Murat Bölükbaşı yazdı…
63 puanlı Beşiktaş 58 puanlı Fenerbahçe’yi sahası Vodafone Park’da ağırladı. Her iki takımın da yakın temas ikili mücadeleyi tercih ettiği, mücadele seviyesi yüksek ve coşkulu ama Derbi’ye göre futbol anlamında vasatın altında bir ilk yarı izledik. İlk 45 dakikada iç saha avantajı ve lider özgüveniyle Beşiktaş topa hakim olan taraftı. Beşiktaş baskılı kanat hücumu, Fenerbahçe ise baskın kanat hücumlarıyla pozisyon üretmeye çalıştı. İlginç bir şekilde her iki takımda ilk yarı boyunca merkez hücum organizasyonlarını uygulama başarısı gösteremedi. İlk yarıda Aboubakar’la 3, Atiba’yla 2 kez ceza sahasına girip tehlike yaratan Beşiktaş’ın, Souza ve Ghezzal ile bulduğu 2 etkili şut’a karşın Fenerbahçe ilk 45 dakikada Samuel ve Valencia’yla tehlike yaratmayan 2 pozisyon üretti.
2. devreye her iki takımda aynı 11’le başladı. Ben, özellikle Erol Bulut’un ilk yarıda hiçbir varlık göstermeyen İrfancan’ı değiştirebileceğini düşünmüştüm. İkinci devreye hızlı ve atak başlayan Beşiktaş, sağ taraftan Ghezzal’in kullandığı ve Vida’nın kafa vuruşundan bulduğu golle öne geçti. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe’nin topa daha fazla hakim olup, Beşiktaş’ın üstüne etkili bir şekilde gideceğini düşünürken, Fenerbahçe telaş içinde üç pas yapamayan bir görüntü içine girdi. Fenerbahçe’nin organize olabildiği zamanlar, genelde Caner’in sol kanatta hücuma çıkarak insiyatif aldığı kanat ortalarıydı. Fenerbahçe’nin şuursuz hücum hamlelerine Beşiktaş, 51 ve 61. Dakikalarda Aboubakar’la cevap verdi.
Altay, Aboubakar’ın 2 tehlikeli gol vuruşunu karşılayarak Fenerbahçe’yi oyunda tuttu. 58. Dakikada Erol Bulut, İrfancan Sosa ve Samatta Tiam değişikliğiyle oyuna ilk müdahalesini, 73. Dakikada ise Valencia Ferdi ve Samuel Ozan değişikliğiyle ikinci müdahalesini yaptı. Sergen Yalçın ise aynı dakikada Ljajic Mensah değişikliğiyle oyuna ilk müdahalesini gerçekleştirdi.
Maçın geneline doğaçlama bir mücadele görüntüsü hakimdi. Fenerbahçe’nin mağlubiyet halinde lige havlu atma durumu belli ki oyuncular üzerinde baskı oluşturmuş. Üç pas yapamayan ve her oyun kurma görevini gereksiz bir telaşla sonlandıramayan Fenerbahçe’ye karşı, galibiyetin verdiği rahatlıkla oyunu geniş sahaya yayıp topu rakibe vermeme düşüncesiyle rakibi yorup oyundan düşürme stratejisini uygulayamayan Beşiktaş, belli ki son sözü 88. Dakikada sol kanattan içeri doğru dripling yaparak sağ ayağıyla bir S 400 füzesi gönderen Ozan Tufan’a bırakmıştı.
İşin ilginç yanı Sergen Yalçın golü yediği dakikaya kadar sadece bir oyuncu değişikliğiyle oyuna müdahale etmiş, golü yedikten sonra da iki oyuncu değişikliğine gitmişti!.. Bir teknik adam olarak benim merak ettiğim şey, Sergen hocanın maçı 1-0 bitirecek bir stratejisi mi yoktu, ya da maçı 1-0 da tutabilecek kulübede oyuncusu mu yoktu da 89. Dakikaya kadar taktiksel bir müdahalede bulunmadı?.. Sonuç itibariyle Tatsız derbide, ‘’ne şiş yandı ne kebap’’
