Uzmanlardan antibiyotik uyarısı: Her üç saniyede bir insan ölecek

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, her yıl dünyada 700 bin kişinin, bilinçsiz antibiyotik tüketimi sonucu antibiyotik dirençli bakterilerden kaynaklanan enfeksiyon nedeniyle öldüğünü söyledi. Prof. Dr. Yarsan, "Eğer önlem alınmazsa 2050 yılında bu sayının 10 milyona ulaşacağı yönünde araştırmalar var. Bu, her 3 saniyede 1 insan ölümü demek." dedi.

featured

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, 18 Kasım’ın ‘Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’ olduğunu belirterek antibiyotiklerin, enfeksiyonlarla mücadelede kullanılan ve stratejik önemi olan etiyolojik tedavi ajanı olduğunu belirtti.

Yarsan, antibiyotiklerin bakterilerden kaynaklanacak enfeksiyonlarda doğrudan kullanılmaları gerektiğini kaydederek şöyle konuştu:

“Rasyonel etkinin ortaya çıkabilmesi için gerçekten akılcı ve bilinçli kullanılmaları gerekir. Böyle olursa tedavisel yarar sağlanır. Böyle olmazsa o zaman antibiyotiklerden kaynaklanacak birtakım olumsuzluklar ortaya çıkar. Antibiyotiklerin sağlık açısından insanlarda ya da hayvanlarda kullanılan hedef türe göre doğrudan olumsuz etkileri olabilir. Bunun ötesinde bir kalıntı riski söz konusu olabilir. Veteriner hekimliği boyutunda antibiyotikler yaygın kullanılır. Veteriner hekimliğinde kullanılan yaklaşık bin 600 tane ruhsatlı ilacımız var. Bu ilaçlardan 800’den fazlası antibiyotiktir. Dolayısıyla ağırlıkta kullanılır.

Bunlardan kaynaklanacak şekilde bir kalıntı riski ortaya çıkabilir. Kalıntı vasıtasıyla da nihai tüketici konumundaki insanlara yansıyabilir. Bunun haricinde hedef niteliğindeki canlıda bağışıklık sistemi baskılanabilir. Bunun ötesinde bugün için son derece önemli bir konu olan ve ‘sessiz pandemi’ adı verilen bir olay söz konusu olabilir. Hedef niteliğindeki bakteride ilaca karşı bir direnç gelişebilir. Artık ilacı siz istenilen şekilde kullansanız da artık o ilaçtan yani antibiyotikten beklenen gerçekçi etkiler ortaya çıkamaz. Bu antibiyotiğe karşı bir direnç geliştiği ile ifade edilir. Konu böyle bakıldığı zaman hem hayvan sağlığı hem de halk sağlığı açısından önemlidir.”

Prof. Dr. Ender Yarsan

‘HER 3 SANİYEDE 1 İNSAN ÖLÜMÜ DEMEK’

Tüm dünyada 2019 yılının sonunda başlayan Covid-19 pandemisinin yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Yarsan, “Pandemide bizi korkutan durum Covid-19’dan kaynaklanan ölümlerdi. 2019 Aralık ayında başladı, bugün 2022 yılının sonundayız. Tüm dünyada Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı yaklaşık 6,5 milyon civarındadır. Antibiyotik direnci ile ilgili eğer önlem alınmazsa süreç böyle giderse ‘sessiz pandemi’ diye adlandırılan bu durum devam ederse şu andaki rakamlar; antibiyotik dirençli mikroorganizmalardan kaynaklanacak şekilde her yıl dünyada 700 bin insanın ölümü söz konusu. Avrupa Birliği’nde bu rakam 33 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde 35 bindir. Şu anda her 45 saniyede 1 insan ölümü gerçekleşiyor. ‘Sessiz pandemi’ böyle devem ederse herhangi bir önlem alınmazsa yayımlanan rapora göre önlem alınmazsa, 2050 yılında bu sayının 10 milyon insan olacağı yönünde. Bu, her 3 saniyede 1 insan ölümü demek. Gerçekten korkutucu rakamlardır. Bu nedenle önemi ortaya konmamış ama bir ‘sessiz pandeminin’ varlığı da kabul edilmiştir” dedi.

