Tezkereye karşı çuval! ABD ile ‘1 Mart’ savaşı

Amerika’nın Irak'ı işgali döneminde AKP hükümeti tarafından 25 Şubat 2003 tarihinde Meclis’e sunulan ve tam adı “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için hükümete yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” olan 1 Mart 2003 sürecinde neler yaşanmıştı? Ayrıntıları sizler için derledik.

featured

VERYANSIN TV

Tam adı “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” olan 1 Mart tezkeresi dönemin hükümeti AKP tarafından 25 Şubat 2003 tarihinde Meclis’e sunuldu. ABD emperyalizmine karşı birliğin sembollerinden olan ve meclis genel kurulunda reddedilen tezkere gündemi, Türkiye-ABD ilişkilerini de derinden etkilendi.

1 MARTA GİDEN SÜREÇTE NELER YAŞANDI?

ABD’de yaşanan 11 Eylül saldırılarının ardından ABD Başkanı Bush tarafından “Şer ülkeleri” açıklaması yapıldı. Ardından “Önleyici Savaş Doktrini” isminde bir doktrin çıkarıldı. Bu doktrin neticesinde bahsedilen şer ülkeleri tarafından Orta Doğu’da terörün desteklendiği açıklanarak bu ülkelere müdahale edilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca Irak’a savaş konusu daha Amerikan Senato’sunda onaylanmadan TBMM’nin gündemine geldi. Tezkereyle beraber Türkiye’nin güneydoğusunun pek çok yerinde 8 üs kurulacaktı. Dönemin basınına da Türk ordusunun Irak’taki varlığına ve ABD’nin güneydoğuda yer almasına karşılık IMF’nin 6 milyar dolar hibe ve 32 milyar dolar kredi vereceği yansıdı. Tezkereden önce Aralık 2002 tarihinde AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ziyaretinde Bush’a karşı “Biz özverilerde bulunduk, şimdi taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz” dedi.

6 Şubat 2003 tarihinde dönemin hükümeti AKP tarafından TBMM’ye sunulan “Türkiye’deki askeri üs ve tesisler ile limanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme, inşaat ve tevsi çalışmaları ile altyapı faaliyetlerinde bulunmak amacıyla ABD’ye mensup teknik ve askeri personelin 3 ay süreyle Türkiye’de bulunmasına (…) Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca izin verilmesi” tezkeresinden hemen 2 gün sonra ABD ile mutabakat muhtırası imzalandı. Bu muhtıra üzerine ABD taleplerine göre “Üs ve liman modernizasyonuna” girişildi. 1 Mart tezkeresinin onaylanacağına dair görüşler o kadar kuvvetliydi ki ABD birlikleriyle askeri teçhizat İskenderun limanına indirilmeye başlandı. Bunlar paletli ve zırhlı olmak üzere 522 araçtan meydana geliyordu ve Kızılay ise savaşın ardından doğacak olası sığınmacılar için Silopi’deki deposuna 100 bin çadır gönderdi.

erdoğan-bush

1 MART TEZKERESİNİN İÇERİĞİ NEDİR?

Anayasanın 92. maddesi uyarınca TBMM’den “gereği, kapsamı, sınırı ve zamanı Anayasanın 117’nci maddesine göre milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından Yüce Meclise karşı sorumlu bulunan hükûmet tarafından belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a gönderilmesine; etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi amacıyla Kuzey Irak’ta bulunacak bu kuvvetlerin gerektiğinde belirlenecek esaslar dairesinde kullanılmasına ve muhtemel bir askeri harekat çerçevesinde yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının Türk hava sahasını Türk makamları tarafından belirlenecek esaslara ve kurallara göre kullanmaları için gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından yapılmasına” 6 ay süreyle izin verilmesi istendi. Bu teklif dönemin hükümeti AKP tarafından meclise sunuldu ve tezkerede en fazla 62 bin yabancı askeri personelin Türkiye’de bulunmasının beraberinde yabancı hava unsurlarının bulunmasına da izin verilecekti. Yabancı hava unsurları ise 255 uçak ile 65 helikopteri aşamayacaktı.

