İktidara yakınlığıyla bilinen Akit yazarı Ali Sandıkçıoğlu, “Sonradan görme zenginler” başlıklı köşe yazısında, Yeniköy’de bir yalıda düzenlenen tesettür kıyafetler sergisi üzerinden, kendi mahallesindeki lüks ve şatafat düşkünlüğünü eleştirdi.
Sandıkçıoğlu, sergiye katılan kızının ve gelininin “Genç kızların giyim kuşamları, bindikleri arabalar, orta yaşlı hanımların giydikleri elbiseler ve taktıkları takılar birer servet. Akıl almaz şekilde makyajlar ve boyalar… Baba oradan herhangi bir şey almak için senin değil emekli aylığın, bir senede aldığın emekli maaşının tamamı bile yetmez. Her şey o kadar pahalı ki; milyonluk gözlüklere, çantalara, ayakkabılara ve diğer aksesuarlara baktık. Sadece baktık… Bizim orada yerimizin olmadığını anladık. Onun için fazla kalmadan geri döndük” şeklindeki gözlemlerini aktardı.
Sandıkçıoğlu, sergiden dönen kızının, “Baba biz oraya temizlikçi olarak bile yakışmayız. Akıl almaz derecede lüks ve bir o kadar da aşırı fiyatlar var… Sözde tesettürlü bayanlar için hazırlanmış bir sergi. Ancak bizlere, bizler gibi tesettürü bir dini vecibe olarak kabul edip kapalı giyinen bayanlara hiç mi hiç hitap etmiyor. İslam’ın emrettiği tesettür ile oradakilerin hiçbir alakası yok” dediğini anlattı.
‘BİNDİKLERİ ARABALAR MİLYONLAR DEĞERİNDE’
Sandıkçıoğlu, sergiye bazı milletvekillerinin ve belediye başkanlarının kızlarının da katıldığını söyleyerek, şöyle devam etti:
“Kızlarım, o sergide bazı siyasi partilerin milletvekillerinin ve belediye başkanlarının, İstanbul’da parti il başkanlığı yapmış olan zevatın kızlarını da gördüler. Medyadan tanıyorlar. Kızlarımın ifadesine göre:
‘Baba, onların bindikleri arabalar milyonlar değerinde. Arabalarını valelere teslim ederken bile etrafa kibir saçtıklarını bir görseydin…”
‘KOLTUĞA KAVUŞUNCA MÜCAHİTLİĞE MÜTEAHHİTLİĞİ TERCİH Mİ ETTİNİZ?’
Sandıkçıoğlu, yazısına şöyle devam etti:
“Yıllar önce davası uğruna mücadele yapan mücahitler nerelerdesiniz? Yıllar önce okuduğu gazete geri gitmesin diye hafta sonları aralarında ortaklaşa topladıkları paralar ile gazeteleri bayilerden toplayıp bedava dağıtan ideal gençler nerelerdesiniz? Yıllar önce kendisini davasına vakfeden bir başka ifade ile feda eden milliyetçiler, muhafazakârlar nerelerdesiniz? Yoksa aradan seneler geçtikten sonra işi, parayı, makamı ve koltuğa kavuşunca mücahitliğe müteahhitliği tercih mi ettiniz? Sizler de köşeler dönmek için birer müteahhit mi oldunuz? Alnınız terlemeden paralar mı kazandınız?
‘RÜŞVETLERLE, ÇALARAK, HORTUMLAYARAK YAPTIĞINIZ SERVETLERİNİZ…’
Helalin evveli acı, sonu ise çok tatlıdır. Haram servetin, haram paranın, evveli çok tatlı ama sonu çok acıdır. Bir tarafta fakir fukara; aylık kiramı nasıl ödeyeceğim, çocuklarımın karnını nasıl doyuracağım, çocuklarıma okul kıyafetlerini nasıl alacağım, çocuğumun okul servis ücretini nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünürken, sizler gayrimeşru yollardan, rüşvetlerle, çalarak, hortumlayarak yaptığınız servetlerinizle nerede, nasıl yiyip içeceğiz, nasıl paralar harcayacağız diye israfa ve kibre, gösterişe, alayişe dalarsanız akıbetiniz çok kötü ve acı olacaktır.”
Kardesimiz oradakilerin islamin emrettigi tesettur ile ilgisi yok demis. Ancak Islamin emrettigi tesettur ile sizin de cok bir ilginiz yok ama neyse kime anlatacaksin. Anlamadiniz simdiye kadar, bu saatten sonra da anlamazsiniz. Boyle gelmissiniz, boyle gidersiniz. Sizin elinizde olsa siz de onlar gibi olurdunuz bence. Bunlarin ne oldugunu anlamak icin milyonluk kifayetler gormeniz gerekti oyle mi? devam edin.
Takiyye Müslümanları
Egemen sınıf meselesi… Kapitalizm, bütün sübjektif niyetleri eritir…