100. yıl marşı mı seçim şarkısı mı?

featured

Jale Ak yazdı…

100. Yıl marşını dinledim. Kimileri besteye takılmış, kimileri sözlere. Ben her ikisine de takılanlardanım. Fazıl Say’ın virtüözlüğüne lâf edecek değilim. Edersem zaten başıma taş yağar. Onun pek çok bestecinin bestesine verdiği ruha hayranımdır zira ve zevkle dinlerim. Siyasi gelgitleri ve fiyaskolarına bilahare değineceğim. Çünkü marşla alakalı görüyorum.


Yüzüncü yıla yaraşır bir beste olmamakla beraber, sözleri de son derece sığ buldum. Sözler mi bestenin içine zar zor oturtulmaya çalışılmış, yoksa sözlere göre mi ‘marş’ yazılmış bilemedim ama bana yüzüncü yıl marşından ziyade bir ittifaka yapılmış çağrı marşı gibi geldi doğrusu. Haydi, ver elini yahu sen de gel işte, sen de bizim adayımıza oy ver filan gibisinden. Kederlere ‘inat’ küçük sevinçler duyalım. Hangi kedere inat? Depreme mi inat küçük sevinçler yaşayacağız? Gel de anlat bu marşın sözlerindeki manâyı derûnu Kahramanmaraş’a, Hatay’a, Antakya’ya. Kedere inat sevinçli ol ver elini ver, ‘gel vatandaş gel Çengelköy bademi bunlar’.

İnsan her an sevinç duymaya meyleder zaten. Orda hiç sıkıntı yok ki. En sevdiğim akraba büyüğümün cenazesinde gülme krizine girmiştim, anlık mutlanış, anlık bir sevinç fırtınası. Beyin üzüntüyü reddedip ket vurduğu an kopmaya hazırsındır. Ama keder ciğerine saplanmıştır bir kez. O, üzerinden yıllar da geçse incecik kıymıklarını batırmaya devam eder insanın yüreğine. Ve acıları hangi potada erittiğindir seni insan yapan.

Lirikte ‘daha ne bekliyorsun’ diye bir mısra –dize- var ki beni benden aldı. Ayol kimsenin beklediği filan yok, trafik polislerinin ‘ticari bekleme yapma’ anonsu geldi aklıma. Bekleyen kim ki? Bir bekleyen mi var? Gökyüzünden bahsedelim, sevgiden de bahsedelim peki. Göğe bakma durağından beridir bu gökyüzünden bahsetmek, modası geçmeyen bir tefekkürdür ki akıllara zarar. Bak Allah bak. Önce göğe bakıyoruz, hoop sonra hemen sevgi geliyor aklımıza. İlginç. Sofistik. Dâhiyane. Türküler söyleyelim, yarınların ışığı yüreğimize dolsun. Türküler ah türküler. Ağıtı var, uzun havası var, yaşanmışlığı, acısı, hüznü, kavruk, buruk bir hikâyesi var yahu. Ne yarını ne ışığı? Geçmiştir türkü, tarihtir topraktır, anıdır, dramdır, köprüdür. Yarın ve ışık ise marştır marş. Coşan, çağlayan, taşan, deliren ve o delirmeyi anlamlı sözleriyle göğüs boşluğuna raptedendir marş. Ve burun direğini değil sızlatmak, kırandır, göğüsleri kabartandır marş.

Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde. Atatürk kendisine Ata, Atam diye hitap edilmesini istemezmiş. Bir tarih kitabından öylece aklımda kalmış. Doğrudur eğridir bilemem. Ama Atatürk’ün mavi gözlerini şimşeğe benzetme klişesi ne zaman değişecek? Bir de şimşek, ancak dolu yağdığı zaman mavi renkte olur. Diğer durumlarda olmaz. Renk ekseriyetle beyaz ya da sarıdır. Öyle bir klişe ki bu ‘gözlerinde mavi şimşek’, herhalde bir milyonuncu kez kullanıldığı için plaket verilmeli.

İnsan böyle bir ‘yüzüncü yıl marşı’ dinleyince ister istemez Ellinci Yıl Marşı’nın sözlerine bakası geliyor. Hoş bakasım filan gelmedi zira tamamı aklımdadır.

Müjdeler var yurdumun toprağına taşına
Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına
Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk’ün özgür başına.

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu

Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta
Koşuyoruz durmadan kadın-erkek bir safta
Elimizde meşale, ilke ilke Atatürk
Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta

Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu

Aynı kandan feyiz alır bunca toprak, bunca taş
Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş
Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika
Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş

Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu

Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yolda
Yurtta barış ilk hedef, Cihanda sulh parola
Koparamaz hiçbir güç bizi milli birlikten
Ata’mızın izinde koşuyoruz kol kola

Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu

Yaşasın hür ulusum, soylu gencim, benliğim
Yaşasın şanlı ordum, sarsılmaz güvenliğim
Ersin elli yıllarım nice mutlu çağlara
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim

Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.

