Yargıtay’dan ‘3 Temmuz’ kararı

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 21 Mart'ta verdiği kararla, 3 Temmuz'un kumpas olduğunu onadı. Kararda yürütülen soruşturmanın kumpas olduğunun, gizli tanık beyanlarından ve örgütün sözde MİT mahrem imamı Özgür Kaya'nın vermiş olduğu ifadelerden anlaşıldığı belirtildi. 

featured

FETÖ talimatıyla 3 Temmuz 2011’de futbolda şike yapıldığı iddiasıyla Aziz Yıldırım ve birçok ünlü ismin gözaltına alınmasıyla başlayan ve 12 yıldan uzun süredir 88 sanığın yargılandığı “kumpas” davasıyla devam eden süreçte yeni bir gelişme yaşandı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 3 Temmuz’un kumpas olduğunu onadı.

Gelişmeleri sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla aktaran Gazeteci Ceyhun Bozkurt, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 21 Mart 2024 tarihli kararıyla, Fenerbahçe’ye yönelik 3 Temmuz saldırısının kumpas olduğunu onadı. Kararda kumpasçılara yönelik mahkemenin mahkumiyet kararlarını onadı. Kararda kumpasçıların zincirleme suç işlediği vurgulandı” dedi.

Buna göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında, yürütülen soruşturmanın kumpas olduğunun, gizli tanık Güney’in beyanlarından ve örgütün sözde MİT mahrem imamı Özgür Kaya’nın vermiş olduğu ifadelerden anlaşıldığı belirtildi. 

‘SORUŞTURMANIN AMACI BİR SUÇU ORTAYA ÇIKARMAK DEĞİL’

Yargıtay’ın kararında şu ifadelere yer verildi:

“Soruşturmanın amacının bir suçu ortaya çıkarmak olmadığı, asıl amacın yaşanan olaylar üzerinden, ülkemizde bulunan bir kısım futbol kulüpleri ile taraftar gruplarını karşı karşıya getirmek ve bunun üzerinden, ülkemizde bulunan bir kısım futbol kulüplerini karşı karşıya getirmek ve bunun üzerinden doğacak olan tartışmaları ve yaşanacak kargaşayı FETÖ/PDY’nin amaçları doğrultusunda kullanılmasını sağlamak olduğu, tanık MİT Mahrem İmamlarından Özgür Kaya’nın verdiği ‘kendisinin detayları bilmemekle birlikte üstü kapalı olarak söylenen şeylerin aslında o dönem Başbakan olan şimdiki Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın yıpratılması olduğunu, yani buradan yola çıkılarak hükümetin yıpratılmasının amaçlandığını, kendisinin böyle düşündüğünü, birçok kulüp olmasına rağmen Fenerbahçe’nin bu konuda çok büyük ses getireceği için seçilmiş olabileceğini, yani Fenerbahçe’yi ele geçirmek gibi değil de Fenerbahçe üzerinden bir algı yükseltip hükümet üzerine bir operasyon gibi düşündüğünü’ belirttikten sonra kendilerinden kamuoyunda askeri casusluk davası olarak bilinen davada da benzer şekilde istemlerde bulunulduğu şeklindeki beyanlarından da anlaşılacağı üzere bu soruşturmanın örgütsel bir saik ile gerçekleştirildiği, nitekim soruşturmanın operasyona dönüştüğü günden günümüze birçok kulüp ve taraftar grupları arasında bu tartışmaların devam ettiğinin izahtan vareste olduğu, dosya kapsamından belirlenmiştir.”

DAVANIN GEÇMİŞİ

FETÖ’nün “futbolda şike” soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle yürütülen soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame hazırlandı.

İddianamede, “bir numaralı” sanık FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 35 yıldan 85 yıla kadar, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın 35 yıldan 78 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca hakkında 35 yıldan 80 yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, eski milletvekili İlhan İşbilen ve iş insanı Muammer İhsan Kalkavan’ın 35 yıldan 85 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

İddianamede, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu, İstanbul Organize Suçlar ile Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, kapatılan Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, Prof. Dr. Suat Yıldırım, avukat Orhan Erdemli, eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ve avukat Cemalettin Mutlu ile diğer 95 sanık hakkında da çeşitli sürelerle hapis cezaları talep ediliyor.

