Veryansın Tv, Tekirdağ’da 2020-2024 yılları arasında GDO’lu ve tehlikeli toksinler içeren tarım ürünlerinin sahte analiz raporlarıyla ithal edildiğini gündeme getirmişti.
Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nde görevli bir memurun, ithal ürünlerden numune almadan ve laboratuvar testlerini yapmadan analiz sonuçlarını düzenleyerek ithalat onaylarını hızlandırdığı iddia edilmişti.
2023 Ağustos’ta görevden alınan memurun, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndaki bir diğer memur aracılığıyla mesai arkadaşlarının şifrelerini sıfırlayarak kendi telefonuna yönlendirme yaptığı ve böylece sahte analizlerle ithalat süreçlerine devam ettiğinin belirlendiği ortaya çıkmıştı.
Nisan 2024’te skandalın açığa çıkmasının ardından gıda ithalatına ilişkin soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında 135 gün süren testler sonrası, Türkiye’ye getirilen gıdalarda zararlı toksinler ve GDO bulunduğu tespit edilmiş, 50 kişi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlar arasında Candarlar Tarım‘ın sahibi eski AKP İl Başkan Yardımcısı K.Ç.’nin de bulunduğu 50 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
T24’ten Cengiz Anıl Bölükbaş’ın haberine göre; konuyla ilgili olarak, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, ekim ayında soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianame Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Tekirdağ Gümrük Müdürlüğü suçtan zarar görenler olarak yer alırken, Agro Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi, Ak Nişasta Sanayi ve Ticaret A.Ş., Bereket Agro Tarım ve Hayvancılık, Sanayi, Dış Ticaret Limited Şirketi, Candarlar Tarım Ürünleri, Madencilik, Nakliyat, İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi, CK Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi, Değirmenci Tekstil, Tarım Ürünleri, Nakliyat, Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Soylu Yem Tarım, Sanayi ve Ticaret A.Ş., Taban Gıda, Dış Ticaret A.Ş. ve Taban Gıda, Dış Ticaret A.Ş. malen sorumlular olarak yer aldı.
İddianamede, Bereket Agro Tarım ve Hayvancılık, Sanayi, Dış Ticaret Limited Şirketi yetkilileri G.Ö. ile Ş.Ö., Candarlar Tarım Ürünleri, Madencilik, Nakliyat, İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi eski AKP İl Başkan Yardımcısı K.Ç., Ak Nişasta Sanayi ve Ticaret A.Ş. sahipleri A.E. ile H.E., Soylu Yem Tarım, Sanayi ve Ticaret A.Ş., Taban Gıda, Dış Ticaret A.Ş. ve Taban Gıda, Dış Ticaret A.Ş.’nin sahibi İ.T., Taban Gıda, Dış Ticaret A.Ş.’nin sahibi A.D., Ak Nişasta Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin gümrük müşavirliğini yapan firmanın çalışanı E.A., CK Gümrük Müşavirliği’nin sahibi C.K. ile gümrük işlerini takip eden H.K., Agro Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi’nin hissedarı O.İ. ve İ. Ş. Ç. ile gümrük işlerinin takibini yapan Ö.Ç. ayrıca Tekirdağ İl Tarım ve orman Müdürlüğü’nde mühendis olarak çalışan C.E., ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nda sistem görevlisi olan F. C.’nin aralarında bulunduğu 17 kişi şüpheli olarak yer aldı.
BAŞKA MEMURLARIN ŞİFRESİ KULLANILARAK ANALİZ YAPILMIŞ GİBİ GÖSTERİLDİ
İddianameye göre, Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde mühendis olarak çalışan C.E., ithalat onay yetkisi olmamasına karşın soruşturmaya konu olan 11 adet ithalat işlemini başka memurlara ait şifre ve kullanıcı adları üzerinden analiz yapılmış gibi göstererek ve sahte uygunluk belgesi düzenleyerek onay işlemini gerçekleştirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nda sistem görevlisi olarak çalışan F.C. de parola sıfırlama seçeneğini ve VPN’i kullanarak şifreleri ele geçirmesinde C.E.’ye yardım etti. Bu sayede C.E., mesai arkadaşlarının şifrelerini sıfırlayarak, kendi telefonuna ve e-posta adresine yönlendirdi.
