Tarihçi Mustafa Solak günümüzde Atatürkçülüğünü sorularla irdeliyor…
Tarihçi Mustafa Solak’ın “Atatürkçülük (100 Soru-Yanıt)” kitabı okuyucularla buluştu.
Kitabın esas hedefi; kendini Atatürkçü olarak tanımlayan kesimi; siyasal yaşamda karşılaştığı soru ve sorunlar üzerinde Atatürk’ün fikirleri ve Atatürk dönemi uygulamalarıyla düşünmeye sevk etmektir. Yazar Atatürkçülük üzerine üretilen fikirlerin Atatürk’ün bakışıyla ne derece bağdaştığını, Atatürk’ün fikirlerini ve uygulamalarını yansıtarak göstermeye çalışıyor. Çünkü yazar son yıllarda Atatürk, Atatürkçülük üzerine zihinlerin karıştığını; hatta Atatürkçülük adına Atatürk ile bağdaşmayan fikirlerini arttığını gözlemlediğini belirtiyor.
Yazar, başını ABD’nin çektiği emperyalist kampa ve kullanışlı enstrümanı olan PKK, FETÖ gibi unsurlara karşı bugün de Amasya Genelgesi’ndeki “vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikede” ifadesiyle belirtilen durumla karşı karşıya olunduğunu belirtiyor. Böyle bir ortamda milli birliğin sağlanması hayati görüyor. Bir olayın, o veya bu partiye, kuruma yarayıp yarayıp yaramadığından daha önemli olanın Türkiye’ye yarayıp yarmadığını sorgulamak olduğunun önemle altını çiziyor. Çünkü bir olaydan bazı kesimlerin kazançlı çıkması, olayın ülkemize de yarayabileceği olasılığını göz önünde bulundurmanın önüne geçebiliyor.
Tarihçi Mustafa Solak bu noktada S400’lerin alınmasını, Türk Milleti’nin birliğine, anayasa ve yasalara aykırı söz sarf eden yazarların, gazetecilerin sözlerinin “ifade özgürlüğü” kapsamına girip girmeyeceğini, HDP Diyarbakır önünde çocuklarını PKK’den kurtarmak isteyen ailelerin durumunu Atatürk’ün milletin birliğine, demokrasiye, basın özgürlüğüne ilişkin cümleleri üzerinden açıklamaya çalışıyor. Milletin birliğini engelleyen, milletin arasına soğukluk sokan, kafa karışıklığına neden olan fikirleri ve davranışları ele almamız önemli hale gelmiştir.
Yazar, Atatürkçülüğün ne olduğuna ilişkin teorik bir kitap yazmamış. Rahat Anlaşılması açısından kafalardaki sorulara yanıt bulmaya çalışmış. Atatürkçülerin günümüzdeki fikirlerinin milletin birliği, vatanın bağımsızlığı noktasından ele alıyor. “Neden Atatürkçüler?” diye düşündüğümüzde Atatürkçülerin bakış açısını irdelemek; dolayısıyla emperyalizme karşı mücadeleyi zaafa uğratan engelleri kaldırmak bakımından önemsediği görülüyor. Atatürkçü kitlenin, eksik ve hataları üzerinden düşündüğünde, emperyalizm, emek ve laiklik mücadelesinde daha tutarlı olacağını belirtiyor. Liberal, bölücü, dincilerden de gelen benzer sorular olsa da onları değil Atatürkçülerin kaygılarını ele alıyor. Çünkü Atatürkçülerin zihinlerindeki karışıklıkları, yanlış algılamaları giderdiğimizde toplumsal mücadelenin daha sağlıklı ilerleyeceğini düşünüyor.
Kitapta yanıtı aranan sorulardan bazı örnekler verelim:
- Atatürkçülük sağ mı sol mu?
- Atatürkçü batıcı mıydı?
- Atatürk Türkiye halkını/halklarını mı Türk Milleti’ni mi tercih etti?
- Ulusalcılık, milliyetçilik ve ırkçılık arasında ne farklar var?
- Kürtçe’nin öğretilmesi ile Kürtçe eğitim aynı mı?
- HDP Türkiyelileşiyor mu?
- HDP önünde nöbet tutan Diyarbakırlı analar neyi gösterdi?
- AKP kadiri mutlak mı? Mecburiyetleri yok mu?
- “Savaşa Hayır” sloganı neleri gizliyor?
- S-400’ler tam bağımsızlığa aykırı mı?
- Rusya ve Çin emperyalist mi?
- Atatürk mücadelede öncelik sıralaması yaptı mı?
- Atatürk iç cepheyi nasıl birleştirdi?
- Madımak Katliamları Alevicilik yapılarak önlenebilir mi?
- Muhafazakar kesimle nasıl iletişim kurmalıyız?
- Emperyalizme direnmenin anahtarı nedir?
