NATO’nun en kritik zirvesi, ittifakın geleceğinin en çok tartışıldığı dönemde Londra’da devam ederken, AKP cephesinden gelen farklı tepkiler dikkat çekiyor.
NATO liderler zirvesi öncesi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “NATO ideallerine ve devam etmekte olan misyonlarına inanıyoruz” açıklaması gelmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra NATO’nun gerekli olduğu ancak kendini güncellemesi gerektiğini söyledi.
Hatta Erdoğan, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a “Önce kendi beyin ölümünü kontrol ettir” diye tepki gösterdi.
Her NATO tartışması gündeme geldiğinde Ankara, “Türkiye NATO’nun vazgeçilmez ve en önemli üyesi” sözleriyle karşılık veriyor.
NATO TÜRKİYE’YE MÜDAHALE EDEBİLİR
Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ise, NATO’yu eleştirmekten öte “düşman” tarifi yapıyor.
Bugünkü yazısında NATO’nun Türkiye’ye müdahalede olabileceğini belirten Karagül, “Bu ülkenin kaderi, NATO bürokrasisine, ABD bürokrasisine, lobi çevrelerine emanet edilemez artık. Türkiye Ege’den, Akdeniz’den, coğrafyanın herhangi bir köşesinden NATO kaynaklı yeni bir tehditle yüz yüze bırakılamaz” ifadelerini kullandı.
YENİ DÜNYA ESKİ CÜMLELER
“Yepyeni bir dünya biçimleniyor. Bu yeni dünyayı eski cümlelerle konuşamayız” diyen Karagül, şöyle devam etti: “Ezberlerle, Soğuk Savaş dönemi algılarıyla kavrayamayız. İttifak zaten dağılacak bir süre sonra. En azından enkaz altında kalamayız. ‘NATO Türkiye için birinci tehdittir’ sözü birçoklarına ürpertici geliyor, biliyorum. Ama geri çekilip dünyaya, NATO’ya, güç kaymalarına, eksen değişikliklerine, Türkiye için tehditlerin kaynağına ‘ön yargısız ve ön kabulsüz’ bakan herkes böyle bir fotoğraf görecektir. Ben daha büyük bir tehlike, daha güçlü işaretler görüyorum: Türkiye’ye bir NATO müdahalesi.”
Karagul ne demek istiyor? Kalkip Nato’ya savas mi acalim? Her seyin bir zamanlamasi var. Hamasi edebiyata ihtiyac yok. Aklimizi basimiza alalim. Bu isler nutuk atmayla olmaz, ince zeka ve pragmatism kullanilarak olur. Nato su anda halen dunyadaki en onemli askeri yapilanma ve Turkiye Nato’nun icinde “milli” cikarlarini cok daha iyi koruyabilir cunku veto hakki var. Diplomasi denen bir sey var. Diplomasi savas’inda bir parcasidir. Evet Nato’ya koru korune itaat Turkiye’nin cikarlarina aykiridir, Davudoglu hukumeti zamaninda ve Fetoculer gucluyken bu boyle idi. O devirde Nato’nun bir dedigi iki edilmemistir. Bugun durum farklidir. Turkiye dogu’ya acilmakta. Ama bu bir anda batidan kopmak gerekiyor, demek degil. Ancak kuvvetli bir diplomasi ile birlikte Nato yapilanmasi icinde yer almak (su an icin), disinda olmaktan cok daha evladir. Ulu onder Ataturk’un en buyuk basarilarindan biri anlik durumu iyi tahli edebilmesi ve diplomasiyi, pragmatismini cok iyi kullanabiliyor olmasi idi.
Sayın İbrahim Karagül ün yazısı, yüzleşmemiz gereken gerçeği adeta haykırmış. Kuyumuzu kazan, gizli/açık yapmadığı ihanet, namussuzluk kalmayan nato ya, batılı vampirlere, hala “dost” “müttefik” stratejik ortak” haltı yiyenleri ise resmen tokatlamış. Tebrikler.