Bu süreçte firmaların ithalat başvuruları da 3 dakika ile 2 saat arasında değişen süreçlerde onaylandı.
Skandal, söz konusu gıdalara ilişkin numune alınmadığının ortaya çıkmasıyla skandal tespit edildi. Savcılık, analiz edilmeden ülkeye sokulan gıdaların izinin sürülmesi talimatını verdi.
ANALİZLERDE GDO VE TEHLİKELİ TOKSİNLER TESPİT EDİLDİ
Depolardan alınan numuneler laboratuvarlara gönderildi ve İstanbul ile Tekirdağ Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde yapılan analizlerde, 11 geminin 7’sinde gelen 40 bin 511 ton 541 kilo mısır, kolza ve tohumu, kanola küspesi gibi ürünlerde GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ve tehlikeli toksinler olan Okratoksin A, Aflatoksin ve Zearalenon gibi maddelerin pozitif çıktığı raporlandı. Ankara Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı tarafından yapılan ikinci analizler de sonuçları doğruladı.
Yapılan soruşturmada, ürünlerin bazı şirketlere satıldığı, yem, nişasta, margarin ve glikoz üretiminde kullanıldığı tespit edildi.
‘TELEFONU YOK ET’ TALİMATI
Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, C.E.’yi, Tarım ve Orman Bakanlığı Destek Daire Başkanlığı’nda çalışan H.İ.A.’nın telefonundan üçüncü bir şahsın aradığı, C.E.’ye telefonu yok etmesi talimatında bulunduğu, C.E.’nin VPN kullandığını söylediği tespit edildi.
Ayrıca, F.C.’nin, bir gün sonra şüphelilerden K.Y.,’yi arayarak soruşturma hakkında görüşme yaptığı belirlendi.
‘TELEFON VE BİLGİSAYARLARI YOK ETMESİNİ İSTEMEMİN SEBEBİ…’
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde mühendis olarak çalışan C.E. söz konusu onay işlemlerini kendisinin yapmadığını, telefonun yok edilmesine yönelik bir konuşmanın yapılıp yapılmadığını hatırlamadığını ileri sürdü.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nda sistem görevlisi olarak çalışan F.C. de şöyle konuştu:
“Ben İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde yetkili olan C.K.’nın şifreleri değiştirmesi için C.E.’ye ait mail adresini C.K.’nın bana söylemesi nedeniyle yaptım. Soruşturma kapsamında elde edilen tapedeki konuşmayı gerçekleştiren şahıs benim. H.İ.A. isimli bakanlıkta çaycı olarak görevli arkadaşın cep telefonundan C.E.’yi aradım. Ondan arama sebebim de telefonumun şarjı bitmesi nedeniyleydi. C.E.’yi arayarak telefon ve bilgisayarları yok etmesini istememin sebebi ise tarım müfettişlerinin denetim yaptığını öğrenmem ve şifre değişikliğine ilişkin işlemlere dair yetkim olması sebebiyledir. Müfettişin yapacağı incelemede tarafıma da alakasız bir şekilde sorumluluk çıkartılmasından korktum. Soruşturmaya konu 11 geminin usulsüz bir şekilde ithal işlemlerinin gerçekleştirilmesi ile herhangi bir ilgi ve irtibatım yoktur. C.E. dışında diğer şirket yetkilileri, gümrük müşavirleri vb. kişileri tanımam. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”
‘USULSÜZ İŞLEM YOK’
Agro Gümrük Müşavirliği çalışanı Ö.Ç., soruşturmaya konu olan 11 gemiye ilişkin evrakları fiziki olarak kendisinin takip ettiğini, yaptığı işlemlerde usulsüz bir işlem yapmadığını ileri sürdü.
