BURAKHAN BAŞARAN / VERYANSIN TV
Veryansın Tv’ye konuşan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Tahir Öztürk, 30 Ağustos hutbesinde Atatürk’e yer vermeyen Diyanet İşleri Başkanlığı’na tepki gösterdi.
Diyanet, dün yayımladığı cuma hutbesinde 30 Ağustos Büyük Taarruz Zaferi’ni anlattığı Mustafa Kemal Atatürk’ün adına yer vermeyişi sonrasında sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Tepkiler sonrası X hesabından paylaşımda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Şanlı tarihimizin önemli noktalarından olan #MalazgirtZaferi’nin ve #BüyükTaarruz’un yıldönümlerinde Sultan Alparslan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan uğruna fedayı can eyleyen şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Şanlı tarihimizin önemli noktalarından olan #MalazgirtZaferi‘nin ve #BüyükTaarruz’un yıldönümlerinde Sultan Alparslan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan uğruna fedayı can eyleyen şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan…
— Prof. Dr. Ali Erbaş (@DIBAliErbas) August 26, 2023
Erbaş’ın açıklamasının ‘gayrı samimi’ olduğunu belirten Dr. Öztürk, söz konusu paylaşımın Türk milletinin Cumhuriyet ve Atatürk sevgisinin etki gücünü gösterdiğini söyledi.
Öztürk, Diyanet’in Atatürk’e yer vermediği cuma hutbesine ise şaşırılmaması gerektiğini belirttiği sözlerinde, Erbaş’ın bekleneni yaptığını ifade etti.
Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Diyanet’in 30 Ağustos hutbesinde Atatürk’ün adını anmaması sürpriz değildir. Neye şaşırıyoruz neyi bekliyoruz bu kafadan? Asıl bu hutbeye şaşıranlara ben şaşırıyorum. Diyanet İşleri Başkanı sıfatı taşıyan zat bekleneni yapmıştır. Bu zat değil midir Millî Mücadele, Atatürk ve Cumhuriyete en aşağılık ithamlarda bulunan kişiye hayattayken resmi ziyarette bulunan?
MISIRLIOĞLU HATIRLATMASI
Mehmet Âkif’ten alıntı da görüyoruz hutbede. Sayın Başkan’ın ziyaret ettiği o kişi(Kadir Mısırlıoğlu), Âkif gibi bir Kur’an mümini vicdana bile çok çirkin bir yakıştırmada bulunmuştu. Hem o ziyareti yapıp o kişiyi resmi ziyaretinle kutsa, hem de o küfür ettiği kişiden alıntı yap. Bu nasıl bir şeydir?
‘MALUM YAPIYLA OLAN KİŞİSEL BAĞLANTISI…’
Tartışılması gereken şey, Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in başında bu kafada birinin oturmasıdır. Bu kişiyi iktidarın önemli isimleri bile eleştirmekte; malum yapıyla olan kişisel bağlantısı, Diyanet kadrolarında bu yapıyla iltisaklı kişilere önemli görevler vermesi ciddi olarak sorgulanmaktadır.
‘SÜLEYMANİYE’NİN TEPESİNE HAÇ KONSAYDI…’
İnsan şunu soruyor. Milli Mücadele kaybedilip Süleymaniye’nin tepesine Haç konsaydı bu kafalar daha mı mutlu olacaktı?”
Ben hiç üzülmüyorum …
Bazı şahısların büyük önder Atatürk’ün adını ağzına almaması, bence çok uygun.