Bekir Sıtkı Erdoğan’ın güzel sözlerinin İlk ve son kıtası marşta kullanılmış. Bayrağımızdan Cumhuriyetten o kadar güzel bahsediyor ki, başka bir tuğ yaraşmaz diyor, Türk’ün özgür başına. Hürriyet, özgürlük bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bu dizelerde de Ata’mızın izinden şeklinde bir coşum var ancak marşta kullanılmamış. Eskiden nasıl da dikkat ediyorlarmış bazı şeylere. Yaşasın hür ulusum, soylu gencim, benliğim. İşte bu sözler marş sözleridir. Aşk şiiri tadında değildir. Hadi ver elini al elimi, göğe bak ve kapanış. I ıh öyle marş olmaz arkadaş. Ol-maz!

Bu beste ve sözlerden, olsa olsa Millet İttifakı’nın seçim şarkısı olur. Halk Tv’de bol bol çalınır. Ve hani bazılarını eleştirmek adeta yasaktır ya, çünkü biz Türk Milleti olarak bilmeyiz ya hani? Hani böyle yüksek sanat, ince sanat dedikleri eserleri anlamayız ya, o bakımdan gak desek linç ederler. Aman ederlerse etsinler. Durum tüm çıplaklığıyla ortada zaten. Türk Milletinin temayülü önemlidir.

Cumhuriyet bu. Göğe bakmakla elini vermekle kederle inatlaşmakla filan olmaz o işler. Eşit olmakla, sıraya geçmekle olur. Ayrıcalıklı olmakla da olmaz. Ben yüzüncü yıl marşı için açılan bir şiir yarışması duymadım misal. Siz duydunuz mu? Beste yarışması açıldığını da hiç duymadım. Cumhuriyet bütünüyle Türk Ulusuna aittir. Bir sınıfa bir parti ya da ittifaka ayrılmış bir pay değildir. Öyle oldurulmaya çalışılınca, içi boşaltılmış bir Cumhuriyet oluyor o. Öylesine bir tanımmış gibi. Marştaki sözler kadar sığlaşıyor tüm ulusa ait olan bir değer, bir anda ayrıcalıklı bir sınıfın malı haline dönüşüyor.

Cumhuriyet bizim mücevherimizdir. İman tahtamıza mıhlanmış en değerli pırlantaları bile sönük bırakan, parıl parıl parlayan bir mücevher hem de. Bu milletin o kadar çok şairi o kadar çok bestecisi var ki, bestecilerin şairlerin onlarcası yarışmalıydı bu marş için. En azından Cumhuriyeti içine sindirmiş olanlar da katılırdı. Öylece hoppala paşam Malkara Keşan, oldu bittiye getirilip burnumuza dayatılmamış olurdu.
Ama ortalık artık öyle bir ayrıcalıklı dünyalara, sınıflara ve onların tekeline gark oldu ki, kime ne anlatacaksınız? Her şeyler aynı şekilde dayatılmıyor mu? Adaylar, partiler, milletvekilleri, marşlar… Cumhuriyet’in ne olduğunu bile unutanlara ne anlatacaksınız? Cumhuriyet bazılarının kafasında Nevizade’de bir meyhane adından öte bir şey değil artık. Hadi koşun şunlara verin elinizi sonra da avanak avanak göğe bakar sevinçlenirsiniz bari.

Bakın beni emeğe saygısız birisi zannetmeyin sakın. Tek bir gitarla dımbır dımbır sadece akor basarak beste yapan pür amatör arkadaşlarıma bile bu olmamış demedim diyemem. Çünkü emektir. En kötülerinde bile bir güzellik bulur takdirlerimi belirtirim. Ancak burada söz konusu olan Cumhuriyetimizdir. Türk Milletinin bir ferdi olarak belli bir çıtanın üzerinde içerik beklemek hakkımdır. Sürç-ü lisan ettimse affola.

100. yıl marşı mı seçim şarkısı mı?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 Yorum

  1. fena değil lakin daha iyisi de çıkacaktır.

  2. Size katılıyorum. Müzik güzel ama içerik tayyare.

  3. PKK/hdp’e oy verdiğini gururla açıkayan bir adam 100.yıl kutlaması için marş yapmış içinde Türk ulusu yok Atatürk’den bile Türk’ü silmiş! Yarın Kürt ulusu için yazmıştım Atamız önderliğimiz Öcalandır dese kim ne diyebilir…

    • 26 Nisan 2023, 03:32

      Bu dediğiniz aklıma gelmemişti ama, der mi der. Bunlardan her şey beklenir. Üstelik destekledikleri ittifak 1921 anayasasını savunuyor. Cumhuriyetin ilânından önceki anayasayı yani. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.

  4. 24 Nisan 2023, 13:18

    kesinlikle katılıyorum. Sözler olmamış…anlamsız…o lallallallalla lar bir cumhuriyet marşında ne o öyle….
    Beste kaliteli ama bu güfte ve lalalalalalalalr hiç olmamış…söyleyenlerin o hareketleri ne öyle ???? dönsün dünya,şimşek …vb. olmamış

  5. 24 Nisan 2023, 12:51

    Türk Ulusunun, Yüzüncü Yıl Marşı için yarışma vs. yapacak çok değerli kurumları, insanları vardır. Bu ulvi görevi ”burnumuza dayatılan” ve her konuda bize uzak zümrelere bırakacak değiliz.

  6. muzik guzel, koro harika, icerik berbat. Sozleri yazan santaja magruz kalmis gibi bir izlenim olustu bende.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!