’12 Eylül’ün jeo-politiği, ekonomi-politiği

featured

12 Eylül darbesinin olduğu yıllarda Türkiye’nin nüfusu kırk milyondu. Darbeyi izleyen yıllarda 650 bin kişi gözaltına alındı, 50 kişi asıldı, 30 bin kişi “sakıncalı” denilerek işlerinden atıldı, 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 300 kişi kuşkulu bir şekilde, 171 kişi işkencede öldü.

Türkiye’nin hemen hemen her on yılda bir yaşadığı darbeleri ve bütün bu tasfiyeleri aynı çuvala sokup bunu Türk devletinin, dolaysıyla Türklerin ceberrut, despot bir millet olduğuna bağlamanın, liberal çevrelerce son yıllarda moda olması, darbelerin ve tasfiyelerin gerçek nedenlerini gizlemekten başka bir hamaset değildir.

Örneğin Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki tasfiyelerle II. Dünya Savaşı sonrası darbeler dönemi tasfiyelerinin birbiriyle ilişkisi ve benzerliği yoktur.

Birincisi emperyalizme karşı bağımsızlık talebinin tasfiyeleriydi, ikincisi emperyalizmin denetiminde emperyalizme bağımlılığı sağlayan tasfiyelerdir.

Birincisinde, Misak-ı Millinin işaret ettiği sınırları yadsıyanlar, Türklük üzerinden sağlanan homojenleşmeye, ulus tanımına yönelik itirazlar, dinsel alanı daraltan sekülerleşme hamlelerine direnç gösterenler, mevcut nizamı sosyalist açıdan eleştirenler, kapitalist modernleşmenin ve merkezi politik birliğin önünde engel olarak görülen feodal toplumsal, iktisadi yapılar  baskılanmış ya da tasfiye edilmeye çalışılmıştır.

Birinci tasfiyelerde emperyalist ülkelerden gelen bir talep istek ve yönlendirme gücü yoktur.

Kuruluş süreci boyunca, II. Dünya Savaşına dek bu duygular korunmuştur.

 12 Eylül darbesinin ekonomi politiği
Kenan Evren darbe bildirisi okurken

Yazı Sona Erdi!

Yüklenemedi, lütfen tekrar deneyiniz.

’12 Eylül’ün jeo-politiği, ekonomi-politiği

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 12 Eylül 2019, 18:04

    12 EYLÜL’ün ekonomi politiği: îmâlât sanayi işkolunun çalışanlarına borcu başta Kıdem Tazmînâtı olmak üzere emek-yanlısı yasalar sâyesinde o denli artmıştı ki, fabrikalara haciz-memurları mârifeti ile el koymak imkân dâhiline girmişti. Peki işçiler bu fabrikaları idâme ettirebilecekler miydi? Hayır! Sermâye mallarını, birkaç ay önce UZEL traktör fabrikasında vâkî olduğu gibi, haraç-mezat satacaklardı (orada çapulcular yağmalıyor). Fabrikalar kapanacaktı. O şeref (UZEL gibi lüzumsuz fabrikaları kapatma şerefi) bugün Sn.ERDOĞAN’a nasîp olmaktadır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!