Türkiye’den ABD çıkarması

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonunda, ABD'de Ticari Diplomasi Etkinlikleri düzenleneceği bildirildi. Türkiye'den ABD'ye gidecek olan heyet, NATO düşünce kuruluşu olan Atlantik Konseyi'nde de görüşmeler yapacak.

featured

Türkiye’den üst düzey yetkililer, parlamento üyeleri ve iş insanlarından oluşan bir heyet, çeşitli temaslarda bulunmak üzere 14-18 Mart 2022’de ABD‘ye gidecek.

Heyet, Washington ve New York’ta, ticari diplomasi ve ikili ekonomik ilişkiler konusunda görüşmeler gerçekleştirecek.

AA’nın aktardığına göre, ‘Türkiye-ABD ilişkileri, ekonomik iş birliğinde yeni ufuklar ve potansiyel ekonomik iş birliği’ alanlarının görüşüleceği ziyaret programına, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Cemil Ertem ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı, AKP Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız’ın yanı sıra TİM Başkan Vekili Başaran Bayrak, TİM Marka Konseyi Başkan Yardımcısı Süleyman Orakçıoğlu, TOBB Başkan Yardımcısı Ayhan Zeytinoğlu ve iş insanları katılacak.

Heyet, Türk ve Amerikalı iş insanları ile görüşmeler yapacak, ABD Dışişleri ve Ticaret Bakanlıkları ile Birleşik Devletler Ticaret Odasını ziyaret edecek.

ATLANTİK KONSEYİ’NDE GÖRÜŞMELER YAPILACAK

Atlantic Council düşünce kuruluşunda da ABD ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin artırılması konusunda görüşmelerde bulunacak heyet, Amerikalı ve uluslararası basın mensuplarıyla da bir araya gelecek.

Program çerçevesinde, transatlantik ihracatında Türkiye’nin rolünün artırılmasına yönelik paneller ve ticari diplomasi çalıştayları da düzenlenecek. New York’taki Türkevi’nde, “Refah için Güç Birliği: Türkiye-Amerika İlişkileri” ve “Türkiye ve Amerika’nın Yeni Ufuklara Yönelik Girişimleri: 100 Milyar Dolarlık Ticaret Hedefi” başlıklı paneller yapılacak.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TİM tarafından ortak düzenlenen ve dört gün sürecek programın, ‘Türkiye ve ABD arasındaki ticari ilişkilerin dinamiklerine olumlu katkı sağlayacağı’ belirtiliyor.

ATLANTİK KONSEYİ NEDİR?

Veryansın Tv yazarlarından Hüseyin Vodinalı, 28 Haziran 2020 tarihki “Atlantik Konseyi’nin gündüz düşleri” başlıklı yazısında Atlantik Konseyi’ni şöyle tarif etmişti:

Adını NATO’nun içindeki Kuzey Atlantik kısmından alan Atlantik Konseyi, tam da ABD’nin soğuk savaşta SSCB’yi tehdit için NATO üyesi Türkiye’ye yerleştirdiği Jüpiter (IRBM) füzeleri krizi sonrası 1961’de kuruldu.

Bu arada Türk kamuoyu kendi topraklarına nükleer başlıklı füze yerleştirildiğini bilmiyordu. Tüm ülkenin nükleer mahvına yol açabilecek bu gerçeği tam 40 yıl sonra öğrenecekti. Füze anlaşması da 1959’da Demokrat Parti döneminde yapılmıştı. Bu anlaşmadan da kimsenin haberi olmamıştı tabii.

1961’de sadece Türkiye’ye değil, İtalya’ya da nükleer başlıklı Jüpiter füzeleri yerleştirilmişti. İngiltere’ye de nükleer başlıklı Thor füzeleri konuşlandırılmıştı.

Bundan sadece 6 hafta sonra SSCB Başkanı Kruşçev de, Almanya’yı ikiye ayıran Berlin duvarını örmeye başlayacak, birkaç ay sonra da Miami’ye 90 mil uzaktaki Küba’ya nükleer füzeleri yerleştirecekti.

İşte Atlantik Konseyi tam o sene, 1961’de kuruldu.

Washington’daki güç eliti tarafından kurulan konseyin amacı: “Uluslararası meselelerde, yapıcı Amerikan liderliği ekseninde, Atlantik topluluğu merkezli politikalar üretmekti” (Promote constructive US leadership and engagement in international affairs based on the central role of the Atlantic community”)

Daha net bir şekilde söylersek, Atlantik Konseyi, “ABD militer siyasetinin bir küresel nükleer savaşı riske etmesi halinde bile, Batı Avrupa’nın (ve Türkiye’nin) Amerikan politikalarına uyması için bir araç olarak kuruldu.

Kurucuları Rockefeller grubundandı.

1945 sonrası Amerikan sinir sistemine hakim olan Rockefeller ekibi, ülkenin askeri ve siyasi planlarının oluşmasında çok etkili olmuştu.

Rockefeller’a bağlı bir Wall Street avukatı olan John J. Mc Cloy, savaş sonrası yenik Almanya’da Birinci Yüksek Komiser olarak görev yaptı. Mc Cloy, savaş suçlusu Naziler olan Friedrich Flick, Alfried Krupp ve Baltık ülkelerindeki Yahudilerin katlinden sorumlu SS Standartenführer’i Martin Sandberger’i özel afla kurtarmıştı.

Mc Cloy daha sonra Rockefeller’in Chase Manhattan Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Rockefeller’in kontrol ettiği New York Council of Foreign Relations Genel Direktörü olacaktı.

