KKTC’li gazeteci Sabahattin İsmail yazdı…
Sayın Ersin Tatar 14 Haziran 2021 tarihli Kıbrıs Gazetesinin sürmanşetinde yayınlanan demecinde
“Ben milliyetçi değilim, vatanperverim” demiştir.
Böylece, niye sık sık yanlış yaptığını ve milliyetçilerle niye sürekli olarak ters düştüğünü net şekilde ortaya koymuştur.
Milliyetçilerle ters düşüp çatışıyor çünkü kendi ifadesi ile milliyetçi değildir.
Bunu ben değil kendisi gururla söylemiştir. Farkın daha kolay anlaşılması için İngilizce söyleyecek olursak Tatar kendisini “Nationalist” değil, “Patriot” görmektedir.
Bunun nedeni milliyetçiliği faşistlik, ırkçılık ve utanılacak bir durum olarak görmesi mi acaba? Bu nedenle milliyetçi değil, yurtseverdir, vatanseverdir.
KKTC’deki teslimiyetçilerle, kimlik bunalımı içinde olanların da kendilerini milliyetçi değil vatansever-yurtsever olarak tanımladığı ve milliyetçileri faşist, ırkçı, gerici olarak niteledikleri bilinmektedir.
Oysa milliyetçi olmadan vatansever olunmaz.
Yani aslında “milliyetçi değilim” diyen birinin “vatansever” olması mümkün değildir. Çünkü milliyetçilik en başta milletini ve vatanını sevmektir.
Bu anlamda gerçek vatanseverler de Türk milliyetçileridir.
Çünkü bağımsızlığı egemenliği, milli devleti, başı dik ve onurlu şekilde yaşamayı, vatanın bütünlüğünü ve ulusun birliğini, refahını, yükselmesini savunmaktadırlar.
*
Türk milliyetçilerinin başbuğu büyük Atatürk’tür. Nitekim Atatürk, Nutuk’ta “Biz doğrudan doğruya millet severiz, Türk milliyetçisiyiz” demiştir.
Yine Atatürk “Biz milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle teşrik-i mesai eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz” demiştir..
Atatürk, “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim böyle doğdum, böyle öleceğim” demiştir.
Oysa Tatar, “milliyetçiyim” demeye utanarak, milliyetçiliğe karşı çıkarak “milliyetçi değilim vatanperverim” demektedir.
Bu, Atatürk ‘ün yolundan gitmek değildir.
*
Tatar, kendini “milliyetçi değilim” şeklinde tanımlamakla, Liderimiz, büyük Türk milliyetçisi Denktaş’ın yolundan gitmediğini de itiraf etmiştir.
Serdar Denktaş, “Babam Türk milliyetçisi, ben ise Kıbrıs Türk milliyetçisiyim” diyerek kendisinin, babasından farklı yolda olduğunu ortaya koymuş ve bu sözleri ile yoğun eleştiriler almıştı .
Şimdi Tatar da ona katılarak ve “Ben milliyetçi değilim, vatanperverim” diyerek, Serdar Denktaş ile aynı çizgide olduğunu ortaya koymuştur.
Sadece Serdar Denktaş değil, kendilerini “yurtsever” olarak tanımlayan teslimiyetçilerle de aynı kimlikte buluşmuştur.
Oysa, liderlerimiz Dr. Küçük ve Denktaş her zaman bir Türk milliyetçisi olduklarını göğüslerini gere gere, gururla söylemiş ve bütün yaşamlarını Türk milliyetçiliği temelinde milli mücadelemize adamışlardır.
Atatürk ‘ün 6 ilkesinden birinin de milliyetçilik olduğunu, Atatürk ilke ve devrimlerini gönülden benimseyen Kıbrıs Türk Halkının kimliğinin Türk milliyetçiliği olduğunu Tatar’a anımsatmak gereğini duyuyorum.
TMT ‘ye katılan milliyetçi Kıbrıs Türkleri “Kendimi Türk milletine adadım” şeklinde yemin ederek Türk milli hedefleri uğruna seve seve ölüme yürümüşlerdir
Türk milliyetçisi olmayı reddeden ve milliyetçi olmaktan utandığı için “milliyetçi değilim” diye övünen Tatar’ı, bu itirafı, bu kimliği nedeniyle suçlamıyorum. Kimseyi zorla milliyetçi yapma gibi bir amacımız yok. Esasen bu mümkün de değil.. Kendisini milliyetçi hissetmiyorsa, o milli ruhu taşımıyorsa yapacak bir şey yoktur.
