Libya’da yaşamını yitiren MİT mensubunun cenaze törenine ilişkin haber yaptıkları gerekçesiyle tutuklu bulunan gazeteciler Odatv Genel Yayın yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel tahliye oldu. Silivri Cezaevi’nden çıkan gazeteciler, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Tahliye kararının ardından Silivri Cezaevi’nden çıkan gazetecileri çok sayıda kişi karşıladı. Sevdikleri ve yakınlarıyla hasret gideren gazeteciler daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Odatv Genel Yayın yönetmeni Barış Pehlivan, “Bu davada suç yoktu, suçlu yoktu. Bütün gazetecilik yaşamımızı cezalandırma amacı vardı. Hiç kimsenin şüphesi olmasın gazeteciliğe, aynen bıraktığımız gibi adil bir gelecek için yazmaya devam edeceğiz” dedi.
AĞIREL: GAZETECİLİK ASLA SUÇ DEĞİLDİR
Sevdiklerine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ise şunları söyledi:
Öncelikle tabii ki mutluyuz. Sevdiklerimi kavuştuğum için aynı zamanda kızım ve oğlum da bekliyor. Zaten en büyük özlem sevdiklerimize oluyor, çocuklarımıza oluyor.
Biz gazeteciyiz. Gazetecilik asla suç değil. Kalemi namusu bilip de mücadele eden insanların var olduğun bildikçe gazetecilik hep var olacak. Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.
İçerideyken aramızda birer koğuş mesafe vardı. O mesafelerle ilgili de aramızda kendimiz de konuştuk. Şimdi üçümüzün yan yana olması, eski dönemlerdeki gibi bir arada olmamız tabiî ki sevindirici.
Halen de ben işin açıkçası inanamıyorum üçümüzün bir arada olduğuna onun için oradan koşarak geldim arkadaşlarımın yanına. Çünkü ne yaparsanız yapın özlem gideremiyorsunuz. Bir şeyiniz eksik kalıyor. Bu süreç daha devam edecek.
‘KORKMADAN CESARET İÇİNDE DEVAM EDECEĞİM’
Karardan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Hülya Kılınç ise “İçeride biraz zorlu bir süreç vardı ama bunu atlatabileceğimi hep düşünüyordum. Böyle bir kararın çıkmasından da oldukça mutluyum. Bundan sonraki süreçte de gazeteciliğime devam edeceğim. Korkmadan cesaret içerisinde aynı şekilde devam edeceğim” dedi.
(Sözcü)
Atalım mı manşetleri atalım mı (vay vay); BiLiM için sekiz sene yatalım mı (vay vay); Kemalizme düşünsellik katalım mı VAY VAY VAY
Murat ağırelin arkasında yalnız değildir yazısı tutan arkadaş diğer barışları niye yalnız bıraktın ayıp değilmi? Senin amacın ne?
NAZiZM, iktidâra, Weimar Cumhuriyeti hükûmetlerine havuzluk/yandaşlık/yalakalık ederek değil, kendi tarzında muhalefet ederek gelmiştir. ML hatta Maoist yurttaşlarım, basına yapılmakta olan baskıları, “faşist baskılar” addetmemelidirler. Nazi-olmayan muhalefet serbesttir ama yapan yok.
Devlette gizli kalması gereken bilgileri (bence gazeteciliğin dışındaki amaçlarla) yazarsan, bir şekilde bunun bedelini ödemen gerekir diye düşünüyorum. Bunun cesaretle de alakası olduğunu düşünmüyorum. Sen her ne kadar devletin, Libya’da olmasını istemesen de, bu devlet bir karar vermiş ve biz oradayız. Askerinin, milletinin her daim morale ihtiyacı var. Bu gazetecileri kimse seçmediği halde, bütün askeriye ve devletin güvenlik birimlerinin stratejisini ilgilendiren konularda, inisiyatif alıp, bu tür, devletin gizli kalması gerektiğini düşündüğü haberleri yapmalarını doğru bulmuyorum. En nihayetinde MİT ajanlarının şehit edildiği haberini yapmak ne tür bir erdem gerektirir onu da anlamış değilim. Faydası nedir? Devlet bazı şeyleri gizli tutmazsa şamar oğlanına döner, strateji yapamaz. Madem gazetecilik gizli saklı şeyleri bulup ortaya koymak, o zaman ülkemin ileride planladığı bütün gizli saklı planlarını da deşifre edin. Ya da girin kozmik oda’ya, ne var ne yok ifşa edin. Olur mu? Olmaz!