TMMOB tam 3 yıl önce uyarmış: Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) Kahramanmaraş merkezli depremlerden tam 3 yıl önce uyardığı ortaya çıktı. TMMOB'dan yapılan açıklamada '"1999'dan beri toplanan deprem vergileri ne oldu, nerede kullanıldı?" sorusuna dikkat çekilerek "Deprem vergileri amacı doğrultusunda kullanılsaydı 800 bin konut inşa edilebilirdi." denildi. Öte yandan açıklamada Kızılay'ın çadır satmasına ilişkin "Depremin üzerinden 28 gün geçtiği halde hala çadıra ulaşamayan depremzedeler varken, asli görevini yerine getirmeyip çadır ticareti yapan bir Kızılay gerçeği ile karşılaştık." ifadeleri kullanıldı.

featured

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kahramanmaraş depremlerinin vurduğu Adıyaman’da depremzedelerden ‘helallik’ istemesinin ardından “Önceden uyardık. Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız” başlıklı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada TMMOB’un Kahramanmaraş merkezli depremlerden tam 3 yıl önce uyarıda bulunduğu şu sözlerle belirtildi: “Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de Kahramanmaraş’ta gerçekleşen depremden tam 3 yıl önce 6 Şubat 2020’de ‘Önceden Uyarıyoruz: Büyük Bir Deprem Olacak, Önlem Alınsın!’ başlıklı açıklamamızda dikkat çekmiş olduğumuz hususların hepsi maalesef canlı bir örnek olarak karşımıza çıktı.” 

TMMOB’un açıklaması şu şekilde:

6 Şubat 2020 tarihli açıklamamızda;

1.Kentsel Dönüşüm: Depreme dayanıklılığı yeterli seviyede olmayan binalar, bir an önce Devlet tarafından tespit edilmelidir. Bu binaların, rant ekseninden uzak bir şekilde üst ölçekli planlara uygun olarak dönüşümü sağlanmalı ya da depreme dayanıklı hale getirilmelidir. Bu süre zarfında sosyal devlet olmanın gerekliliği olan ”Barınma Hakkı tüm yurttaşlarımıza ücretsiz olarak sağlanmalıdır.

2.İmar Affı: İmar affı kapsamına alınan binaların DASK kapsamına dahil edilmediğini ve depreme dayanıklılık raporu sunulmadığını bir kere daha hatırlatmak gerekir. İmar affı gibi bilim ve teknikten uzak politikalar derhal terk edilmeli, imar durumuna aykırı binaların kayıt altına alınmasıyla yasal bir kılıfa uydurulmaya çalışılması yerine bu binaların kaçak katları derhal yıkılmalıdır.

06.06.2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı imar affı olarak da bilinen düzenlemeden yararlanan tüm yapıların depreme dayanıklılığı kamu tarafından kontrol edilmeli, yeterli şartları sağlamayan yapılar yıkılmalıdır

3.CBS: Coğrafi Bilgi Sistemi altyapıları derhal geliştirilmeli; acil durumlarda ilk ihtiyaç duyulacak sağlık, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin merkezlerine anlık verilerin iletilmesi sağlanmalıdır. Bu ekiplere açık ve kullanılabilir yolların aktarılması, hayat kurtarıcı düzeyde olacaktır. Aynı zamanda halkın kullanabileceği mobil uygulamalarla deprem toplanma alanları, gıda ve diğer ihtiyaçlara olan ulaşım; akıllı sistemlerle anlık olarak hizmete sunulmalıdır.

4.Deprem Toplanma Alanları: Deprem sırasında vatandaşların güvenli bir biçimde kullanabileceği deprem toplanma alanları, sayıca arttırılmalı; çeşitli yollarla imara açılan deprem toplanma alanları üzerindeki yapılar ve bu yapıların yakınlarında yer alan ve alanın sağlıklı kullanımını engelleyecek yükseklikteki binalar yıkılmalıdır. Toplanma alanlarına giden yollar yine olası yıkımlarla kapanmayacak genişlikte ve düzende yapılmalıdır.

5.Deprem Vergileri: 17 Ağustos 1999 depreminin ardından, depremin sonucunda oluşan kayıpların ve hasarların giderilmesi amacıyla bir defaya mahsus alınmak için çıkartılan ve 21 yıldır alınmaya devam edilen “Özel İletişim Vergisi’’nden elde edilen bütçe, daha önce yayımladığımız önlemlerin uygulanması için harcanmalıdır.

Bugüne kadar, bu bütçeden yapılan amacı dışındaki harcamalar sorgulanmalı ve ilgililerden tahsil edilerek amacı için kullanımı sağlanmalıdır.

6.Çadır Kentler: Depremin ardından oluşturulacak çadır-prefabrik yaşam alanlarının temiz su, elektrik ve kanalizasyon gibi altyapı çalışmaları ivedilikle tamamlanmalı, yeterli sayıda konteyner hazır bulundurulmalıdır.” şeklinde belirtmiştik. Ancak meslek odalarının söylemi dikkate alınmadı.

