30 Ağustos’u ve ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ileri’ direktifinin anlamını idrak edebilmek

featured

Dr. Noyan UMRUK yazdı

Ateşi ve ihaneti gördük
Dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de, Aydın’da
Adana’da dayandık,
Dayandık, Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te
 

Tarihte çok az lider, devlet adamı vardır, kararlı, gerçekçi ve aldığı kesin sonuçlarla tutarlılığını kanıtlamış olan stratejik direktifler verebilen.  

Atatürk’ün Cephelerde Verdiği Tutarlılığı Kanla Canla Kanıtlanmış Yakın Tarihimize Damgasını Vuran Dört  Direktif: 

*Çanakkale muharebeleri sırasında verdiği; “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” direktifi; 

Atatürk’ün bu direktifi, 25 (12) Nisan 1915 günü saat 10 (evvel) sıralarında Conk bayırında 57’nci Piyade Alayına vermiş olduğu anlaşılmaktadır. Aynı taarruza güney kanattan 27’nci Piyade Alayı da katılmıştır 

*Kütahya-Eskişehir muharebelerinden sonra verdiği 100 km geriye, Sakarya doğusuna çekilme direktifi

*22gün 22gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sırasında verdiği; “Hattı müdafaa yok sathı müdafaa vardır, O satıh bütün vatandır.Her karış toprak vatandaş kanı ile sulanmadıkça terk edilemeyeceği direktifi

*Ve 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nden sonra verdiği; “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri…” direktifi  

Görüldüğü gibi, dört direktifin her biri çok farklı uygulamalara yöneliktir. Dördü de şartların ve ihtiyaçların gerektirdiği çok zor ve hayati durumlarda verilmiştir. Bu direktifleri verirken,kendisine ve emrini uygulayacaklara büyük bir güven, bilgi birikimi, deney zenginliği, ilkelere bağlılık, cesaret, askerî stratejinin gerekleri olan coğrafyaya (mekâna), zamana, kuvvete hâkimiyet vardır. 

Bu yetenek, bu tutarlılık, bu akıl ister bu zekâ ister, bu deha ister…  Ne derseniz deyin basiret, vizyon, uzak görüşlülük ister… Engin ve derin bir birikim ister… Güven veren, yetenekli kadrolar ister…  Ateş çemberinden geçmiş deneyimli, cesur lider ister… 

26.Ağustos.1922 sabahı saat 05.30… Afyon-Kocatepe’den başlayan Büyük Taarruz, 30.Ağustos.1922′de Dumlupınar(Başkomutanlık) Meydan Savaşıyla taçlanır… Yunan Ordusu dağılmış, İzmir ve Bandırma yönünde etrafını, güzel İzmir’i yakıp, yıkarak kaçmaktadır.  

Mustafa Kemal 1Eylül 1922′de Ordusuna tarihi emrini verir.  Direktif, emrin sonunda kısa, veciz, özlü ve kararlıdır. 

-”Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları! 

Afyonkarahisar, Dumlupınar Büyük Meydan Muharebelerinde zalim ve kendini beğenmiş bir ordunun ana unsurlarını inanılmayacak kadar az zamanda yok ettiniz. 

 Büyük ve soylu milletin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Sahibimiz olan Büyük Türk Milleti geleceğimizden emin olmaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki maharet ve fedakârlığınızı yakından gördüm ve izliyorum.  

Milletimizin hakkınızdaki övgülerine aracı olmak görevini aralıksız ve devamlı yerine getireceğim. Başkomutanlığa öneride bulunulmasını Cephe Komutanlığına emrettim. Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini dikkate alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, kahramanlık kaynağını ve vatanseverlik onurunu birbirini geçmeye çalışarak ortaya koymasına devam etmesini isterim. 

‘ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ İLERİ’

Evet, 26 Ağustos’ta başlayan “Büyük Taarruz”  30 Ağustos zaferi ile taçlanmakta; Türk milleti bir mucize yaratarak dramatik, zor, acıl ve çileli günlerden sonra nihayet Akdeniz’le yeniden kucaklaşmaktadır… 

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1922’de sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından, 1 Eylül 1922’de Büyük Taarruz için Türk ulusunun kaderini değiştiren “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!..” direktifi neden ilk akla gelen “Neden ‘Ege Denizi’ değil de ‘Akdeniz’i hedef göstermektedir?  

Çünkü bu muhteşem direktif, sadece müstevlileri denize dökmeyi amaçlayan askeri bir direktifi değil, aynı zamanda bir uygarlık projesi ile kendini aşmayı ifade etmektedir. 

O deniz uygarlıkların, bilimin, tarihin, sanatın, edebiyatın, iktisadiyatın, dünya nimetlerinin, dünyada insandan yana ne kadar güzellik ve zenginlik varsa, o eşsiz güzelliklerin ve zenginliklerin denizidir.  

