“Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçmek üzere” başlıklı yazım siyasi çevrelerde çok ilgi gördü. Birçok siyasi arayarak, konuya ilişkin görüşlerini paylaştı.
Adetimdir, yazılarım nedeniyle arayanları sadece dinlerim ve herhangi bir değerlendirme yapmam. Çünkü gerekeni zaten yazmışımdır, savunmaya ve daha da uzatmaya gerek görmem.
Söz konusu yazı için arayanlar arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘en yakın isim’ de vardı. Dikkat edin lütfen ‘Yakın isimlerden biri’ demiyorum. ‘En yakın isim’ vurgusu yapıyorum.
Uzun sayılabilecek telefon görüşmesinde ilginç bilgiler edindim. Bunlardan bazılarını kamuoyu ile paylaşmakta yarar var. Diğerleri ise şimdilik bana kalsın.
Kılıçdaroğlu’na en yakın isim, Türkiye’yi il il gezdiklerini ve gördükleri manzaranın, ülkenin iktidar değişikliğine hazırlandığı yönünde olduğunu söyledi.
CHP’li siyasetçi, aynı manzarayı 2002 seçimleri öncesinde de gördüğünü, hayat pahalılığı altında ezilen ve mutfakta yangın yaşayan halkın, Erdoğan’ın liderliğindeki AKP’ye yönelerek, Bülent Ecevit’in Başbakanlığını yaptığı koalisyon hükümetini sandıkta bitirdiğini anımsattı (kendisi de Ecevit’in partisi DSP’de milletvekiliydi).
Yirmi yıl sonra aynı noktaya gelindiğini enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk nedeniyle halkın burnundan soluduğunu ve bu işi bitirmek için sandığı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.
Sahada gördüklerinin yürek dağlayacak türden olduğunu vurgulayarak, “İnanın insanlar ekmek bulamıyor. Ekmeği olanlar ise yanına katık etmek için zeytin ya da başka bir şey bulamıyor” dedi. Siyasi iktidarın ise bu durumdan, halkın yoksulluğundan, tepkisinden ve gerçeklerden haberdar bile olmadığını savundu.
CHP’nin bu önemli ismi, kamuoyu araştırmalarından da bahsetti. Yaptırdıkları son ankete göre, AKP’nin oy oranının yüzde 29’a indiğini belirtti. Sürecin, iktidar partisindeki oy kaybının devam edeceği yönde ilerlediğini kaydetti.
“Gürbüz Bey, Genel Başkanımızdan 3-4 gün önce onun ziyaret edeceği illere giderek gerekli hazırlıkları yapıyorum. Halk ile sürekli olarak iç içeyim. Halkı çok kararlı gördüm, iktidarı değiştirecekler” cümlesini de birkaç kez değişik şekillerde kurdu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert muhalefet yapmasının, konuşmalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almasının çok etkili olduğunu iddia etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert tavrına halkın çok ilgi gösterdiğini ve bunun hem CHP’nin hem de Kılıçdaroğlu’nun oy oranını yükselttiğini savundu. İktidara kızgın halkın beklentisi olduğu için ‘Sert muhalefet’ tarzında devam edeceklerini söyledi.
CHP’nin önemli ismi, İyi Parti’nin oy oranında görülen artışa da değindi. Yazımın, “Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçmek üzere” şeklindeki başlığını hatırlatarak, “İyi Parti ile birlikte Türkiye’yi AKP’den kurtarma mücadelesi veriyoruz. Meral Hanımın ilerlemesinden, bizi geçmesinden neden rahatsızlık duyalım ki? Meral Hanım, Kemal Beyi geçebilir. Bundan asla rahatsız olmayız. Sonuçta bu ülkeyi birlikte ayağa kaldıracağız” diye konuştu.
Söz konusu CHP’li ismi çok uzun yıllardır tanırım. Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduğu günden beri onu hep en yakınında tutmuş, Parti Meclisi seçimlerinde yaşadığı sıkıntılara rağmen özenle korumuştur. Bu durum, ‘Kılıçdaroğlu’nun kara kutusu’ tanımlamasına yol açmıştır.
İşte bu nedenle telefon görüşmemizdeki, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert tavrı halkta çok ilgi görüyor ve bu hem CHP’nin hem de Kılıçdaroğlu’nun oy oranını yükseltiyor” sözlerinin siyaseten anlamı nettir. ‘Kılıçdaroğlu’nun oy oranının yükselmesi’ ifadesi, CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı adayı olduğu anlamına gelir. İş sadece resmen açıklamaya kalmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı CHP ve 6’lı Masa’ya hayırlı olsun.
Tayyip Erdogana hayırlı olsun
KK gibi “Ben Atatürkçüyüm PKK da teröristtir” diyen bir adam HDP, PKK’dır diyemiyorsa ben o adamın sahte bir Atatürkçü olduğunu kurnazca PKKyı yasallaştırmak istediğini iktidardan farkının olmadığını düşünürüm. Ama artık seçeneksiz değiliz HDP, PKK’dır diyen Sığınmacılar kayıtsız koşulsuz gidecek diyen Zafer partisi var..