Görünürde Türkiye’nin yapacağı bir operasyon gözükmüyor. Sürekli ‘ha girdik ha gireceğiz’ derken, ABD’nin bu kadar rahat olması, Türkiye’nin operasyon yapmayacağını düşündürüyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı sırasında Orta Doğu ülkeleri diye adlandırılan bölgede sadece iki liderle görüştü. Biri Mısır diğeri Irak lideriydi.
Trump’ın görüşmediği ülkeler ise İran, Türkiye, Katar, Filistin ve Ürdün… Saflaşmayı netleştirmiş anlaşılan Vaşington.
Bildiğiniz gibi 6 Körfez ülkesi ile Mısır, Irak’ın da yer aldığı bir Arap NATO’su kurulmuştu. Trump bu görüşmelerle Irak ve Mısır’ın Arap NATO’sunda yerini güçlendirdi. Dışişleri Bakanı Pompeo da geçenlerde Arap NATO’sunun yetkilileriyle bir araya gelmişti. Arap NATO’sunun en büyük düşmanı olarak da notlara yine İran yazıldı.
ABD, Niv York’ta her ne kadar liderleriyle görüşmese de hem İran hem de Türkiye’ye, teklif sundu.
İran lideri Hasan Ruhani, ABD’nin karşılıklı görüşmelere başlamak karşılığında tüm yaptırımları kaldırmayı teklif ettiğini açıkladı. Ancak Trump yalanladı. Trump, İran’ın yaptırımların kaldırılmasını istediğini ancak kendisinin bunu reddettiğini belirtti.
Ortada bir yalancı var. Hangi devlet başkanı yalancı siz karar verin!
Dolayısıyla İran ile karşılıklı bir teklif süreci var ama hangisi doğru net bilemiyoruz.
‘DOSTUMUZ’ TRUMP’IN TEKLİFLERİ
Biz bizi daha çok ilgilendiren Türkiye’ye gelelim.
Sabah gazetesi, Erdoğan ile Trump’ın görüşeceğini, bu konuda iki ülke yetkililerin mutabakata vardığını, görüşme için planlamaların yapıldığını yazmıştı.
Ancak Trump Niyork’ta Erdoğan ile görüşmedi.
Dış Politika Enstitüsü’nden Ortadoğu programı direktörü Aaron Stein, bu duruma şaşırmadığını söyledi.
Stein’in, “Trump’ın İran ile gerginlikler, Rusya ve Çin’e odaklanma gibi konuları varken, Erdoğan’la bir fotoğraf vermesi ve görüşmesinin çok büyük bir öncelik olmadığını” vurgulamış olması çok manidar.
Halbuki Erdoğan, 10 Eylül’deki konuşmasında ABD Başkanına “Dostum Trump” diye seslenmiş, Güvenli Bölge gibi çok önemli olan bir konuda iki ülkenin birlikte hareket etmesi söz konusuydu. Görüşme olması gerektiği vurgulanmıştı. Ama olmadı.
Ancak Amerikalı Stein konuşmasında, Türkiye’ye verdiği tekliften de bahsetti. Teklif ABD’li Senatör Lyndsay Graham’ın serbest ticaret anlaşması teklifiydi ve Erdoğan da bu konuda sıcak mesajlar vermişti.
Yani gümrük vergilerinde azalma yaşanacak, ticaret hacmi genişleyecek ve iki ülke ilişkileri daha iyi bir zemine oturacaktı. Hedef buydu. Türkiye de bu anlaşmaya hazırdı. ABD de Türkiye’nin zayıf karnı ekonomi hamlesini yapmış oldu.
Graham’ın bu anlaşmanın yanında başka teklifleri de vardı.
ABD İLE ANLAŞACAK MIYIZ?
ABD’li Senatör Lyndsay Graham, Erdoğan’la Niv York’ta gerçekleştirdiği görüşmede, “Türkiye’yi F-35 programına geri kazandırmanın önemli olduğu kanaatindeyim. Belki, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bile olabilir” demişti.
