1. Haberler
  2. Analiz
  3. Uyanmak için daha kaç şerefsiz çıkmalı!

Uyanmak için daha kaç şerefsiz çıkmalı!

featured

Yusuf Karaca yazdı…

FETÖ’nün böcekleri, yeni açılım ihanetinden çok memnunlar ve bazıları çok coşmuş görünüyorlar.

“Silahları gömmekten” söz ederek, etrafa tehditler savuruyorlar. Öcalan’ın salıverilmesine veya Meclis’te konuşma yapmasına karşı olacakları açıkça tehdit ederek, “cezalandırılacaklar” diyorlar. Ve ayrıca bu itiraz sahiplerini, “silahların gömülmesine karşı olmakla” suçlayıp, onlara “şerefsizler” diyebiliyorlar.
Hiç lafı eğip bükmeyelim: Silahların gömülmesini isteyenler şerefsizler!

Neden biliyor musunuz?

Oyun içinde, algı yapıyorlar. Silahların gömülmesini değil, teslimini istemek gerekiyor. Gömülen silah bir gün tekrar gömüldüğü yerden çıkarılır. Ama silahların teslim edilmesi, öyle bir şey değil. “Ben hata yaptım. Hatamdan döndüm. İşte silahım, yargılanıp, cezamı çektikten sonra, topluma karışmak istiyorum” demektir, silahların teslim edilmesi.

Bunlar, tuzak ve de hastalıklı kavramlar. Toplum kandırılıyor, tıpkı birinci açılım ihanetinden olduğu gibi… “Analar ağlamasın” söylemleri ile yola çıktılar, şehirleri teröristlere teslim ettiler. Onları çıkarıp atmak için Mehmetler can verdiler. Bine yakın asker ve polis şehit oldular, hatırlayalım.

Şimdi çıkmış bazı şerefsizler, kalkışılan ikinci ihanet sürecine karşı söylem içinde olanlara “şerefsiz” deme cüretini gösteriyorlar.

Şerefsiz kim birlikte düşünelim:

Öcalan’ı Meclis’te konuşturmak isteyenler, önce akli melekelerini, sonra da şeref ve haysiyetlerini testten geçirsinler. 50 bin insanın katilini, kim hangi gerekçe ile davet ederse etsin, kim hangi niyetle bunu isterse istesin, kim hangi akıl, hangi plan ile ne yapmak isterse istesin, mevkisi, rütbesi, ne olursa olsun, ister hacı olsun, ister hoca olsun, ister bürokrat olsun ister siyasetçi, masum değiller. Şerefsiz bunlar arasında aranmalı!

Yeter artık!

On yıl gitmiyor, yeni bir aktör çıkıp, açılım istiyor.

Bu işin Kürt’ü, Türk’ü yok!

Hepimiz Türk milletiyiz ve oyun hepimize oynanıyor. Bir proje dâhilinde hareket ediliyor. Ve bu proje asla yerli değil, kendilerine yerli şerefsizler bulmuş olsalar da.

Amerikan BOP’unu “devlet aklı” süslemesiyle, kabul ettirmek, “din” istismarından sonra artık “devlet” istismarının da başladığını gösterir. Bu ülkede “din” sakızından sonra şimdi de bir “devlet” sakızı çiğneniyor. Din sakızı ile askeri tuzakladılar, devlet sakızıyla da vatanı parçalayacaklar. Bu açık…

Devletin kanalında terörist başının kardeşini konuşturmaya “devlet aklı” denemeyeceği gibi terörist başının da Meclis’te konuşturulmasına, kimse “devlet aklı” diyemez.

Emperyalistlerin isteklerini, planlarını, hedeflerini “devlet aklı” süslemesiyle pazarlayanlar da, şerefsizdirler. Devlete bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Devlet kimse değildir, kimse de devlet değildir.

Kurtlar Vadisi, dizisiyle ülke insanına ihanet şerbetini yudum yudum verdiler yıllarca. Terör Örgütü yerine “örgüt” ifadesini ilk defa o dizide kullandılar. Her şeyi meğer açılıma uygun olarak senaryo edip oynamışlar. Şimdi kurtlar sofrasında ülkemiz var ve oynanan senaryo dizi değil.

ABD- NATO aklına “devlet aklı” diyerek, devlete olan bağlılıkları, istismar etmeye kimsenin hakkı yoktur. Kardeşlik türküleri söyleyip, kalleşlik yapan şerefsizler var!

Köpeksiz köy gördüler, değneksiz geziyorlar!

Madem çok güçlüyüz, madem bölge bizden soruluyor, ne diye Öcalan’a ihtiyaç duyacak kadar, bu devleti, bu milleti küçültüyorsunuz? O kadar mı Türklerden ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden nefret ediyorsunuz!

Açılım ihanetine karşı çıkacakları tehdit eden, hakaret eden sümüklü böceklere “şerefsiz” demek bile az gelir.

Ne yazık ki, millet de uyanmıyor!

Anayasa değişikliği ile sahip olduğu devlet tapusuna, “ortaklar” alınıyor ama sesi soluğu kesilmiş vaziyette. Demokratik haklarını kullanarak, anayasal düzen içerisinde, şerefsizlere ders verecek sesi vermemeye biraz daha devam ederse eğer, ülke parçalanır.

Birinci vazifemizi Atatürk belirledi: Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Şerefsizlere verilecek en güzel cevap, Atatürk’tür.

Olacakları Gençliğe Hitabe’de yazmış ve bugün, dedikleri aynen çıktı.

Şerefli de belli şerefsiz de…

Çok düşünmeye gerek yok. İçinde bulunduğumuz vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceğiz. İstiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetindeyiz!

Ne Mutlu Türk’üm Diyene…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. nefis bir yazıydı, elinize emeğinize sağlık. uyanıyoruz. bir yere de gitmeyeceğiz.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!