AYRILAN 5 SANIKLI DAVADA KARAR

Davanın açıldığı İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 3 Temmuz 2020’deki duruşmada, firari sanıklar ile haklarında yalnızca “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlaması bulunan bazı sanıkların dosyasını ayırmış, böylece sanık sayısı 88’e düşmüştü.

Dosyası ayrılan 5 sanık yönünden görülen davanın 30 Aralık 2020’deki duruşmasında karar açıklanmıştı. Haklarında sadece “örgüt üyeliği” suçu bulunduğu gerekçesiyle dosyaları ayrılan 5 sanıktan Nazif Aktaş “FETÖ’ye yardım etme” suçundan 3 yıl 9 ay, Orhan Erdemli ise aynı suçtan 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanık Erdemli’nin etkin pişmanlık hükümleri gerekçesiyle cezasını 1 yıl 10 ay 15 güne indiren heyet, bu kişinin cezasının açıklanması hükmünü de geri bırakmıştı.

Heyet, diğer sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Mehmet Baransu ve Ali Çelik hakkında, “FETÖ’ye üye olmak” suçundan açılan davayı ise mükerrer olması nedeniyle reddetmişti.

DAVA 4 HAZİRAN 2021’DE KARARA BAĞLANDI

Diğer sanıklar yönünden devam eden davada 4 Haziran 2021’de karar açıklanmış, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca 76 kez “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 1 yıl 6’şar ay, 166 kez “resmi belgede sahtecilik” suçundan 6’şar yıl ve 91 kez “iftira” suçundan da 2’şer yıl olmak üzere toplam 1292 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Eski polis memuru Lokman Yanık “silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçundan 5 yıl, 91 kez “iftira” suçundan 1 yıl 8’er ay ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 5 yıl olmak üzere toplam 161 yıl 8 ay hapisle cezalandırılmıştı.

Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç ise 70 kez “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 5 yıl 7 ay 15’er gün, yine 4 kez “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 4 yıl 6’şar ay, 134 kez “resmi belgede sahtecilik” suçundan 9 yıl 4 ay 15’er gün, yine 13 kez “resmi belgede sahtecilik” suçundan 7 yıl 6’şar ay, 17 kez “iftira” suçundan 2’şer yıl, yine 69 kez “iftira” suçundan da 2 yıl 6’şar ay olmak üzere, müşteki ve mağdurlara karşı tüm bu suçlardan 1971 yıl 1 ay hapse mahkum olmuştu.

Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender ise 76 kez “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 5’er yıl, 155 kez “resmi belgede sahtecilik” suçundan 7 yıl 6’şar ay, 80 kez “iftira” suçundan 2 yıl 6’şar ay ve yine 12 kez “iftira” suçundan da 2’şer yıl olmak üzere toplam 1766 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Benzer suçlardan sanıklardan Muhammed Kaya 1381 yıl 6 ay ve Ramazan Haktan Helvacı da 1005 yıl 3 ay, Furkan Durmaz “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapisle cezalandırılmış, sanık Durmaz bu suç ve diğer suçlarla toplam 302 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti.

Diğer sanıkların 26’sını benzer suçlardan 5 yıl ile 675 yıl arası hapis cezasına mahkum eden heyet, 15 sanığa sadece “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan hapis cezaları vermişti.

Mahkeme, yargılanan sanıklardan Ekrem Açıkel’in tüm suçlardan beraatine hükmetmişti. İlhan İşbilen de tüm suçlardan beraat ederken mahkeme 9 sanıkla ilgili “herhangi bir karar veya ceza verilmesine yer olmadığına”, 29 sanıkla ilgili ise “beraat ve karar veya ceza verilmesine yer olmadığına” yönelik hükümler kurmuştu.

Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, bazı eksiklikler olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararını usulden bozmuştu.

Yargıtay’dan ‘3 Temmuz’ kararı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!