Yeni Şafak yazarı ‘kahramanlık’ hikayesi yazıyor ama… O konvoyu neden vurmadık?

VERYANSIN TV

Türkiye, terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’deki maske örgütü Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) lideri “Mazlum Abdi” ve “Mazlum Kobani” olarak tanınan Ferhat Abdi Şahin’i taşıyan konvoyu geçen hafta Süleymani’ye de tespit etti.

SİHA’lar (Silahlı insansız hava aracı) hemen bölgeye gönderildi. SİHA’lar ateş açtı ancak konvoya değil yanındaki boş alana. Teröristler bu operasyondan yara almadan kurtuldu. İçinde Şahin’in olduğu bilindiği halde araçlar vurulmadı.

Olay, Ankara ile Washington arasında gerilime nden oldu. Beyaz Saray, ABD askerlerinin hayatını riske atacak adımlardan kaçınma çağrısı yaptı.

Yeni Şafak yazarı Yahya Bostan, olayın ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a ve MİT Başkanı Hakan Fidan’a ABD’den iki telefon geldiğini öne sürdü. İddia edilen telefon görüşmelerinde Ankara, “Terör Amerikan bayrağı altında olsa da bizim için açık hedeftir” mesajı verdi. İddia edilen bu diyalog üzerinden AKP iktidarını “kararlı duruş” sergilemekle öven Bostan, içinde terör örgütü liderinin olduğu bilindiği halde konvoyun neden vurulmadığını ise açıklamadı.

Bostan’ın yazısının satır başları şöyle:

“Biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda Irak Süleymaniye’de kritik bir operasyon düzenlendi. PKK’nın Suriye kolu SDG’nin elebaşı, terörist Mazlum Abdi kod adlı Ferhat Abdi Şahin’i taşıyan konvoya SİHA saldırısı düzenlendi. Daha doğrusu uyarı atışı yapıldı. Sebebi teröristin yanında ABD askerlerinin de bulunmasıydı…

Biz, bu olayın ardından Ankara-Washington hattında yaşananlara bakalım.

PKK’lı terörist Ferhat Abdi Şahin’in yakın takibe alınmasından rahatsız Amerikalılar. Bunu nereden anlıyoruz? Kamuoyuna yapılan açıklamalar var. Bir de perde arkasında yapılan konuşmalar.

Washington’dan gelen açıklamaları farketmişsinizdir. Özellikle Türk karşıtlığı ile bilinen bazı senatörler Türkiye’ye atfedilen bu operasyona tepki gösterdiler ve soruşturma çağrısında bulundular. Tepkilerinin gerekçesini ABD askerlerinin can güvenliğine bağladılar. Söyleyemedikleri şey ABD’li üst düzey isimlerle aynı kareye giren, “akredite bir teröristin” namlunun ucunda olmasıydı. Her halde bu kadarını beklemiyorlardı. Şaşkınlar.

Konuyla ilgili bir de kamuoyuna yansımamış görüşmeler var. Diplomasi koridorlarında Washington-Ankara hattında tansiyonu yüksek konuşmalar yapıldığı anlatılıyor.

Buna göre; terörist Ferhat Abdi Şahin’in hedef alındığı operasyonun ardından Washington’daki muhataplardan Ankara’ya iki telefon geliyor. Biri Kale’ye. Hakan Fidan’a. Diğeri Beştepe’ye. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a.

Kalın’ı arayan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan. Uyarı atışının ABD askerlerinin hayatını tehlikeye attığını, bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor, daha fazla koordinasyon talebinde bulunuyor. Kalın’ın Sullivan’a yanıtı net. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ABD’li muhatabına, “Terör Amerikan bayrağı altında olsa da bizim için açık hedeftir” karşılığı veriyor. Bu görüşmelerin ardından ABD’nin tepkisinde ton düşürdüğünü söyleyebiliriz.

Yazıyı son bir bilgiyle bitirelim.

Ferhat Abdi Şahin’i Süleymaniye’ye getiren şey DEAŞ’la mücadele değildi. Terörist Şahin’in orada Kandil’deki elebaşlardan Duran Kalkan’la görüştüğü belirtiliyor. 14 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye’ye yönelik düzenlenecek terör saldırılarını planladıkları ifade ediliyor. ABD’nin buna da bir açıklaması var mı?”