Agro Gümrük Müşavirliği’nin sahipleri İ.Ş.Ç. ile O.İ. de, ithalat işlemlerini Ö.Ç.’nin yaptığını, kendilerinin ürünlerden numune alınıp alınmadığını bilmediklerini, ürünlerin GDO’lu olduğunu bilmediklerini iddia etti.
‘SONRADAN BULAŞ OLMUŞ OLABİLİR’
Diğer şirketlerin sahipleri de ürünlerinin GDO’lu olmadığa yönelik belgeleri olduğunu, ürünlerin yurt dışından GDO’suz geldiğini, GDO’lu ve GDO’suz ürünler arasında fiyat farkı olup olmadığını bilmediklerini iddia ederken, bazıları da sonradan bulaş olmuş olabileceğini ileri sürdü.
TON BAŞINA 20 DOLAR KÂR
Soruşturma kapsamında, GDO’lu mısır ve kolza ile GDO’suz mısır ve kolza arasında fiyat farkı olup olmadığına yönelik Tekirdağ Ticaret Borsası’ndan rapor istendi.
Hazırlanan raporda, GDO’suz mısırların GDO’lu mısırlara göre ton başına 20 dolar avantaj sağladığı, kanola ithalatına yönelik ise bilgilerinin olmadığı belirtildi.
Raporda ayrıca, söz konusu ürünlerin analiz yapılmış gibi gösterilerek sokulması halinde geminin bekleme süresi, maliyeti ve ürünlerin piyasaya hızlı bir şekilde arz edilmesi açısından ithalatçılara fayda sağlayacağı ifade edildi.
BAŞSAVCILIK: İFADELER SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK
Başsavcılık, C.E. ile F.C.’nin suçlamaları reddetmesine karşın kullanıcı adı ve şifreleri kullanarak belge verdiğini, aralarında yaptıkları konuşmaların bulunduğu, söz konusu süreç içerisinde denetimin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirterek, ifadelerinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu belirtti.
Başsavcılık bununla birlikte, bu durumun konunun uzmanı olan gümrük müşavirliği ve çalışanları tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığını vurguladı.
‘FİRMALARIN BİLMEMESİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI’
Başsavcılık ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan teftiş raporunda, ‘’bahsi geçen firmaların toplum ve çevre sağlığını da tehlikeye attıkları, ticari hayatın olağan akışı ve beklentisinde söz konusu firmaların basiretli birer tacir gibi davranarak menşei riskli ülkeler kategorisinden ithal ettikleri ürünlerinden numune alınması ve GDO analizine tabi tutulması sürecini ve çıkan olumlu ya da olumsuz sonucu yakinen takip etmelerinin gerektiği ve beklendiği, zira ithal bir ürün GDO’lu çıktığında ithalat onayı reddedileceği için firmanın para ve zaman kaybedeceğinin çok açık olduğu, özellikle gemi ile ithal edilen ve GDO riski taşıyan ürünlerde bu riskin ticari açıdan daha büyük olduğu’’ tespitini hatırlattı ve firma sahiplerinin de usulsüz gerçekleşen ithalat işlemlerinden bilgilerinin olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ifade etti.
Başsavcılık, çalışanların, gümrük müşavirlerinin ve ithalatçı firmaların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ettiklerini belirtti.
CEZALANDIRILMALARI TALEP EDİLDİ
Malen sorumlu şirketler hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasını talep eden Başsavcılık, şüphelilerin “özel kanunları gereğince gümrük vergilerinden kısmen veya tamamen muaf olarak ithal edilen eşyayı, amacı dışında başka bir kullanıma tahsis etmek”, “ithali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak”, “biyogüvenlik kanununa muhalefet”, “resmi belgede sahtecilik”, “kişilerin hayatını tehlikeye sokacak gıdalar üretmek” ve “dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılmasını talep etti.