TBMM OYLAMASI

Önergenin sunulmasının ardından ilk konuşmayı CHP Genel Sekreteri Önder Sav yaptı. Önder Sav, milletvekillerini ret oyu kullanmaya çağırırken ABD gemileri için “Düşman gemiler” ifadesini kullandı. Aleyhte 2. konuşmanın yapılması için CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol Anayasal temelli açıklamalarını yaptı. Anayasa’ya aykırı bir önergenin sunulduğunu vurgulayarak “Şimdi, biz, aslında, Anayasa değişikliği içeren bir tezkereyi burada müzakere edeceğiz. Ben, bu konuda, bu kadar açık bir hukukî durumda, bu konunun müzakeresinin imkânsız olduğunu” ifade etti. Lehte konuşmalar için ise AKP’den Salih Kapusuz ve Burhan Kuzu açıklamalarını meclis kürsüsünden yaptı. Bunların yanısıra AKP’nin içerisinde de tezkere hakkında fikir birliği yoktu.
Tezkerenin kabul edilebilmesi için salt çoğunluk gerekiyordu. 533 milletvekilinin katıldığı tezkere oylamasında 264 kabul, 250 ret ve 19 çekimser oy kullanılarak salt çoğunluk sağlanamadığı için tezkerenin reddine karar verildi. TBMM’deki milletvekillerinin partilere dağılımı şu şekildeydi: AKP’nin 365, CHP’nin 177 ve 8 bağımsız milletvekili vardı.

1martmeclis

IRAK’A BOMBA DÜŞTÜĞÜNDE 8,5 MİLYAR DOLAR HESAPTA!

Tezkereye giden süreçte Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, “Türkiye ile ABD 6 milyar dolar hibe üzerinde anlaştı. Türkiye, vazgeçeceği her 1 milyar dolarlık hibe karşılığında 6 milyar dolarlık ve vadesi 15 yılı bulan kredi kullanabilecek. Bush yönetimi savaş bütçesini Kongre’ye sunduğunda Türkiye için 8,5 milyar dolarlık kredi tahsis edilecek. Irak savaşı başladığında kredi kullanılabilecek. Türkiye krediyle iç ve dış borcu azaltacak” ifadelerini kullandı.

1mart-babacan

PKK’YA MUHAFAZA MUHTIRASI!

Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Radikal gazetesinden Murat Yetkin’e verdiği röportajda “Tezkere geçseydi çok farklı olurdu, ABD ile güzel bir mutabakat muhtırası hazırlamıştık. Çok sayıda askerimiz Irak’a girecekti. PKK konusunda bugünkünden daha avantajlı olacaktık” ifadelerini kullansa da mutabakatın 7. maddesindeki “Kuzey Irak’taki Faaliyetler” başlıklı bendin 3. paragrafına göre sınır hattında 25-30 km’lik bir alanda Türk ordusu PKK’ye karşı yalnızca “Meşru müdafaa” durumlarında silah kullanabilecekti.

hilmi-özkök-amerika

TEZKERE İÇİN KİMLER, NE DEDİ?

Dönemin bütün gündemini saran 1 Mart tezkeresi için basında pek çok açıklama yer buldu.

– Mehmet Ali Birand, 26 Şubat 2003 tarihli Milliyet gazetesinde “TBMM reddederse ne olur? … Bence, fatura öncelikle AKP’ye kesilir” dedi.

– Taha Akyol, 28 Şubat 2003 tarihli Milliyet gazetesinde “Tezkere cumartesi günü kabul edilir, edilmeli de” dedi.

Bülent Arınç, “Big brother bizi gözetliyor ama karar budur” dedi.

– Dönemin başbakanı Abdullah Gül, istifa etmeyeceğini belirterek “Küçük değişikliklerle tezkerenin yenilenmesi” mesajını veriyordu.

– Dönemin Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, ABD baskısının yoğun olduğu imajını vererek “Birinci ihtimal hükümetin istifası” dedi.

Bu gibi ifadelerin yanında Cüneyt Zapsu, Egemen Bağış, Ömer Çelik gibi isimlerin tezkere kabulü için yoğun çabalara girdiği basında yer buldu. Ayrıca Cüneyt Zapsu, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ile sürekli temas halindeydi. Dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan Ali Babacan’ın “Irak’a ilk bomba düştüğünde 8,5 milyar dolar hesaba geçecek” dediği de basına yansıdı.

Tezkere oylamasının ardından ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Başbakan Abdullah Gül’ü arayarak “Meclisteki oylama sonucunun ne anlama geldiğini” sorduktan sonra Salı gününe (4 Mart 2003) kadar bekle-gör politikasını izleyeceğini belirtti. Ayrıca Avusturya Devlet Televizyonu’nda ise “Türkiye’den ABD’ye kırmızı kart” değerlendirmesi yapıldı.

Tezkere reddedildikten sonra, Mayıs 2003’te Paul Wolfowitz “Türkiye hata yaptığını kabul etmeli, özellikle askerler beklenen güçlü liderliği gösteremedi” ifadelerini kullanarak ABD çıkarları için darbe istemine varacak taleplerini vurguladı.

7 Mart 2003 tarihinde ABD Başkanı Bush, Robert Wexler, Mike Rogers ve Ed Whitefeld aracılığıyla AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’a “Tezkereyi pazartesi çıkarın” mesajı gönderdi. Erdoğan da “Siirt’te seçim var. Türkiye’deki bu yasal sürecin tamamlanması gerekir” cevabıyla pazartesi gününe “Yetişmeyeceğini” vurguladı.

