CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ‘ön seçim’ kararı alması siyaset gündemindeki yerini korurken Nefes yazarı Nuray Babacan, son yazısında, yaşananlarla ilgili AKP kulislerinde konuşulanları aktardı.
Babacan, CHP’li belediyelere kayyım atanmasının ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı İmamoğlu’na 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası ile siyasi yasak istemiyle iddianame düzenlenmesinin ardından AKP’nin önde gelenlerinin ve bazı bakanların Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gittiğini öne sürdü.
AKP’li isimlerin, Erdoğan’a “yaşananların iktidar açısından sıkıntı yaratacağını, aynı zamanda hukuki açıdan sorunlu olduğunu” söylediğini aktaran Babacan, Erdoğan’ın yaklaşımının değişmediğini belirtti.
AKP’DE 3 FARKLI SENARYO
AKP’de, yaşananlara bakış açısının 3 başlıkta toplanabileceğini söyleyen Nuray Babacan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“1- Demokratik süreçler açısından sıkıntılı olduğunu söyleyenler; ‘Bu olayda, bize yönelik art niyet var mı diye soruyor arkadaşlar. Her şeye rağmen yargının siyasallaşmaması gerekir. Olay, yargıyla İmamoğlu arasında kör dövüşüne dönüştü. Ayrıca dava süreci öyle kolay ilerlemez. İstinaf ve yargıtay süreçlerinin tamamlanması zaman alır, erken seçim kararı da tüm bunları askıya alır. İmamoğlu’nu engellesen bile ne değişir ki; karşı tarafı kenetlersin, bir başkası daha güçlü gelir…’
2- Muhalefetin adayının Mansur Yavaş olması için uğraşılıyor diyenler, ‘Yavaş Kürtlerden oy alamaz, seçim kampanyasında da dağılır’ tezini savunuyor. Ancak, ‘Yavaş, rahatsız muhafazakarları oyunu daha kolay alır bizim için daha büyük risk. CHP’ye oy veren Kürt seçmen ideolojik olarak bizi zaten tercih etmez, yanlış hesap yapılıyor’ diyen de az değil…
3- Bir grup ise çok keskin. ‘Bundan sonra hiçbir şey sürpriz olmaz. Bu iş, İstanbul’a kayyım atamasına kadar gider’ diyenler var. İmamoğlu’nun siyaseten önünü kesmenin, geçmişte Tayyip Erdoğan’a yapılanlar gibi sonuç doğurmayacağını, İmamoğlu’nun siyaset dışı kalmasının karşı cepheyi böleceğine inanıyorlar.”