MERVE DUMAN/ VERYANSIN TV
Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Deştin ve Menteşe ilçesine bağlı Bayır mahalleleri arasında “Muğla Çimento” tarafından 7 bin 751 dönümlük arazide kurulmak istenen çimento fabrikasına karşı bölge halkının direnişi sürüyor. Olumlu ÇED raporu verilen projeye karşı açılan davada bilirkişi süreci ise devam ediyor.
Köylülere bugün saat 4.30’da jandarma müdahale etti. Müdahale sırasında kadınların ve çocukların da aralarında bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı.
GÖZALTINA ALINAN VATANDAŞLARIN ADLİYEYE SEVK EDİLMESİ BEKLENİYOR
Konuya ilişkin Veryansın Tv’ye konuşan Avukat Nuray Şahbudak, köylülerin mücadelesini anlattı. Olumlu ÇED raporuna açtıkları ilk davayı kazandıklarını anlatan Şahbudak, ilk ÇED raporunda sadece küçük değişiklikler yapılarak yeniden onaylandığını söyledi. Yeni ÇED raporunun köylülerden habersiz onaylandığını vurgulayan Şahbudak, bilirkişi heyetinin incelemeye geldiğini ancak raporun hâlâ çıkmadığını söyledi. Şahbudak, gözaltına alınan vatandaşların ise adliyeye sevk edilmesinin beklendiğini söyledi.
‘HİÇBİR ŞEY BİZİ YILDIRAMAYACAK’
Muğla İl Jandarma Komutanlığı’nın önünde köylülerle birlikte direnişini sürdüren Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy ise, yaşananların kendilerini yıldırmadığını anlattı. Özsoy, “Bu bizi birleştiren bir darbe oldu, bir dağılma durumu yok. Biz ne olursa olsun sonuna kadar devam ediyoruz. Hiçbir şey bizi yıldırmayacak. O çimento fabrikası kapanana kadar her alanda mücadelemize devam edeceğiz.” dedi.
‘ŞİRKET YERİNİN BELEDİYESİNİ DE DEĞİŞTİRİYORLAR’
Köylülerin, çimento şirketlerine 25 yıldır direndiğini anlatan Haluk Özsoy, süreci şu şekilde anlattı:
“2006’da bir ÇED hazırlanması başlıyor. Daha sonra davalarla 2016’da köylüler tarafından iptal ettiriliyor. Öncesinde yürütmeyi durdurma kararı alınıyor. Yalnız 2016’da iptal ettirildiği sırada köylüler o işlerle uğraşırken 2014’te şirket yeni bir ÇED’i onaylatıyor. Şirket bir hülle yapıyor, farklı bir şirket ismiyle aynı alanda yeni bir ÇED raporu onaylatıyor. Bu süreci de çok gizli bir şekilde kimsenin haberi olmadan yürütüyor. Hiçbir yere duyuru yapmıyor. Hatta şirket yerinin belediyesini de değiştiriyorlar. Önceden Bayır Belediyesi’ne bağlıydı. Orayı Menteşe Belediyesi’ne bağlıyorlar. Dolayısıyla böyle katakullilerle ikinci ÇED’i 2014’te kabul ettiriyorlar. Biz bu durumu 2021’in Aralık ayında şirket, belediyeye yapı ruhsatı başvurusu yaptığında öğreniyoruz. Biz sonra meydanlara çıkıp Menteşe Belediyesi’ne ‘Bu yapı ruhsatını sakın onaylama. Çünkü bunu çimento şirketi yaptırmaya çalışıyor. Bizler buna direniyoruz.’ diyoruz. Ama Menteşe Belediyesi bunu ÇED rapor süresinin dolmasına 2 gün kala ruhsatı onaylıyor. Onaylamasa rapor boşa düşecek ve her şey bitecek.
‘BİR YIL SONRA ANCAK DAVAYA GİREBİLİYORUZ’
Onayladıktan sonra dava açıyoruz. Geçen yılın Ocak ayında açtık davayı. Nisan ayında mahkeme açıklama yaptı. ‘Ben bilirkişi keşfi öngörüyorum’ dedi. Fakat sonrasında ne oluyorsa kendi kararından geri dönüyor. Bir ara kararla kendi kararını iptal ediyor ve ‘Bu dava görülmemelidir’ diyor. Davayı zaman aşımından dolayı reddediyor. Sonrasında biz tekrar bunu temyiz ediyoruz, reddediyorsunuz. ‘Hiçbir yere duyurulmadı. Zaman aşımı geçerli değil çünkü konudan hiç kimsenin haberi yok.’ diyoruz. Nihayetinde Danıştay 6. Daire bizimle aynı düşünüyor ve bu kararı bozuyor. Sonrasında mesele tekrar İdare Mahkemesine düşüyor. Ama bu süreç birkaç ay öncesine kadar uzatılıyor. Biz aslında davayı açıyoruz. Bir yıl sonra mücadeleyle ancak davaya girebiliyoruz. Haklı olmamıza rağmen. Sonrasında mahkeme 23 Şubat için keşif heyeti gönderiyor. Biz raporun çıkmasını beklerken hakim bir anda 2 ay daha uzatma veriyor. İvedi yargılamada 3 aylık rapor süresi bu zamana kadar hiç görülmemiş bir şey. Biz de köylülerle birlikte bunu oldu bittiye getirmeye çalıştıklarını anladık. Çünkü inşaat firmasının sözleşmesi Temmuz’da bitirmek üzerine. Haziran başında raporları okuyacak, karar verecek, belki veremeyecek, araya adli tatil girecek derken adam bitirmiş olacak. Katakulliye getirecek.
