AKP Sözcüsü, Boğaziçi rektörü Mehmet Bulu’ya böyle sahip çıktı: Eskisi de ANAP’ın danışmanıydı

featured

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Geçmişteki bir Boğaziçi Üniversitesi rektörünün ANAP’a danışmanlık yaptığı biliniyor. Geçmişteki Boğaziçi Üniversitesi rektörünün o zamanki SHP adıyla bilinen partiye yakınlığıyla biliniyor” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne daha önce AKP’de birçok görev alan ve 2015’te İstanbul 1’inci Bölge’den milletvekili aday adayı olan Melih Bulu’nun atanması büyük tepki çekti.

Prof. Dr. Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanmasına ilişkin tartışmayı da değerlendiren AKP Sözcüsü Ömer Çelik, atamanın yasal çerçevede yapıldığını iddia etti.

Çelik, akademik özerkliğin ya da akademik özgürlüğün yok edildiği gibi bir söylemin hiçbir geçerliliğinin olmadığını öne sürerek, “Başka üniversiteler için de söz konusu oldu. Ama işin geldiği noktada şu var, rektör olarak atanan hocamızın siyasi kimliği üzerinden bir tartışma yürütülüyor. İsim vermek istemiyorum, geçmişteki bir Boğaziçi Üniversitesi rektörünün ANAP’a danışmanlık yaptığı biliniyor. Geçmişteki Boğaziçi Üniversitesi rektörünün o zamanki SHP adıyla bilinen partiye yakınlığıyla biliniyor. Başka yakınlıklar da bilinen bir şeydir. Bir insanın siyasi kimliği olması suç değildir.” şeklinde konuştu.

Bu noktada yapılması gerekenin akademik ve idari hedeflere ulaşmak, akademisyenlerin dünyaya ve Türkiye’ye daha çok katkı yapacağı alanları oluşturmak, öğrencilerin hayatla ilgili ideallerine ulaşması için gerekli ortamların daha iyi sağlanması üzerine faaliyet göstermek ve bu faaliyetlere yardımcı olmak olduğunu anlatan Çelik, “Netice itibarıyla Boğaziçi Üniversitesi şu grubun ya da bu grubun değil, milletimizin hepsinin. Oradaki öğrenciler milletimizin geleceğine hizmet edecekler. Oradaki hocalarımız milletimizin geleceği için bu çocukları yetiştiriyorlar.” ifadesini kullandı.

‘AK PARTİ’DE ÇEŞİTLİ GÖREVLERİ OLMUŞTUR’

Çelik, eskiden ve bugün uygulanan rektör atama yöntemlerine değinerek şöyle konuştu:

“Bu yöntemi beğenmeyebilirsiniz, siyaseten tavsiyede bulunabilirsiniz ama tutup da ‘Bu yöntem gayrimeşrudur.’ diyemezsiniz. Bir de tutup kayyum diyerek, belli kesimlerin dilini kullanarak, bu şekilde siyasallaştırdığınız zaman söylediğiniz sözün hiçbir manası kalmaz. Hocamızın AK Parti teşkilatlarında çeşitli yerlerinde görevleri olmuş. Başka bir hocanın CHP’nin danışman kurulunda, CHP örgütlerinde veya başka örgütlerde görevi oluyor. Biz hocaları akademik kabiliyetleriyle mi siyasi birtakım yakınlıklarıyla mı değerlendireceğiz?”

BAŞBUĞ’U HEDEF ALDI

Çelik, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u da hedef alarak, bu konuşmanın büyük bir zihin karışıklığı içinde yapılmış olduğunu öne sürdü.

Çelik, şunları kaydetti:

“Erken seçim olsaydı 27 Mayıs darbesi olmazdı diyor. Ondan sonraki cümlesinde darbenin iyi bir şey olmadığını, darbenin Cumhuriyet değerlerine saldırı olduğunu söylüyor. Garip olan şu, CIA Başkanına atıf yaparak, ‘erken seçim olsaydı darbe olmazdı’ arkasından da ‘CIA Başkanının da dediği gibi erken seçim olsaydı CHP iktidara gelecekti’ dolayısıyla da ordunun darbe yapmasına gerek kalmayacaktı gibi bir mantık çıkıyor. Zoraki, güdümlü demokratlık bir yere kadar. Kafanızın bir tarafında vesayet, bir tarafında demokratlık olduğunda bunun melezleşmesinden bir şey çıkmıyor, kokteyl demokratlık olmuyor. Ya demokrat olursun ya olmazsın.”

Başbuğ’un darbe girişimleri arasında karşılaştırma yaptığını iddia eden Ömer Çelik, darbenin “ama”sının, mazeretinin olmayacağını söyledi.

FETÖ’NÜN HEDEFİ OLAN BAĞBUĞ’U FETÖ’CÜLERE BENZETTİ

Her türlü darbenin kınanması gerektiğini, bir darbeye kötü diğerine az daha kötü denilemeyeceğini, darbeler arasında “kırmızı, yeşil, sarı” gibi etiketleme yapılmayacağını söyleyen Ömer Çelik, “Darbe, milletine silah çekmektir, darbe en büyük alçaklıktır. Bitti, bunun ötesi yok, bunun ‘iyisi kötüsü’ yok. Daha kötüsü, daha az kötüsü söz konusu değil. En son FETÖ’ye verilen cevap aslında her darbeye yapılması gereken muameleyi göstermiştir.” ifadesini kullandı.

AKP Sözcüsü, Boğaziçi rektörü Mehmet Bulu’ya böyle sahip çıktı: Eskisi de ANAP’ın danışmanıydı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 5 Ocak 2021, 07:29

    Tabi ki bir yönetici siyasi bir yapının, partinin üyesi olabilir. Ancak bir üst göreve yükselme veya bir işe girebilmek için eşit koşullarda rekabet gerekiyor. Gerçekçi, bilimsel, ahlaki, eşitlikçi kuralların olduğu bir seçilim sistemi gerekiyor. Ehliyet ve liyakat sahibini ortaya çıkaracak, en iyiyi, kaymağın kaymağını, eleğin üzerinde bırakacak bir sistem gerekiyor. 60 not alanın 90 not alanın önüne, hatta 61 alanın önüne geçmemesi gerekiyor. Ar, haya, namus, erdem, onur, hak, hukuk, adalet içeren bir yapı gerekiyor. Kul hakkının yenmediği bir ahlak anlayışı gerekiyor. Var mı ? YOK.

  2. Çok itiraz ederlerse kampüs Avcılar’a taşınır. Bu kampüse boğaz manzaralı rezidanslar yapılabilir. Öğretim üyelerinden yüksek ses duyulmuyor. Halbuki artistlerden meşhur o proflar neden ortada yok acaba

  3. Pembo is basinda.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!