetin sert tepkisine karşılık verircesine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPKD) İstanbul merkezli Siyah Kalem şirketine Kuzey Irak’tan doğalgaz ithaline yönelik resmi anlaşma yapması için 90 günlük süre vermiş olması.
9.belgemiz sıfır sorun diyerek bol sıfırlı sorunlara yol açan dönemin Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Bağdat’ın bilgisi dışında Kerkük’ü ziyareti üzerine, Irak Başbakanı Maliki’nin zehir zemberek açıklaması olsun: “ Ahmet kardeşimin ziyareti gündemde değildi. Kerkük ziyaretiyle şok olduk. Ne vali ne dışişleri bakanı ne de ben bu ziyaretten haberdar edildik. Sadece ziyaret değil, Kuzey Irak yönetimiyle böylesine açık olmayan bir tavır sergilediğini araştırmak için komisyon kurduk. Sıfır sorunla önemli mesafe kat edildi. Ama yine başa döndük. Etnik ve mezhepsel farklılıkları kışkırtan her ülke bilmelidir ki bu politikalar fazlasıyla kendilerine dönecektir.
- ve son belgemiz yine Maliki’den. Maliki’nin açıklama ve uyarıları, Türkiye’nin önüne konacak 1,4 milyar dolarlık faturanın işaret fişeği olarak okunmalıdır: “ Alışveriş yapılıyor, sınır açılıyor, anlaşmalar yapılıyor. Onlar bizim yönetimimiz, sıkıntımız yok ama ilişkiler merkezi yönetim üzerinden gerçekleşmeli. Türkiye de bizim doğrudan etnik gruplarla iletişime geçmemizi kabul etmez. Başka ülkelerin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz de yok. Petrol boru hattı kurulmasına izin verilmesi bizi endişelendiriyor. Bunlar teamüllere aykırı. Merkezi yönetimi onayı olmadan temas olmaz.”
Daha mürekkebi kurumamış ibretlik belgeler karşısında yüzleri kızarır mı bilemeyiz. Tarih cahili, siyasal kültür fukarası Yeni Osmanlıcı tayfanın, çok hoşlandığı bir sloganla bitirelim yazımızı. Tahkim mahkumu yaptığınız Türkiye sizinle gurur duyuyor!