Marmara Denizi’nde 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesinin 18,87 kilometre açığındaki sarsıntı, İstanbul ve çevre illerde de hissedildi. Uzman isimler korkutan Marmara depremiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İstanbul’da 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin merkez üssünün Marmaraereğlisi olduğu açıklandı. Uzman isimler İstanbul’da meydana gelen deprem sonrası depremi yorumladı ve ileride olabilecek olasılıkları açıkladı:
PROF. DR. AHMET ERCAN
Depremin ardından Habertürk canlı yayınına bağlanan Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin beklenen 7-7.2’lik büyük depremin hangi fay kolunda olacağını gösterdiğini söyledi.
Ercan, “İki kolda deprem beklentisi vardı. Tekirdağ ve İstanbul kolu. Bu deprem beklenen büyük depremin hangi kolda gerçekleşeceğini işaret etti. 1912’deki 7.4’lük deprem de bu kolda gerçekleşti. Bu deprem öncü değil ancak uyarıcı” dedi.
PROF. DR. SÜLEYMAN PAMPAL
‘BÜYÜK DEPREMİN OLMA İHTİMALİ YÜZDE 80’LERİ BULDU’
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal da depreme ilişkin olarak CNN Türk canlı yayınında konuştu. “Depremin Tekirdağ civarında olması en azından bizi şimdilik rahatlatır. Biraz daha doğuda olması durumunda daha da kaygılanırdık” diyen Pampal, şöyle devam etti:
“1912’de burada 7.3 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmişti. Burası aktif bir bölge. Kuzey Anadolu fayında son 100 yılda yıkılmayan iki yerden biri. Orta Marmara fayının dışında en çok enerji bu bölgede birikecek.
Bu büyüklükte depremler muhtemelen devam edecektir. Bu fayın doğusunda ve batısında yıkıcı bir deprem bekleniyor. Bizi İstanbul adına en çok kaygılandıran fayın batısında yer alıyor. Bu bölgedeki hareketlilik diken üstünde durmamıza neden oluyor. Bu deprem oldukça yakın.
İstanbul’daki büyük depremin olma ihtimali yüzde 80’leri buldu. Yapılan çalışmalar bu yönde. Beklenen depremin son 10 yılına giriyoruz. Ufak depremler de bizim kaygılanmamıza neden oluyor.
Bu depremler bir uyarı, büyük depremin ayak sesleri… Yapılarımızı hızlıca depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Yenileme yasası nedeniyle uygulamalar başladı ama İstanbul’da beklenen hızda yapılmıyor. Ayak seslerini duyuyoruz. Yapıları depreme dayanıklı hale getirme konusunda verimli çalışamıyoruz. İstanbulda yerel yönetimlerin bakanlıkla koordine gitmesi gerekiyor.
Tekil uygulamalar başarısız oluyor. İnşaat yapmak, yıkmak yeni bina yapmak, kazı yapmak, çevredeki binaları etkilemeden bunları yapmak mümkün olmuyor. Hasarlar oluşuyor. Bu aksaklıkları düzeltmek gerekiyor. Gerekiyorsa yasal düzenleme yapılması ya da bir takım avantajlar sunulması gerekiyor.
Çünkü deprem gerçekleştikten sonra alamadığımız önlemler ve masraflar büyük depremden sonra daha fazla olacak…”
PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ:
“Geçtiğimiz aylarda da benzer bölgede 5.4’lük deprem olmuştu. Ona yakın görünüyor. Bu önemli bir deprem. Bir süre bekleyip gözlemlememiz gerekiyor acaba daha sonrası gelir mi gelmez mi diye… Bir depremin şu dönemde olacak demek mümkün değil. Ancak bir takım olasıklıklardan bahsedebiliriz. 1999’dan sonra yüzde 65 olarak 30 yıl içinde olma olasılığı vardı. Şimdi 10 yıl içinde olma olasılığı var. Kuzey Amadolu fayının Marmara Denizi içinde çok kolları var. Bu 4 büyüklüğündeki deprem ana kolun biraz güneyinde. Bizim korktuğumuz kol üzerinde değil…”
PROF. DR. ŞENER ÜŞÜMEZSOY
“1912’de kırılan bir fay hattımız var Ereğli açıklarında o daha sonra gelip Silivri çukurundan kuzeye doğru geçen yıl 5.7 ve 4.7’lik depremleri yaratan fay hattı var. Bu Silivri hattına doğru giden fay hattı üzerinde oldu. Bir çok kolları var o kollar üzerinde olan 4’lük bir deprem aşağı yukarı 3-4 kilometrekarelik bir yüzeyin birkaç santim oynaması ama bu sistem tek bir fay üzerinde değil dağılmış olduğu için sürekli böyle depremler yaratabilir. Detayı bu.
Bu ana fay üzerinde bir etki yapar tezini etkileyecek bir veri yok 1912’den beri yüzlerce olan depremlerden birisi. Bizim için tehlikeli Kumburgaz fayı 40 kilometre dediğimiz onun üzerinde olan bir hareket yok. Bu İstanbullular için Kumburgaz fayı üzerinde olsaydı riskli görülebilirdi. Ama Tekirdağ Slivri taraflarında Ereğli açıklarında olan bir fay bu fay stres yüklü bir fay değil sürekli enerjisini boşaltan bir fay hattı. Bu fay devamlı hareket ettiği için sürekli 4 büyüklüğünde depremler yaratabiliyor.”