Amerikan basınına göre ABD, Türkiye’ye şu tekliflerle gelmişti:
Ne teklif edildi:
– Güvenli bölge kurulması konusunda atılan adımlara devam ama 14 km ötesine geçmeyecek.
– İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanacak. Gümrüklerde indirim sağlanacak, ticaret hacmi artırılacak… vs.
– Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü sağlanmış olacak.
Bunları Türkiye’deki tüm basın yayın organları yazdı. Ama ABD bir teklifte daha bulunmuştu. Türk medyasında yer almasa da bu teklifi Stein şöyle açıkladı:
– Türkiye S-400’leri geri gönderecek (kutulayacak), Patriot sistemi alacak.
Neden bu teklifi kimse yazmıyor?
Kısaca ABD Türkiye’ye şunu diyor:
Güvenli Bölgeyi kurarız, sizin Fırat’ın doğusuna operasyon yapmanızı kabul etmeyiz, YPG’yi tanıtırız, S-400’leri gönderirsiniz, Patriot alırsınız, F-35 programından da çıkarılmazsınız. Ee, bir de ekonomik olarak ferahlayacaksınız.
Görünürde Türkiye’nin yapacağı bir operasyon gözükmüyor. Sürekli “ha girdik ha gireceğiz” derken, ABD’nin bu kadar rahat olması, Türkiye’nin operasyon yapmayacağını düşündürüyor.
Yani özetle…
Kimse kimseyi kandırmasın, açık konuşalım. ABD ile anlaşacak mıyız, anlaşmayacak mıyız?
Zaten bana göre henüz S-400’lerin bütün bileşenlerinin teslimatı yapılmadı. Sistemin karadan havaya füzeleri içeren kısmı deniz yoluyla gelecek dendi, fakat henüz bunların geldiğine ilişkin bir bilgi yok elimizde. (Ben duymamış olabilirim tabii. Eğer bunun aksine bir duyumu, bilgisi olan varsa, bizimle paylaşırsa sevinirim)
Bu konuda yaklaşık iki hafta önce “S-400’lerin teslimatının tamamlandığına” ilişkin bir habere yazdığım bir yorumu aşağıda tekrarlıyorum;
S-400 Hava savunma sisteminin, havadan gelecek tehditleri algılayacak radarları içeren kısmı, hava yoluyla ülkemize teslim edildi. Ancak bir de bu sistemin, algılanan düşman hedefinin yok edilmesine yönelik karadan havaya füzeleri içeren kısmı var ki, bunun da eğer yanlış hatırlamıyorsam ilk teslimattan sonra bir ay içinde deniz yoluyla geleceği ifade edilmişti.
Bu kısmın teslim edilip edilmediğine ilişkin net bir bilgi ne hikmetse basında yer almadı. Eğer yanılmıyorsam sistemin bu kısmı henüz teslim edilmedi. Oysa, füzeleri içeren bu kısım olmaksızın bu sistem işlevsiz. Yani düşman saldırısını algılamakla birlikte, saldıran uçak veya füzeyi imha etme yeteneğinden yoksun.
Bu bilgiler ışığında şeytan insana şu soruları sorduruyor;
Hatırlanacağı üzere Amerika’nın S-400’ler konusunda bize empoze ettikleri şunlardı;
1- S-400’leri almayın.
2- Eğer alırsanız, depoda tutun veya başka bir ülkede (örn. Türki cumhuriyetlerin birinde) konuşlandırın.
…
Acaba “alın, ülkenizde konuşlandırın, fakat işlevsiz bırakın diye” bir üçüncü şık daha mı vardı?
Veya Amerika böyle söylemese de, tayyip içeriye “S-400’leri aldım” mesajı verirken, Amerika’ya da “aldım ama işlevsiz” diyerek yeni bir “at pazarlığının” girizgâhını mı yapıyor?