‘ÇİMENTOCULAR FIRSATTAN İSTİFADE KLİNKER KAZANINI GETİRDİ’
Oldu bittiye getirir, sonra kullanmayacağı halde çevre köylerden 500 tane işçi alır, direnişi bitip onları da 3-5 ay sonra işten atar. Bu şekilde bir taktik izlediklerini ve mahkemenin de buna yardımcı olduğunu fark ettik. Bu sırada fırsattan istifade çimentocular fabrikanın kalbi diyebileceğimiz klinker kazanı ve klinker fırınını getirdi. Bu da zaten Almanya’nın kapattığı bir çimento fabrikasından ikinci el alınmış bir fırın. Onu getireceklerini duyduk ve TIR’ları geçirmemek için yolu kestik. 5 gün direndik ama bu sabah şirket ve jandarma ortak operasyonla, koordineli bir şekilde çünkü… Jandarma köylüleri ekarte ediyor, topluyor. Şirket, hemen peşinden TIR’ları yukarı doğru sürmeye başlıyor. O esnada hırpalayarak arkadaşları gözaltına alıyorlar. 15 ve 17 yaşında iki tane çocuk var. İkisine de ters kelepçe takıyorlar. Kadınlar yerlerde sürükleniyor. Şimdi biz de arkadaşlarımızı almak için Muğla İl Jandarma Komutanlığı’nın önünde bekliyoruz. Onlar da ısrarla bu süreci uzatıyorlar. Bizim dağılmamızı bekliyorlar ama biz dağılmayacağımızı kendilerine söyledik. Şu anda arkadaşlarımızı beklemekteyiz.”
Deştin Çevre Platformu, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi tarafından yayınlanan açıklama ise şöyle oldu:
“Muğla merkez ilçesi Menteşe’nin Bayır mahallesinde Bayır Baraj yolu üzerinde kurulmuş olan direniş çadırımız sabah erken saatlerinde jandarma tarafından baskına uğramış ve 11 arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Sabah 04:30 sıralarında köylüler sahur yemeğini yerken yapılan baskında 4’ü kadın, biri 17 diğeri 15 yaşında iki genç kardeşimizle birlikte 7 erkek arkadaşımız baskında darp edilmiş, yerlerde sürüklenerek göz altına alınmış ve çimentocu şirketin bir haftadır direniş nedeniyle yoldan geçiremediği TIR’ları jandarma ve şirketin ortak operasyonuyla ‘başarıyla’ yoldan geçirilmiştir. 10’u Deştin köylüsü, 1’i Menteşe Belediye Meclis üyesi olan arkadaşlarımızın tek suçu yaşam alanlarına sahip çıkmak için direniş çadırında nöbet tutmaktır.
Deştin köylüleri çimentocu firmaya 2006 yılından bu yana direnmektedir. Çimentocu şirketin ÇED raporu 2015 yılında, imar planları da 2017 yılında mahkeme kararıyla iptal ettirilmişti. Çimentocu firma bu davalar sürerken ikinci bir firma kurarak aynı yer için ikinci bir ÇED raporu hazırlatmış ve 2014 yılında halktan gizleyerek ÇED oluru almıştır.
2020 yılında Kent Çimento’ya satılan Muğla Çimento bu sahte ÇED raporunu kullanarak imar planlarını onaylatmış, Menteşe Belediyesi’nden de yapı ruhsat belgesini almıştır. Bu sahte ÇED raporu ve belediye ruhsatına dayanarak 2022 yılında inşaata başlayan çimentocu firmaya karşı 27 Ocak 2022 yılında Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği ve Deştin köylüleri tarafından ÇED ve ruhsat iptal davaları açılmıştır. Davalar sürerken mahkemenin yürütmeyi durdurma vermemesini fırsat bilen Çimentocu şirket yıkım projesini bitirmek için var gücüyle çalışmaktadır.
Fabrika alanında bir tane ağaç bırakmayan ve inşaata devam eden şirket fabrika makina ekipmanını da TIR’larla getirmektedir. Mahkeme sonucunu beklemeden, büyük bir fırsatçılıkla yıkım projesine devam eden şirketi durdurmanın tek yolu gelen tırları durdurmaktan geçiyordu, köylüler de bunu yaptı.
3 nisan pazartesi günü saat 15:00 ‘te Bayır’da daha önceden kurulmuş direniş çadırı önündeki yolda çimentocu firmanın makine ekipmanlarını taşıyan TIR’lar durduruldu. 5 gündür gece gündüz nöbetlerle süren engelleme bugün sabah yapılan müdahale ile dağıtılmış oldu.
Şimdilik çimentocu şirket kazanmış gibi görünebilir ama bu mücadele bitmedi. Çimentocu şirket Muğla’dan kovulana kadar mücadelemiz sürecek. Tırları geçirmiş olabilirler ama o baca tütmeyecek.
Çimentocular topraklarımızı işgal edemeyecek, Deştin çayı özgür akacak.”
SERBEST BIRAKILDILAR
Öte yandan, gözaltına alınan vatandaşlar adliyedeki işlemlerinin ardından adli kontrol ve yurtdışı yasağı kararı ile serbest bırakıldılar.
Helal Olsun! Direnisi olmayan bi Millet kölelige laiktir …