David Rockefeller ile Harvard’dan kanka olan aynı John J. Mc Cloy, kendisi gibi bir avukat olan Henry Kissinger’i de Rockefeller çemberine sokan kişiydi.

İşte bu derin adam, 1961’de Atlantik Konseyi’ni kurdu.

Ekipte, Soğuk Savaş’ın mimarı olarak bilinen eski ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson da vardı.

Acheson, Başkan Truman’ı Kore’ye asker göndermeye ikna eden ve NATO’nun bir Amerikan askeri örgütü olarak kuruluşunu dizayn eden önemli bir isimdi.

Kurucular arasında 1919’da CFR’ı kuran (Counsil on Foreign Relations) Eisenhower’in son Dışişleri Bakanı Christian Herter, 1940’ta Nelson Rockefeller’in başkanı olduğu Inter American Affairs’in başkan yardımcısı William L. Clayton da vardı.

Marshall Planı’nın uygulayıcısı ve aynı zamanda Rockefeller’in Mobil ve Esso Oil şirketlerini Avrupa’ya sokan William C. Foster’ı da unutmamak gerek.

Ekip sağlamdı yani.

Atlantik Konseyi’nin kurulmasına öncülük eden ana fikri ortaya atan ise Theodor C. Achilles idi.

Aynı zamanda CFR ve Bilderberg üyesi olan Achilles, Eisenhower’in Küba Domuzlar Körfezi fiyaskosuna imza atan CIA gizli görev ekibinin de başıydı. 1961’deki bu fiyaskoyu hazırlayan Achilles ve uygulayan Cumhuriyetçi CIA Başkanı Allen Dulles, hiçbir şeyden haberi olmayan yeni seçilmiş Kennedy’ye de emrivaki yapmıştı.

Achilles 1949’da NATO anlaşmasının hazırlanmasında etkin rol oynamıştı.

İşte bu miras ile Atlantik Konseyi, NATO’nun askeri politikalarının belirlenmesinde her zaman önemli rol oynayan bir “düşünce kuruluşu” olarak ortaya çıkmıştı.

1991’de SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın ortadan kalkmasından sonra işi biten NATO’ya yeni görev alanları biçen de bu arkadaşlardı ağırlıklı olarak.

ATLANTİK KONSEYİ’NİN GÜNCEL ROLÜ

11 Eylül saldırılarıyla başlayan yeni milenyumda Atlantik Konseyi, Rockefeller grubu ve yeni üyeleri Neocon Bush Ailesi, yeni yönergeler belirledi.

Mart 2000’deki Wall Street Dot.com çöküşü ile bankalar sıkıntıya girdi ve Amerikalı oligarklar, “ABD’nin, karşısında kimsenin duramayacağı askeri gücünü kullanarak küresel hegemonyasını sağlaması” üzerinde yeni bir politika oluşturdu. Bu ifadeleri telaffuz eden de yine bir Rockefeller dostu olan Zbigniew Brzezinski idi.

Neocon icadı “Teröre karşı Savaş” kılıfı altında tüm dünyayı domine edeceklerdi.

Atlantik Konseyi’nin 2001 – 2003 Afganistan ve Irak işgallerinde müstesna belirleyici rolü oldu.

Ekonomi alanında da Atlantik Konseyi, Rockefeller siyaseti olan Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) fikrini ortaya attı. Buna göre Amerikan şirketleri Avrupa ve özellikle de Almanya’da, AB ve Alman kanunları üzerinde, muafiyetlere sahip olacaktı.

Yine Atlantik Konseyi, Ukrayna’daki Neo Nazi darbesinden, Rusya’nın yeniden şeytanlaştırılmasından ve Almanya’yı 2015’te çöküşün kıyısına getiren Rusya’ya AB yaptırımlarından da sorumluydu.

Atlantik Konseyi’nin sponsorlarına bakarsanız zaten olay net anlaşılır: ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Enerji Bakanlığı, ABD Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri, CIA dahil tüm Amerikan istihbarat kurumları, NATO’nun kendisi, Brüksel’de AB Komisyonu (AB, aleyhinde kararları alan bir örgütü resmen finanse ediyor J) Lockheed Martin, Boeing, Northrop Grumman, Raytheon, Textron, Alman Krauss Maffei Wegman ve Airbus.

Medya ayağında ise, Thomson Reuters, Bloomberg, Bertelsman ve L.P. var.

Vergiden muaf vakıflar arasında, Alman Bertelsman Vakfı, Carnegie Vakfı, Rockefeller Kardeşler Vakfı, Mc Arthur Vakfı vardı.

Bush ve Obama dönemlerinde Irak ve Afganistan’a ek olarak Suriye, Libya ve Ukrayna savaşları da gündeme alındı.

2000’li yılların Atlantik Konseyi yönetiminde, Henry Kissinger, Brent Scowcroft, Chuck Hagel, Richard Armitage, Wesley Clark, Colin Powell ve diğerleri vardı.

Bugüne geldiğimizde, Atlantik Konseyi’nin ABD’nin çöküşüne bulduğu çare yine aynı.

Rusya ve Çin’e karşı yeni soğuk savaş, nükleer gerilim, İran, İtalya ve Türkiye gibi bir zamanların “kullanışlı kurban üyelerinin” yeniden (Çin’in umut vadeden Kuşak ve Yol girişimine karşı takoz olarak) devreye alınması, eski Doğu Avrupa ülkelerinin Rusya’ya karşı tampon görevi yapması, özetlersek (dolar silahını yitirmekte olan) Amerikan hegemonyasının askeri imkanlarla devamı var.”

Türkiye’den ABD çıkarması

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 2700 yillik tableti bunun icin mi verdiniz?

  2. Noldu birden bire

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!