Yunanistan’da, İyon Denizi’nde kara sularının 6 milden 12 mile çıkarılmasıyla ilgili kararname, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Atina’nın bir sonraki hamlesinin Adalar Denizi olacağını vurgulayan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı bunun savaş sebebi olacağını, Türkiye’nin teyakkuzda olması gerektiğini vurguladı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ülkenin batısında yer alan İyon Denizi’nde, Arnavutluk yakınlarındaki İyon Adaları’ndan Mora Yarımadası’nın güney ucunda yer alan Tenaro Burnu’na kadar olan deniz bölgesinde, körfezlerin kapatılması ve düz ana hatların çizilmesiyle ilgili kararnamenin yürürlüğe girdiği ifade edildi.
Söz konusu kararnamenin, Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin uygulanması kapsamında yayımlandığı vurgulanan açıklamada, “Yunanistan’ın bu hareketinin İyon Denizi’nde kara sularını genişletmesi süreci için bir hak ve gerekli bir adım oluşturduğu” iddia edildi.
‘DİĞER BÖLGELERDE DE…’
Bakanlık açıklamasında, kararnamede Yunanistan’ın, benzer haklarını ülkenin diğer bölgelerinde de uygulama hakkını mahfuz tuttuğunun kaydedildiği belirtildi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, bir süre önce Parlamentoda yaptığı konuşmada, Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesince İyon Denizi’nde “egemenlik hakları olduğunu” savunarak, ülkesinin İyon Denizi’nde kara sularını 6 deniz milinden 12 deniz miline çıkarmayı planladığını belirtmişti.
CİHAT YAYCI 12 MİL KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Konuyla ilgili Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’dan önemli açıklamalar geldi.
BAU DGS’den yapılan paylaşıma göre Yaycı’nın açıklamaları şöyle:
Yunanistan, aşağıdaki haritada (Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın “Yunanistan Talepleri” kitabından) gösterildiği üzere adım adım ilerleyerek planını uygulamaya çalışmaktadır.
Yunanistan’ın karasularını önce İyon Denizi’nde 12 mile çıkarması Türkiye için son derece ciddi bir meseledir çünkü bu, planın ilk aşamasıdır.
SONRAKİ AŞAMA ADALAR DENİZİ
Sonraki aşamada Adalar Denizinde bulunan Büyük Çuha, Küçük Çuha ve Girit hattının karasularında 12 mil ilan edecektir. Bu da Adalar Denizi’nde 12 mil uygulaması olacaktır.
Sürecin bir sonraki aşamasında, Türkiye’ye adaların Doğu Akdeniz’de olduğu bahane edilerek kabul ettirilmeye çalışılacaktır.
Halbuki, Türkiye’nin 3 Aralık 2010 yılında Uluslararası Hidrografi Organizasyonu’na (IHO) deklare ettiği ve aşağıdaki haritada gösterildiği üzere;
…Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi ayrımı ‘Büyük Çuha, Küçük Çuha, Girit, Kaşot, Kerpe, Rodos Adalarının Akdeniz’e bakan uçlarından Akyar Burnu’na ulaşacak şekilde oluşturulan hattır. Bu adalar Adalar Denizi’ndedir. Yunanistan’ın görüşü de böyledir.
‘SAVAŞ SEBEBİ OLUR’
Yani bu adaların karasularının 12 mile çıkarılması, Adalar Denizinde Yunan karasularının 12 mile çıkarılması anlamına gelir ve “Casus Belli” (savaş sebebi) olur. Bu, Türkiye için asla kabul edilemez bir durumdur.
Ülkemiz teyakkuzda olmalıdır.
Türkiye’nin milli menfaatlerine son derece aykırı olan bu noktaya gelmeden önce, henüz ilk aşamadayken ülkemiz ve halkımız büyük riskin farkına varmalı, yeterince sesli şekilde, milli bir duruşla tepki göstermelidir.
Yanılıyorsun sayın yaycı, savaş sebebi bu hükümet için geçerli değil.
Doğu Akdeniz’de acilen “MEB” ilan edilmeli! Uluslararası mahkemelere yansıyan ihtilaflarda mahkeme MEB ilan edilmediği durumlarda hakkından vazgeçildiğine yorum yaparak, hak kaybına hükmetmektedir. Dolayısıyla bu gün yetkili makamlarda olup da bu “MEB” ilanını sürüncemede bırakanların ihanet içinde olduklarını ileri sürmek hiç uzak bir ihtimal olmaz!