Bu açık sözlülüğü için kendisine teşekkür de ediyorum.
Türk milliyetçileri Tatar’ın “Ben milliyetçi değilim” itirafını elbette değerlendirecektir.
Halil ve Taner konusunda kendisinden soğumuştum. Bu da neden milliyetçi olmadığını gösterir
Biz Güney Azerbaycan Türkleri yaklaşık 100 yıldır türk düşmanı faşist Fars hükümetinde yaşıyoruz bu yüz yılda bizi asimile etmek için katliam etmişler ve doğal kaynaklarımızı ve madenlerimizi gasp etmişler, bölgemizi fakir etmisler, yüz yıldır bizim dilimiz yasak, ve tüm bu zulme rağmen bize hakaretler ediyorlar ve biz kendimizi türk demekten utanak diye bize eşek türk diyorlar ama biz hala türküz ve Azeri Fars falan değiliz. Bu fakat bilmiyorum, bir türk nasıl kendi ülkesinde hür yaşayıp ve asimile edilebilir? Şeriatçılığa , mezhepçılığa, küreselcılığa koşanlar gelsin İran’da Güney Azerbaycanda doğu Türkistan’da yakutsekte bir yıl yaşasın sonra konuşsun. Kendi hürlüğünü satan, istismar edilmiş onursuz bir rezildir. Bir milliyetçi böyle olamaz.
Bence Sayın Tatar kendisini doğru tanımlamıştır. Ülkemizde kendisini milliyetçi olarak ifade eden çoğu kişi geçmişte emperyalist güçlerin maşası olmuş, paramiliter (nato-gladio) bir güç olarak toplumunun yetiştirdiği aydınları, öğrencileri katletmiştir. ABD ve Avrupa sömürgecileri işgal ettikleri ülkelerde daha çok bu tip insanları kullanmıştır hala da kullanır. Hatırlarsanız Cola firması Dünya Kupasında Türk Milli Futbol takımına sponsor olmuştu, işte buna benzer içi boşaltılmış, sadece şekilde kalan, hamaset ile maskelenmiş kaba bir milliyetçilik, hem o ülkeye hem o topluma zarar verir. İnsan vatan sevgisi ile yurt bellediği topraklar için özveride bulunur, gerekirse canını verir. Bu konuda büyük kahraman, vatansever Ermeni vatandaşımız Artin Penikyan’ ı bir kez daha saygıyla anıyorum.
Merhaba.
‘Milliyet’ ya da ‘milliyetçi’; kanımca, kökü yabancı olduğu halde çok güçlü anlam kazanarak millileşen sözcüklerdir.
Son yıllarda, aşağı yukarı iki binli yılların başından bu yana, daha önce onlar için öcü etkisi yapan milliliğin önemini fark edenler kendilerinin de onayladığı ‘milliyetçi’ sözcüğünden kaçınmak fakat kendilerini ifade etmek için ‘ulus’ ve türevi sözcükleri kullandılar. Bir başka kısım insan, milliyetçi olduğu hâlde kendilerini ifade etmek için ‘milliyetçi’ sözcüğünü tümüyle kullanmaktan kaçındılar.
Bunun nedeni, çok genel bir anlamı olan ‘milli’ sözcüğünün çeşitli etkiler altında kalan toplumda ya anlam kaymasına uğraması veya anlamını yitirmesidir. Örneğin, ‘örgüt’ sözcüğü terör örgütleri yüzünden nerede ise afaroz edildi. STÖ kısaltması zamanla STK’ya dönüştü.
Bu tür aşınmaları önlemek, bir kaç cümle de olsa kamunun okuduğu yazarların görevidir.
Bu tür ‘sakıncalı’ olduğunu düşündükleri sözcükleri özgürce kullanmalıdırlar.
Muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanı siyasetin etkisiyle ‘milli’ sözcüğünün bir kesim üzerindeki hâlâ mevcut olumsuz anlamından kaçınmak istemiştir. Ayrıca kendisine ‘vatanperver’ diyerek kendisinin “vatanını seven ve ona iyilik yapmak isteyen,yurtsever” olduğunu, yani tam bir ‘milliyetçi’ olduğunu demek istemiş olabilir. (Sözlüklere bakınız lütfen.)
Öte yandan, insanların dedikleriyle değil, yaptıklarıyla da değil, yaptıklarının sonuçlarıyla değerlendirilmesinden tarafım.
Herkese sağlıklı günler dilerim.