‘OECD ÜLKELERİNDE TÜRKİYE BİRİNCİ SIRADA’

Prof. Dr. Yarsan, veteriner hekimlikte de beşeri hekimliğinde de antibiyotik kullanıldığını söyleyerek, “Antibiyotikler bu şekli ile karşılaştırıldığı zaman insan hekimliğinde yaklaşık yüzde 30’larda, hayvan sağlığı hizmetlerinde yüzde 70’e varan oranda antibiyotik kullanılır. Dolayısıyla daha fazla oranda veteriner hekimlikte kullanılır. Antibiyotik kullanım potansiyeli noktasında tüm dünyada OECD ülkelerinde Türkiye birinci sırada. Antibiyotik direnci noktasında da dünyada Yunanistan’dan sonra 2’nci sıradayız. Dolayısıyla bu rakamlar gerçekten yüksek rakamlardır. Onun için bizlerin tedbir alması, bilinçli olması, doğru şeyleri şimdiden planlamamız gerekir. Şu anda ‘sessiz pandemi’ olarak devam eden antibiyotik direncine yönelik eğer önlem alınmazsa belli bir noktadan sonra Covid-19 pandemisinde yaşadığımız gibi gerçek bir pandemi haline gelecektir. Dolayısıyla ileriye dönük bu çalışmaların şimdiden yapılması ve planlanması gerekir” diye konuştu.

‘ULUSLARARASI YÖNÜYLE KONU EL ALINDI’

Prof. Dr. Yarsan, konunun önlem noktasında ülkelerin bireysel düşünecek durumda olmadığını vurgulayarak, “Uluslararası yönüyle bu konu ele alındı. Ekim 2022’de 4 tane uluslararası sağlık kuruluşu bir araya geldi. ‘Tek sağlık’ deklarasyonu şeklinde ortak bir deklarasyon yayımlandı. Bu noktada ileriye dönük ne yapılması gerektiğini değerlendirmeye başladılar. Bu hem ‘tek sağlık’ çatısı altında; ama antimikrobiyal direnç üzerinde bir yaklaşımdı. Oradaki ifadeler de ‘artık konu önemlidir, evet bu vurgulansın. Ülkeler kendilerine göre belli stratejiler uygulasın, bilinçlendirme yönünde çalışmalar yapsın.’ Yapılması gereken bu olayın ‘tek sağlık’ yaklaşımı içerisinde ele alınması, irade gösterilmesi ve kararlılıkla bunun üzerinde durulması. Bu yaklaşımlar birleştirilirse ileriye dönük olarak en azından olayla ilgili mücadele ülkesel ölçekte gerçekleştirilebilir” dedi.

PROF. DR. BALIK: 20-30 YIL İÇERİSİNDE YILDA 10 MİLYON KİŞİNİN KAYBEDİLECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR

Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) antibiyotik direncini en önemli 10 sağlık problemi arasında gösterdiğini ve bu nedenle söz konusu hafta içinde toplumu bilinçlendirici çeşitli aktiviteler yapıldığını anlatan Prof. Dr. İsmail Balık, bu yıl DSÖ’nün dünya genelinde “mavi” giyinme çağrısında bulunduğunu dile getirdi.

DSÖ’nün bu çağrısına katkı vermek ve antibiyotik direncine dikkati çekmek amacıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde de enfeksiyon hastalıkları alanında çalışanların hafta boyunca mavi giyineceğini aktaran Balık, “Dünya genelinde sadece 2019 yılında antibiyotik direncine bağlı bakteri enfeksiyonları nedeniyle 1,3 milyon kişi hayatını kaybetti. Eğer bu şekilde giderse 20-30 yıl içerisinde yılda 10 milyon kişinin antibiyotik direnci nedeniyle oluşan bakteri enfeksiyonlarından kaybedileceği düşünülüyor. Bu çok ciddi bir sorun.” ifadesini kullandı.

‘ANTİBİYOTİKLER AĞRI KESİCİ, ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ DEĞİLDİR’

Prof. Dr. Balık, antibiyotik direncinin Türkiye açısından da ciddi bir sorun olduğunun altını çizerek, “Hem ülkemiz hem de birçok ülkede antibiyotikler yanlış, aşırı kullanılıyor ve buna bağlı olarak direnç gelişiyor. Antibiyotikler kesinlikle ateş düşürücü, ağrı kesici özelliği olan, gelişi güzel kullanılabilecek ilaçlar değildir. Sadece bakteriyel enfeksiyon varlığında, hekim tavsiyesiyle kullanılmaları gerekir.” diye konuştu.