27 Mart 2003 tarihinde Frank Pallone, Amerikan Meclisi’nde Türkiye’ye yapılacak olan 1 milyar dolarlık hacme sahip yardıma karşı çıkarak “24 Şubat’ta Devlet Sekreteri Colin Powell’a yazdığım mektubumda, Türkiye’ye sağlanacak olan ekonomik paketin büyüklüğü konusundaki hoşnutsuzluğumu dile getirdim. Ama Türkiye’nin büyük ekonomik yardım paketini alması için, Türk hükümetinin şunları yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum: Türkiye, başkan Bush’un da talep ettiği gibi, Kuzey Irak’a girmemeyi açıkça kabul etmeli. Türkiye uluslararası borç kurumları tarafından belirlenen ekonomi ve bankacılık reformlarını kabul etmeli” ifadelerini kullandı.

28 Mart 2003 tarihinde Temsilciler Meclisi’nde sorulan soruları yanıtlayan Colin Powell, “Türkiye’nin desteğinin olmaması üzerine yapılan baskılara “Türkiye’nin desteği olsun olmasın, savaş ilerledikçe duyacakları iktisadi gereksinimleri karşılamak üzere Türkiye’ye yardım etmeye karar vermiştik. Bu nedenle de, ek bütçeye Türkiye ile ilgili talebimizi koyup Kongre’ye sunduk” ifadelerini kullandı. Daha sonra AKP hükümetinin görevinde yeni olduğunu vurgulayarak muhalefete rağmen tezkereyi meclise getirmesinin dahi övgüye değer olduğunu belirterek “Bunu ABD’nin çok iyi dostu oldukları için yaptılar” vurgusunu yaptı.

Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 24 Mayıs 2003 tarihli Vatan gazetesine yaptığı açıklamada 2 Nisan 2003 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile bir araya gelerek 2 sayfa 9 maddelik bir “Gizli plan” üzerinde anlaşıldığını açıkladı.

25 Ağustos 2003 tarihinde ABD Hazinesi Uluslararası İlişkiler Müsteşarı John Taylor, Reuters’e verdiği demeçte Eylül 2003 sonunda Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ile John Snow’un Dubai’de 8,5 milyar dolarlık kredi anlaşması imzalayacaklarını duyurdu.

12 Eylül 2003 tarihinde Marc Edelman, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile görüşmesinde verilecek 8,5 milyar dolarlık kredi için gerekli olan şartın Irak’ta iş birliği olduğunu, artık komşu olduklarını belirterek iş birliği şartının zaten yerine getirildiğini ifade etti.

TEZKEREYE KARŞI ÇUVAL DARBESİ: NE NOTASI, MÜZİK NOTASI MI?

Tezkerenin TBMM’de salt çoğunluğun sağlanamayarak reddedilmesinin ardından 4 Temmuz 2003’te Irak’ın Süleymaniye kentinde dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök tarafından “Mukavemet edilmesin” talimatı neticesinde Amerikan askerleri tarafından Özel Kuvvetler Komutanlığı bürosu basılarak 11 Türk askerinin başına çuval geçirildi. “Tamamen çirkin bir olay” gibi soyut ifadelerle geçiştirilen bu süreç, nota verilmesi gerektiğine dair önerilere ise dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı bu?” karşılığı verildi.

çuvalolayı

TEZKEREYE KARŞI ON BİNLER SOKAKTAYDI

1 Mart 2003’e giden süreçte tezkerenin onaylanmaması ve Türkiye’nin savaşa dahil olmayıp ABD’ye geçit verilmemesi için meydanlarda eylemler düzenlendi. ABD’ye geçit vermeyen Türk milleti, tezkere oylamasına giden süreçte 100 bin kişiyi Sıhhiye’ye topladı. Tezkere karşı tutum halkta yoğun şekilde yer edindi. İç krizin ve “Savaşa Hayır!” sloganlarının yer aldığı eylemlerin de neticesinde ABD’nin tezkeresine TBMM’den hayır oyu çıktı.

1martsavaşa hayır

1 Mart tezkeresiyle ilgili Erdem Atay’ın Kemal Anadol ile 19 Nisan 2021 tarihinde yaptığı programı izlemek için:

1 Mart tezkeresi ve o dönemle ilgili pek çok konuyu tüm ayrıntılarıyla işleyen Kemal Anadol’un “En Uzun Gün” kitabını temin etmek için aşağıdaki görsele tıklayabilirsiniz:

En Uzun Gün

Tezkereye karşı çuval! ABD ile ‘1 Mart’ savaşı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!