SONRA NE Mİ OLDU?

1.Kentsel Dönüşüm: Depreme dayanıklılığı yeterli seviyede olmayan binalar, bir gecede on binlerce insanın canına mal oldu. Belediyeler tarafından siyasi baskı altında verilen iskanların bilim ve teknikten uzak, baskı ve rejim sonucu neler doğurduğu maalesef acı bir şekilde hafızalara kazındı. Bu süre zarfında sosyal devlet olmanın gerekliliği olan “Barınma Hakkı” tüm yurttaşlarımızın canını hiçe sayan uygulamalarla, yüklü kredi borçlarıyla yine enkaz altında kaldı.

2. İmar Affı: “Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum’un verdiği bilgilere göre; imar barışı kapsamında Türkiye genelinde toplam 7 milyon 85 bin 969 adet Yapı Kayıt Belgesi verilirken, bunların 5 milyon 848 bin 927’sini konutlar oluşturuyor.

İmar affından faydalanan konut sayısı Adana 59 bin 247, Adıyaman 10 bin 629, Diyarbakır 14 bin 719, Gaziantep 40 bin 224, Hatay 56 bin 464, Kahramanmaraş 39 bin 58, Kilis 4 bin 897, Malatya 22 bin 299, Osmaniye 21 bin 107 ve Şanlıurfa 25 bin 521. İmar barışı sayesinde elde edilen gelire ilişkinse Kurum, “imar barışında hedefe ulaşıldığını” belirterek, “Devletin kasasına 25 milyar 592 milyon TL girdi” bilgisini paylaştı. 25 milyar 592 milyon TL’nin karşılığı 45 bin 89 can oldu.

3. CBS: “Deprem bölgelerine müdahalede acil ihtiyaçların sağlık, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin merkezlerine anlık veri halinde iletilememesini bir kenara bırakırsak bu ihtiyaçların bölgelere ulaştırılması ve karşılanmasında çok geç kalındı. Bahsi geçen ekiplere kullanılabilir durumdaki yolların bilgisinin sağlanması konusunda acil eylem planları yürürlüğe konulmadı. Çöken karayolları ve hava trafiğinde yaşanan sorunlar hayati açıdan büyük bir mağduriyetle sonuçlandı. Aynı zamanda halkın kullanabileceği ve iletişimi sağlamakta yegane yöntem olan telekomünikasyon ağları ne depremzedeler ne de arama kurtarma ekiplerine hizmet edebilecek durumda değillerdi. En önemli sosyal medya araçlarından biri olan Twitter’ın bir anda kapatılmasıyla birlikte bölgeyle olan iletişimin yanı sıra ülkenin tamamının şeffaf bilgiye ulaşım ve haber alma imkanı karanlığa boğulmuş oldu.

4. Deprem Toplanma Alanları: “Deprem sırasında vatandaşların güvenli bir biçimde kullanabileceği deprem toplanma alanlarının çoğu imara açıldığı için ya alanın üzerinde ya da yakınında yüksek katlı binalar vardı. Mevcutta var olan deprem toplanma alanlarının bilgisi de bölgede yaşanan şebeke probleminden ve koordinasyon eksikliğinden kaynaklı yaygınlaştırılmadı, halk gecenin karanlığında terk edildi.

5. Deprem Vergileri: “‘Özel İletişim Vergisi’ adı altında 1999 ve 2022 yılları arasında 83 milyar 621 milyon 940 bin Türk Lirası deprem vergisi toplandı. Türkiye’yi sarsan büyük deprem felaketinin ardından akıllara yine aynı soru geldi: “1999’dan beri toplanan deprem vergileri ne oldu, nerede kullanıldı?” Şayet toplanan deprem vergileri amacı doğrultusunda kullanılsaydı 800 bin konut inşa edilebilirdi. Ancak devlet bu soruya bazen, ‘yol yaptık’ bazen de ‘herhangi bir yere harcanmış olabilir.’ şeklinde yanıtlar verdi.

6. Çadır Kentler: “Depremin ardından oluşan barınma sorununu gidermek için gerekli olan çadır-prefabrik yaşam alanlarının yetersizliği, enkaz altında olmayan insanların da can güvenliğini tehdit edecek seviyeye geldi. Depremin üzerinden 28 gün geçtiği halde hala çadıra ulaşamayan depremzedeler varken, asli görevini yerine getirmeyip çadır ticareti yapan bir Kızılay gerçeği ile karşılaştık. Halkın ihtiyaçlarını ivedilikle karşılamakla yükümlü bir kuruluşun yetkilileri ise bu durumdan haberdar olmadıkları yönünde açıklama yaptı.

TMMOB tam 3 yıl önce uyarmış: Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!