Birçok kişinin soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlarda antibiyotiğe yöneldiğine işaret eden Balık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Grip, nezle gibi hastalıklarda ana etken virüsler olduğu için antibiyotik bunlar üzerinde etkili değildir. Yani bu tip hastalıklarda antibiyotik boşa kullanılmış olur. Gereksiz antibiyotik kullanımı kişilerde antibiyotik direncinin gelişmesine neden oluyor. Daha sonra gerçekten antibiyotikle tedavi edilecek bir enfeksiyonla karşı karşıya kalındığında bu ilaçlar hiçbir fayda göstermiyor.

Bilim dünyası son 30-40 yılda yeni bir antibiyotik grubu keşfedemedi, bu nedenle dirençle mücadele etmek için yapabileceğimiz tek şey halihazırda bulunan antibiyotikleri korumak. Bunun yolu da gereksiz antibiyotik kullanımından sakınarak, direnç oluşmasını engellemekten geçiyor. Antibiyotik doktor tarafından reçete edilmişse bitene kadar kullanılmalı, evde artmış bir antibiyotiğin olması demek bunun yanlış kullanıldığı anlamına da geliyor.”

‘TARIM VE HAYVANCILIKTA DA ANTİBİYOTİK KULLANIMI KISITLANMALI’

Prof. Dr. İsmail Balık, tarım ve hayvancılığın da antibiyotiğin en yaygın kullanıldığı alanlardan biri olduğunu vurgulayarak şu bilgileri paylaştı:

“Antibiyotiklerin yüzde 70’i tarım ve hayvancılıkta, yüzde 30 kadarı da insanların tedavisinde kullanılıyor. Yani tarım ve hayvancılıkta da antibiyotik kullanımının kısıtlanması gerekiyor. Çünkü bitkilerden ve hayvanlardan insanlara uzanan bir döngüde antibiyotik direnci yayılıyor, üstelik doğada kimyasal bir zehirleme de meydana geliyor.”

Prof. Dr. İsmail Balık

‘BU İLAÇLARI BİLİNÇLİ KULLANMAK ZORUNDAYIZ’

Prof. Dr. Balık, Türkiye açısından antibiyotik direncine bağlı ölüm konusunda net bir rakam verilemeyeceğine de değinerek şunları kaydetti:

“Bununla beraber antibiyotik direncini laboratuvar ortamında çok net şekilde görmek mümkün ve bu tablodan yola çıkarak Türkiye’de antibiyotik direncine bağlı ölümlerin Avrupa ve ABD’den daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Hastalarımızda bu tabloyla karşılaşıyoruz, maalesef hiçbir antibiyotikle tedavi edemediğimiz direnç gelişmiş bakteri enfeksiyonlarında çaresiz kalıyoruz.

Eğer bilinçsiz antibiyotik kullanımı bu şekilde devam ederse 100 yıl öncesi döneme geri döneceğiz. Sıradan, basit enfeksiyonlar bile antibiyotik direnci yüzünden tedavi edilemez duruma gelecek. Basit bir zatürreden hastalarımızı kaybeder hale geleceğiz. Bu nedenle ‘antibiyotik direnci eşittir ölüm’ diyoruz. Mutlaka bu ilaçları bilinçli kullanmak zorundayız.”

‘ÇOCUĞUNUZ HASTA OLDUĞUNDA HEMEN ANTİBİYOTİĞE YÖNELMEYİN’

Toplumun ve sağlık çalışanlarının antibiyotik kullanımı konusunda bilinçlendirilmesinin önemine dikkati çeken Balık, özellikle çocuklarda antibiyotik kullanımına dikkat edilmesi, hekim antibiyotik yazdığında bile bunun sorgulanması önerisinde bulundu.

Prof. Dr. Balık, “Çocuklarda soğuk algınlığı belirtileriyle kendini gösteren hastalıkların yüzde 90’ından fazlası virüs kaynaklıdır ve antibiyotikler bu hastalıklarda etkili değildir. Fakat ebeveynler çocuğa bir şey olur kaygısıyla bu tip hastalıklarda hemen antibiyotiğe yönelebiliyor. Hatta antibiyotik yazmayan hekimlere saldıran kişilere şahit oluyoruz. Ailenin aksine antibiyotik yazan hekime ‘çocuğumda bakteri enfeksiyonu varlığından emin misiniz’ diye sorması gerekiyor.” uyarısını yaptı.

Uzmanlardan antibiyotik uyarısı: Her üç saniyede bir insan ölecek

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!