Aile fakültesi… 2 oğlunu, 2 gelinini, kızını ve damadını kadroya aldırmış

featured

Eski AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi aynı zamanda eski Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Yılmaz’ın 2 oğlunu, kızını, damadını ve 2 gelinini fakültedeki akademik kadrolara aldığı belirtildi.

Üniversitelerde açılan kadrolara liyakatsiz kişilerin yerleştirildiği ya da adrese teslim kadro ilanları açıldığı gibi iddialar sürerken Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tartışma yaratacak bir kadrolaşmanın yaşandığı ortaya çıktı. Eski Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Yılmaz’ın neredeyse tüm çocuklarının kendisiyle aynı üniversitede çalıştıkları öğrenildi.

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre, Yılmaz’ın oğlu Zülfikar Yılmaz, kızı Fatma Yılmaz ve damadı Emre Aydın’ın Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nın akademik kadrosunda, oğlu Kamil Yılmaz’ın ise çocuk sağlığı ve hastalıkları Ana bilim Dalında öğretim üyesi olduğu biliniyordu. Yılmaz’ın gelini Süreyya Yılmaz’ın Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümünde, bir diğer gelini Deniz Yılmaz’ın ise aynı üniversitede tıbbi patoloji ana Bilim dalında görev yaptığı ortaya çıktı.

Üniversiteden ulaşılan bir yetkilinin de Mehmet Emin Yılmaz’ın gelinlerinin akademik kadro içerisinde yer aldıklarını doğruladığı belirtildi.

Aile fakültesi… 2 oğlunu, 2 gelinini, kızını ve damadını kadroya aldırmış

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 5 Şubat 2020, 19:28

    Ee bu zaten vardı.. haber yapmaya gerek yok ki.. ülkece bu tür şeyleri normal karşılıyoruz

  2. Türkiyedeki hemen hemen bütün üniversitelerde akademik kadrolar böyle oluşturuluyor. Şaşırdık mı? Elbette hayır. Bu yıllardan beri böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Bunun değiştirilebileceğini hiç zannetmiyorum. Üniversite okuyan ve akademi için ıslak hayaller kuran zavallı üniversite öğrencilerine önerim şu: Arkadaşım, ilk öğrenmen gereken kitap okumakla, klasik veya modern diller öğrenmekle hiçbir yere gelemeyeceğindir. Hoş, cebinde kitap alacak veya dil öğrenecek paran varsa tabi. Akademisyenlerin çocukları ve akraba-i taallukatları senden bin kat daha fazla paraya, relax kolej imkanlarına, özel dil hocalarına vs.sahip. Gelecekte kimlerin akademisyen olacağı önceden belli zaten. Bunu anlamazsan, zannedersin ki işler doğal akışında kendiliğinden böyle yürüyor. Hayır yavrum, senin içinde bulunduğun sosyoloji, ekonomik durumun ve Akademisyen Akrabalar buna karar verir, sen değil. O nedenle güzel dostum, sen akademik gelişime asla ama asla önem verme. Önem vereceğin tek şey, eli uzun ve becerikli,
    eğitim diplomasisine hakim, akademik kadro açma ve yerleştirme uzmanı, akrabacı ya da en azından hemşerici (ki karadeniz ve doğu güneydoğu hattı insanları tam bu profildedirler ve buna bayılırlar) bir öğretim görevlisi hocası/hocaları bulmak ve onların her ihtiyacına yıldırım hızıyla koşmak ve her fırsatta dalkavukluk yapmak olsun. Bilirsin veya farketmişsindir, hemen her memleket akademisyeni kendini beğenmiştir ve bunu daha derin ve sürekli hissetmek için dalkavuklara her zaman ihtiyaç duyarlar. Hemen bunu farkedip gereğini yaparsan oy oy oy gelsin kadrolar hakemli dergiler!! (Erman Toroğulları familyası) ayağına ayağına ve işte bak hemen karşında akademik hayellerin: seç, beğen al. İşler böyle yürüyor ve sana yolu gösterdim. Tabi bir de unutmadan, eğer hatun kişi iseniz kadınlık performansınız etkileyici ise, bu da anahtar bir rol oynayabilir, aklınızda bulunsun! Bunlar tarafımca yaşanmış, görülmüş gerçeklerdir. Çok çok nadir olmakla birlikte, kimseye eyvallahı olmayan, işinin piri, kibrini ayaklar altına almış, kendini mesleğine ve öğrencisine adamış, insan evladı saygıdeğer bir kaç hocaya da rastgeldim. Lakin, bütün olarak
    Akademinin hali pür melali budur. Yolları gösterdim işte. İstediğin yerden yürü…

  3. 5 Şubat 2020, 06:39

    66. SONE
    Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
    Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
    Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
    Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
    Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
    O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
    Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
    Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
    Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
    Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
    Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
    Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’ e
    Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
    Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
    William SHAKESPEARE
    Çeviri : Can YÜCEL

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!