İstanbul Aile Mahkemesi’nde görülen bir boşanma davası; tarikat mensubu bir kişinin, eşi ve kızlarının hayatını çekilmez hale getirdiğini gözler önüne serdi. Dosyaya göre; 25 yıl önce hayatlarını birleştiren H.G. ve A.G. çiftinin evliliği ilk yıllarda sorunsuz devam etti. Ancak ilerleyen yıllarda A.G., bir tarikata girdi ve zamanının büyük bir bölümünü bu çevrede geçirmeye başladı.
TELEVİZYON İZLEMEYİ VE MÜZİK DİNLEMEYİ YASAKLADI
Halk TV’den Dinçer Gökçe’nin haberine göre; giderek tutucu bir hal alan A.G, ilk olarak eşinin çarşaf giymesini sağladı. Bununla da yetinmeyen A.G., eşi ve çocuklarına, televizyon izlemeyi ve müzik dinlemeyi yasakladı. A.G., evde dini kitap dışında başka kitap okunmasına izin vermedi. A.G., eşinin balkona çıkmasına, camları silmesine izin vermediği gibi tek başına toplu taşımaya binmesini de yasakladı.
ODAYA KİLİTLEDİ
A.G., bozulan bir eşya için servis görevlisi evlerine geldiğinde, eşi ve çocuklarının başka bir odaya kilitledi. Çiftin 23 yaşındaki büyük kızı B. N. G., başını açmak istediğini söyleyince babasının tepkisi ile karşılaştı. Genç kız bu nedenle intihar girişiminde bulundu. “İçinize cin kaçmış” diyen A.G., okunmuş su ve ekmeği eşi ve çocuklarına yedirip içirdi.
400 BİN TL TAZMİNAT İSTEDİ
Kendi hayatı ile çocuklarının hayatının çekilmez bir hal aldığını gören H.G., eşine karşı boşanma davası açtı. Dava dosyasına A.G. adına yapılan savunmada ise özetle “İleri sürülen iddiaları kabul etmiyoruz. Müvekkil, evlilik birliğinin kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri yerine getiriyor. Evlilik birliği, davacının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsılmış durumda. Davacının davasının reddine karar verilsin” denildi.
Savunma dilekçesinde A.G.’ye 200 bin TL maddi 200 bin TL de manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istendi.
İSTİNAF: KİŞİLİK HAKLARI SALDIRIYA UĞRADI
Yapılan yargılama sonrası mahkeme çifti boşadı. Mahkeme, davacı kadına 50 bin TL maddi, 50 bin TL de manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, anne ve çocukları için de nafaka ödenmesine karar verdi. Verilen kararı her iki taraf da İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf Mahkemesi, yerel mahkeme kararının yerinde olduğuna hükmedip, nafaka miktarlarını da arttırdı. İstinaf Mahkemesi, tazminat ödenmesinin gerekçesini ise, ‘Davacı kadının kişilik haklarını saldırıya uğraması’ oluşturdu. Karar kesinleşti.