Yıllardır yapılan tüm uyarı ve sürdürülen çabalara karşın 18 yıldır iktidarlarını sürdürenler iktidarlarının sonbaharında da olsa ancak “Mavi Vatan’ın” farkına varanlar tarafından da, sanmıyorum ama bu bakış açısı keşke anlaşılmış olsa, … 

Tıpkı, Amerikalıların, Birleşik Krallığa meydan okuyarak ilan ettikleri bağımsızlıkları, Fransızların Bastille’in işgali ile başlattıkları devrimin kutlu Temmuz’u gibi Ağustos ayı da Türk ulusu için kutlu bir ay… Küllerinden doğan bir ulusun müstevlileri denize dökmesini ve mazlum ulusların umutlarının yeşermesini sağlayan,  emperyalistleri “geldikleri gibi gitmek “ zorunda bırakan, ülkeye, tüm dünyada onur ve saygınlık kazandıran şanlı zaferin ayı…  

Ama, aman kutlanacak neyi kaldı demeyin… Yaşadığımız karanlık günler bu büyük ulusun, bu halkın, milletin okyanusları andıran tarihinde sadece bir virgül… Küllerinden doğmaya alışıktır bu millet…

 

Ülkemize, tüm dünyada büyük onur kazandıran ve özellikle tüm sömürge ülkeler için eşsiz bir örnek oluşturan bağımsızlık ve ulusal kurtuluş savaşımız ulusumuza kutlu, dünyaya şan olsun… 

30 Ağustos’u ve ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ileri’ direktifinin anlamını idrak edebilmek

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 27 Şubat 2021, 04:38

    1299_1922 Yılında Osmanlı Devletinin Kurucusu Osman Gazi’nin Oğlu Orhangazi Tarafından Varlığını Sürdürmüş Bursa Fethedilerek Beylik Dönemi Sona Ermiş Böylece Devlet Olarak Yönetime Devam Etmiştir.I. Murat Döneminde Avrupaya Savaşlar Yapılmış Edirne Alınarak Başkent İlan Edilmiştir. 1453 Yılı 29 Mayıs Günü II. Mehmedin (Konstantinople’yi) Fethetmesinden Sonra Başkent İstanbul Olarak Devam Edip Bu Dönem Tarih Sahnesinde İlk Çağı Sona Erdirip Orta Çağı Başlatan Bir Dönüm Noktası Olmuştur.Bu Dönemde Bizansın Düşürülmesiyle Osmanlı Devleti Devlet Olmaktan Çıkmış İmparatorluk Siyaseti Altında Yönetimi İstanbul Merkezli Üç Kıtada Gerçekleştirmiştir.En Geniş Sınırları Kara Mustafa Paşa Döneminde Avusturya Ve Viyana Şehirlerine Yapılan Kuşatmalar Sonucunda Oluşmuş 1699 Yılı Karlofça Antlaşması ile Ruslar Obi Nehri Arasında Sınır Ve Kapitüle Sorunları Nedeniyle Gerileme Noktasına Girmiştir.Durağanlık Dönemi İse Sırasıyla II.Ahmet II. Mustafa II.Osman Dönemlerinde Yaşanmıştır.(1789 II. Selim Döneminde İse Fransız İhtilali Yaşanmış Ardından Milli Devlet Kurmak Ve Ekonomik Faaliyetleri Ele Geçirmek Emperyalizm Ve Liberalizm Gibi Temel İdeoloji İle Sömürge Faaliyetleri boy Göstermiş Ardından I. Dünya Savaşı 1914 ile 1918 Yılları Arasında Yaşanmış Önceki Yıllardaki İngiltere’ye Yapılan Dış Borçlanmalar Nedeniyle Ekonomik Yönden Çöküş Haline Gelmiş Osmanlı İmparatorluğu Ve İtilaf Devletleri Arasında Paylaşılma Kararı Almış 1881 Doğumlu Olan Selanik Padişahı Ve Lideri Atatürk’ün Son Ulu Devletin Son Dönemlerinde Gelmiş (T.B.B.M 23.04.1920) 2 kasım 1922 Yılında Saltanata Son Vermiş Ardından İşgale Başlayan Devletlerin İşgalini Yok Etmek Arasında Lozan Ve Maddeleri Kabul Ettirilmiş Ve Yönetimi Merkezi Ankara Olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Oluşturmuş Ve dönem Olarak 1938 Ve 1934 1936 Tarihlerinde Sınır Hatlarında Yeni Düzenlemeler Kurulmuş Hatay Şehrininde Alınmasıyla Yeni Devletin Varlığı Kesinleşmiştir. Ayrıca 623 Sene Varlığını Koruyagelmiş Türk Devletleri Arasında Yaşayan Ve Yöneten Osmanlı İmparatorluğu Tarihin En Çok Uzun Yaşayan Ve Yönetimi En Uzun Sürede Elde Tutan Devlet Olduğunu Kanıtlamıştır “Hani Derler Ya Türkiye Cumhuriyeti Hayır Elbette Hayır Kökümüz Var Olan 623 Yıl Öncesinde Ortaya Beylik Devlet Ve İmparatorluk Kısımlarıyla Üç Kıtada Hakimiyet Gösteren Ve Hayat Mücadelesi Veren Esas Devlet Osmanlıdır… Atatürk Gibi Devrimci İnsanlar Türkiye Cumhuriyeti Gibi Devletinin Varlığını 98 Yıl Virgül Bile Denemeyecek Kadar Sürdürmüştür..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!