VERYANSIN TV
Tokat’ın Erbaa ilçesinde Keçeci Baba Türbesi’nin de yer aldığı 16 köyü kapsayan bölgede maden araması için ruhsat verilmesi, köylülerin tepkisini çekmişti. Köylüler, ruhsatın iptali için Tokat İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Köylüleri isyan ettiren ‘maden ruhsatı’ davasında yeni bir gelişme yaşandı.
Veryansın Tv’den Serkan Öz, Tokat’ın Erbaa ilçesindeki Keçeci Baba Türbesi’ne giderek, köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal’a mikrofon uzattı. Keçeci Baba Türbesi’nin bulunduğu Keçeci Köyü’nün Alevilerin Anadolu’daki önemli inanç merkezlerinden biri olduğunu söyleyen Atal, şunları kaydetti:
‘DAVAYI ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIDIK’
“Keçeci Baba Türbesi’nin bulunduğu Keçeci Köyü. Anadolu Selçuklu Devleti kurulduğundan bu yana burası bir inanç merkezi ve buranın üzerinde 60 bin hektarlık bir maden ruhsatı var. Çalbaba Türbesi’nin olduğu yerde yine ikisi altın madeni 4 tane maden ruhsatı vardı. Burada da Verusa Holding’e ait Galata Madenliğin 60 bin hektarlık bir ruhsatı var. Biz burada 12 köy adına bir ruhsat iptal davası açtık. Ruhsat iptal davasında tam mahkemeden ‘yürütmeyi durdurma’ kararı çıkacakken Tokat İdare Mahkemesi başkanı, her ne hikmetse o mahkemeden sürüldü. Arkasından gelen mahkeme başkanı davayı reddetti. Biz arkasından İstinaf Mahkemesi’ne götürdük, ‘yürütmenin durdurulması’ talebinde bulunduk. Bir taraftan İstinaf Mahkemesi’ne götürken bir taraftan da davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık.”
‘BU DAĞIN SUYUNU İÇİYORUZ, SİYANÜR HAVUZLARI KURULACAK’
Alevi Bektaşi Kültürü Bilim Uzmanı, Erbaa Çevre ve Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Melike Tepecik ise maden ile Keçeci köyünün ilişkisini anlattı. Tepecik, “Boğalı Yaylaları ve Sakarat Dağının eteğindeki köylerden biri. Maden alanının etkilediği köylerden biri. Maden ruhsat sahası, Keçeci Baba Türbesi’nin tam karşı kısmına düşüyor. Dolayısıyla biz bu maden ruhsatını son daj aşamasında da istemiyoruz. Bize hep ‘Henüz bir işletme kurulmamış’ diyorlar. Biz bu dağların sondajlara kurban gitmesine izin vermiyoruz. Çünkü dağın eteğinde üretim yapıyoruz. Bu dağın ekosisteminin suyunu içiyoruz. Madenciler zaten suyun olmadığı yere gelmiyor. Biz bunu biliyoruz. Bu bir antikçağ madenciliği değil. Burada siyanür havuzlarının kurulacağını biliyoruz. Bunu ÇED dosyalarından biliyoruz. Dolayısıyla biz bu iş başlamadan devletimiz buranın sıradan bir dağ olmadığını bilsin diye haber veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yayının tamamını izlemek için tıklayın: