Ahmet Yavuz’dan tıkanan siyasete çözüm önerisi

featured

“Çözüm değilse bile çözümün anahtarı, siyasete uzak duran kitlenin sorumluluk almasından geçmektedir.”

Ahmet Yavuz, Cumhuriyet gazetesinin „Olaylar ve Görüşler“ köşesinde yayımlanan yazısında “İktidar, artık ‘kendisi için bir varlık’ haline gelmiştir. Ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Tek derdi ayakta kalmaktır. Muhalefet ise siyaseti sadece ‘Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılması’ düzlemine indirgemiştir. Hedef bu olunca onların da ülkenin geleceğine aydınlık bir ufuk sunma şansı yoktur” ifadelerini kullandı.

“Cumhuriyetin herkesi tasada ve sevinçte ortak kılan felsefesinden güç alan ve ‘ben’ demek yerine ‘biz’ demesini bilen vatansever gönüllüler aranıyor” diyen Yavuz, “Yan yana gelmeleri çözümün ilk adımı olacaktır” çağrısında bulundu.

Yavuz’un yazısının satır başları şöyle:

“Ülkenin gündemini günübirlik olaylar oluşturuyor. Tartışmaların hiçbirisinin ömrü bir haftadan uzun sürmüyor. Herkes yazıçiziyor. Ancak nedensellik incelemesi yok. Çözüm öneren de yok. Böyle devam ederse bu açmazdan çıkış da yok.

Bunun sebebi siyasetin yapılış tarzıdır. Milli güç unsurlarının her biri üzerinde olumlu etki yaratarak ülkenin bekası, halkın refahı ve demokratik yaşamın birey ve toplum yararına geliştirilmesi anlamında tartışılmaz rolü olan siyasi güç mevcut haliyle tam tersi bir işlev üstlenmiş durumdadır. Bu yapı kırılmadan ülke göstergelerinin olumluya doğru evrilmesi mümkün değildir.

İktidar açısından mümkün değildir. Muhalefet açısından da mümkün görülmemektedir.

İktidar, artık “kendisi için bir varlık” haline gelmiştir. Ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Tek derdi ayakta kalmaktır.

Muhalefet ise siyaseti sadece “Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılması” düzlemine indirgemiştir. Hedef bu olunca onların da ülkenin geleceğine aydınlık bir ufuk sunma şansı yoktur.

Aydınlar da genel olarak halihazır duruma karşı çıkmak yerine mevcut sarmalın parçası haline gelmiş durumdadır.

Bu gözlemi paylaşan geniş bir kitle mevcuttur. Ancak örgütsüzdür.

DOĞAN KUBAN’IN GÖSTERDİĞİ

Bağımsız aydın tanımıyla özdeşleşebilen nadir kişilerden biri olan Doğan Kuban da benzer yargılarda bulunmaktadır: “Türk aydını, Amerikan sömürgeciliği ve kırsal kültür tarafından esir alınmışa benziyor. Bir entelektüel iflas ortamında yaşıyor.” (HBT, Sayı 242, 13 Kasım 2020, s. 7).

Yazısının devamında, üretime dönük yapılanma ihtiyacını her şeyin önüne koyan Kuban, “Bu bağlamda özgürlük demokrasiden çok, üretim için gerekli olacağa benziyor. Bu da özgün bir eğitim ortamının örgütlenmesini ve politik örgütlenmenin yapısal değişikliğini gerektiriyor. Oysa iktidarda ya da muhalefetteki partilerin yeni mallar satacak ne tezgâhları var ne de tezgâhtarları” demektedir.  

İKTİDAR VE MUHALEFETİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ

İktidar partisi “siyasal İslam” merkezli siyasetini 2007’lerden itibaren görünür kıldıkçönce ideolojik iflası tattı, sonrasında ise siyasi iflasın eşiğine geldi. Ülkeyi de uçurumun kenarına getirdi. Çünkü 2010’dan bu yana kendisini denetleyen hiçbir güç kalmadı. İşin ilginci, attığı yanlış adımların bir kısmını da “bağımsızlık adımları” olarak sundu.

Oysa sorun, kaynağını ve gücünü yanlış yerde, yanlış şekilde kullanması ve gücünün üstünde yönelimlerde bulunmasıydı. Bu adımların birçoğu da sonuçsuz kaldı.

Muhalefet ise iktidarın geçmişte yaptıklarını eleştirmekle birlikte benzer şeyleri yapmaya talipmiş gibi görünüyor. Yeni anayasa tartışmaları bunun bir parçasıdır. Hedefinde “Türk kimliği” vardır. AKP bunu denedi. İktidarı kaybedeceğini anladı. Geri adım atmış gibi duruyor. Şimdi muhalefet aynı arayış içindedir.

Ayrıca muhalefetin laiklik konusunda duyarlı olduğu da söylenemez. Muhafazakârların oyunu alacağım kaygısıyla devletin dini esaslara göre örgütlenmesinin önünde açık tavır almadı. Almıyor. Üstelik laikliğin, liyakatin ikiz kardeşi olduğu, egemenliğin kullanılması, hukuk karşısında herkesin eşitliği ve özgürce bilim yapılmasının garantörü olduğu gerçeğini göz ardı ediyor.

Fethullah Gülen oluşumunun Amerikancı ve dinci bir teröörgütü olduğunu yaşanan darbe girişimine rağmen görmezden gelenler var. İktidar partisi, kendisine zarar vermeyen bir “FETÖ ile mücadele perspektifini” benimserken çeşitli muhalefet partileri göğüslerini bu yapılara açmakta gönüllü görünmektedir.

Batı ile ilişkilerde, “Erdoğan iktidardan uzaklaşırsa” ortamın tamamen değişebileceği gibi bir dar bakışın kendilerini sarıp sarmaladığı izlenimi veriyorlar. Hatta Biden’ın seçilmesini, sadece bu yanıyla gören çevreler bile mevcut. Oysa bu hayaldir. Bazı ilişkiler farklılaşsa bile özde bir değişiklik olmayacaktır.

Bunların örneğini çoğaltmak mümkündür. Sözün özü, iktidar zaten kendi derdine düşmüştür. Muhalefet de sadece iktidarı yerinden etmeyle sorunun çözüleceğini sanmaktadır. Parlamenter sisteme geçiş önerileri önemli olmakla birlikte mesele siyasetin yapılış tarzını değiştirmektir. Ülke için esas beka sorunu bu noktadadır.

ÇÖZÜMÜN ANAHTARI

Çözüm değilse bile çözümün anahtarı, siyasete uzak duran kitlenin sorumluluk almasından geçmektedir.

Bu kesimin kurucu değerlerle sorunu yoktur. Ancak sorumluluk almaya istekli durmamaktadır.  

Elimizi taşın altına koymazsak taşın ağırlığı altında kalıp toptan ezilmek söz konusudur. Bu nedenle derdi ülkesi olan kişilerin bir araya gelmesi, yaratacakları yetkin akılla sorunları çözebilecek bir kadro oluşturmaları bir mecburiyet olarak karşımızda durmaktadır. İş basittir ama zordur. İşe girişmekse en temel görevdir.

Kimsenin elinde sorunları hemen çözebilecek bir çilingir yoktur. Buna mukabil, sorunları giderek azaltan bir yapıyı hayata geçirmek mümkündür. Bunları yapmak için iki kaynak vardır: Bedava olanlar ve maddiyat gerektirenler. Bedava olanlar öncelendiği takdirde diğerleri için kaynak yaratmak kolaylaşır.

Kimseyi ötekileştirmemek, etnik ve mezhep ayrımına tabi tutmamak ve bu tür ayrımlara dayalı çözümlerden uzak durmak, ifade özgürlüğünü sağlamak, liyakate dayalı olarak kurumları yeniden yapılandırmak, yalan söylememek, boş vaatlerde bulunmamak, kaynakları kamu yararına kullanmak ve şeffafça sergilemek…

Ardından öncelik sırasına göre atılacak adımların amacı, bireyin özgürlüğünü ve ülkenin bağımsızlığını garanti eden yapıyı kurmaktır. Bu, ancak üretim, eğitim ve çağdaş hukuk ile olur. 

Cumhuriyetin herkesi tasada ve sevinçte ortak kılan felsefesinden güç alan ve “ben” demek yerine “biz” demesini bilen vatansever gönüllüler aranıyor.

Yan yana gelmeleri çözümün ilk adımı olacaktır.”

Ahmet Yavuz’dan tıkanan siyasete çözüm önerisi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

13 Yorum

  1. 7 Ocak 2021, 18:48

    Sayın Komutanım, yazınızı, “Cumhuriyetin herkesi tasada ve sevinçte ortak kılan felsefesinden güç alan ve “ben” demek yerine “biz” demesini bilen vatansever gönüllüler aranıyor. Yan yana gelmeleri çözümün ilk adımı olacaktır.” diye bitirmişsiniz. İyi de, gönüllülerin bir araya gelmesi için bir çatı lazım, o çatı da Kemalist bir parti olmalıdır. Siz ve sizin gibi düşünen arkadaşlarınız yan yana gelip de Kemalist bir parti kurmadan yaptığınız çağrının hiçbir anlamı olduğunu düşünmüyorum.

  2. 27 Kasım 2020, 12:47

    Bu topraklarda iyi egitim görmüş ve kurumsal kültüre sahip, kadro kurup yönetmiş ve sistemsel-geniş perspektif çözümü hedefleyen en az 100bin orta yaş insan mevcuttur. Çözüm bu insanların maddi bağımsızını garantilemektedir…

  3. 27 Kasım 2020, 09:51

    Teşekkürler,saygılar.

  4. Yorumunuza katılmakla birlikte, muhalefeti yetersiz ve çözümsüz bulmanız çok klişe olmuş. Daha bu sabah Kılıçdaroğlu nu dinledim. Adam ülkenin tüm sorunlarını anlatıyor ama dinlemiyoruz sanırım. Siz bile “bu muhalefetten birşey olmaz” zokasını yutmuş görünüyorsunuz. Elimizde birtek CHP kaldı. Ne yapsak ki komutan, 5 tane daha parti mi kursak? Bunun 4’ü yine din istismarı mı yapsa ve biz yine bi muhalefetten birşey olmaz diye veryansın mı etsek…

  5. 27 Kasım 2020, 08:42

    sayin komutan tespitler yerinde ancak cozum onerdiginiz soylenemez..ne kim ne zaman bir faaliyet plani yok..faaliyet plani olabilmesi icin bir orgut olmasi gerektiginin kabulu de.. bu orgutun bir dernek olamayacagi yine siayasi parti olacagi da ongorulmemis hatta halihazirda boylesi bir! parti olduguna hic deginilmemis..dolayisi ile bu bir temenni yazisi olmus cozume giden yolda baslangicin baslangici bile degil..

  6. 27 Kasım 2020, 03:23

    Sayın komutanım değerli katkı ve yorumlarınıza yürekten katılıyorum ve destekliyorum. Evet güvene,dayalı hukuk ve adalet sistemini yeniden inşa etmek ve üretime ve tarıma dayalı yeni çalışmalar birlikte biz olarak yapmak yeniden harekete geçmek lazım. Devlet deneme ve yanılma sistemiyle yönetilemez.Bu sistem Türk milletine dar gelir.

  7. 26 Kasım 2020, 18:25

    Sayın Yavuz, yoldaşlarınızla birlikte kurduğunuz Sine-i Millet Platformunun amacı zaten tıkanan siyasete çözüm bulmak değil miydi? Varlığını unuttuğunuz bu platformu canlandırıp yeni bir partinin tohumlarını atsanız tıkanan siyasete zaten çözüm bulmuş olacaksınız. Sanki siz bu yazıyı yan çizen yoldaşlarınızı dürtmek için yazmışsınız.

  8. Sayın Yavuz, yazısının yayınlandığı gazete dolayısıyla çözüm anlayışının somut ve gerçek göstergesini zaten ifade ediyor olmasına ve gazetesinin ne kadar çözüm ama bilhassa toplumun temel sorun ve sıkıntıları konusundaki duruşunun da farkındadır umarım, böyle bir gazetede yazı yazarak konu ve hususunda nerede durduğunu gayet güzel ifade etmiş oluyor, ama artık biliyoruz ki ülkemizde bazı kesim her şeyin ve bilhassa bizler gibi banal bireylerin çok çok ötesinde ve her şeyi gözümüzün içine sokarak, farkındalık oluşturma peşinde, sorumluluk yüklerken medyayı es geçmesi daha da ötesi ,ülkemizdeki bazı medya kesiminin ülkemize karşı psikolojik savaşın parçası olduğunu ama özellikle ülkemiz toplumuna eziklik ve gelişmemişlik empoze edecek yayın politikalarıyla ayrı bir psikolojik savaşın borazanlığı yaptıklarını es geçmiş olması ayrı bir başarı, ama özellikle yalan yanlış haberlerle algı operasyonu yapan medya yı görmeyip sorumluluk tan ayrı tutması en üstün başarısı

  9. 26 Kasım 2020, 14:30

    Değerli düşünce, tespit ve önerilerinize katılıyorum sayın komutanım. Ancak bahsettiğiniz suskun ve eylemsiz ,ama arayış içindeki bu büyük kitleyi ancak Mustafa Kemal Atatürk gibi gerçek bir önder harekete geçirebilir. Bir önder olmadan ne yazık ki köklü siyasi ve sosyal dönüşümler yapılamıyor.

  10. 26 Kasım 2020, 12:36

    Sayın Yavuz çok haklı, artık çok konuştuk, şimdi harekete geçme zamanı. Hiç unutmam, 12 Eylül 1980 de yasaklanan siyasi liderlerden Bülent Ecevit, yasaklar kalktıktan sonra parasal destek bulamadığı için küçücük, 10 kişilik bir minibüsle seçim gezisine çıkmıştı. Doğru düzgün ses sistemi bile yoktu. Sonra partisi büyüdü, iktidara geldi. Şimdi evet bizimde elimizde avucumuzda çok bir şey olmayabilir. Ancak haklı, namuslu, vatansever, özverili siyasetçiyi toplum özlemiş durumda. Görebildiğim kadarıyla yetenekli, zeki, çok insan var. Zor olan bu insanları bir araya getirmek. Bizim gibi sağcı, solcu, dindar, vb. vatanseverler dışardan seyrettikçe iyi partide, chp de görüldüğü üzere boşluğu emperyalizm doldurmaktadır.

  11. 26 Kasım 2020, 12:24

    Şahsen böyle bir parti göremiyorum. Eğer kurulacaksa da gazetemizde çıkan amirallerimiz, generallerimiz, hocalarımız kursunlar partiyi katılalım, üye olalım, oy verelim. Cem Gürdeniz, Hasan Atilla Uğur, Deniz Kutluk, Beyazıt Karataş, Osman Başıbüyük, Mustafa Özbey, Mustafa Önsel, Ali Erdinç, Hasan Ünal hocamız, Volkan Özdemir bir çok yazmadığım kıymetli insanımız var.

  12. 26 Kasım 2020, 11:23

    Bay Ahmet Yavuz,Sende pekala biliyorsun ki:Her şeyi hakkıyla bilen ve her şeye gücü yeten ile,ilmi ve gücü sınırlı olanların önerdiği yönetim sistemi bir olmaz.İnsanlığın kurtuluşunun tek reçetesi,birinci şıkkın önerilerini hayata geçirmektir.Hali hazırda ülkemizdeki siyasi kadrolar içersinde bu misyaonu üstlene “SAADET PARTİSİ” dir. İlahi güçten haberi olmayan başta elit tabakanın ekseriyeti olmak üzere,toplumumuzun da ekseriyetinin,bu gerçekten haberi yok.Bu itibarla,huzur,saadet ve refahı,boşuna beklemeyin.

  13. 26 Kasım 2020, 10:34

    2020 Kasim Durum ,aynen bu sayin Komutan.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!