Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu’nun Aleviliği ‘ayrı din statüsünde’ tanımasına Alevi topluluğundan tepki geldi.
VERYANSIN TV
200’ü aşkın Alevi dedesini bünyesinde toplayan Ocakzadeler Meclisi ile Pir Hünkâr Hacı Bektaş Veli Dergâhı SERÇEŞME VAKFI bir basın açıklaması yaptı. Meclisin ve Vakfın sözcüsü Ali Timurtaş Özmen imzalı açıklamada Alevi toplumu Ali’siz Aleviliğe karşı uyarıldı. Almanya’nın en büyük eyaleti olan Nordrhein Wesfallen Eyalet Parlamentosu’nda 10 Aralık 2020 tarihinde alınan bir kararla, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) verilen “Kamu Tüzel Kişiliği” statüsü çerçevesinde yapılan açıklamada, Aleviliğin içinin boşaltılmasına ve Aleviliğin yeni bir din olarak inşa edilmek istenmesine dikkat çekildi.
Açıklama metninde şunlar belirtildi:
“Aleviler sadece Türkiye’de ve Türkiye’ye komşu bölgelerde değil, işçi göçleriyle birlikte dünyanın dört tarafına yayılmış bir inanç topluluğudur. Alevilerin başta ülkemizde olmak üzere vatandaşı oldukları devletlerle barışık yaşaması, temel haklarını elde etmesi ve inançsal dayanışmaları ile birliklerini sürdürmesi her bakımdan sevindiricidir. Aleviliği özünden koparmadan, İslam’ın Özü ve batınî yorumu olarak yaşamak hepimizin ortak iradesi, ortak hedefi ve sevinci olmalıdır”
ALMANYA’DAKİ GELİŞMELER ENDİŞE VERİCİ
“Almanya’nın en büyük eyaleti olan Nordrhein Wesfallen Eyalet Parlamentosu’nda 10 Aralık 2020 tarihinde alınan bir kararla, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) “Kamu Tüzel Kişiliği” statüsü verilmiştir.
AABF ve onun çatı kuruluşu olan AABK (Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu) bir süredir Alevi yoluna aykırı işlere girişmişlerdir. AABF ve AABK, ‘Ali’siz Alevilik’ olarak bilinen ‘Hariciliğe’ evrilen bir sürecin de aktörü durumuna gelmiştir. Aleviliği İslam dışında ayrı bir din olarak yapılandırmak isteyen bu girişim, işi yüzlerce yıldır uygulanan Alevi erkânlarını özünden kopararak değiştirmeye kadar vardırmıştır. AABF ve AABK, Hacı Bektaş Veli Vakfı başkanı Veliyettin H. Ulusoy başkanlığında hazırlanan Alevi Bektaşi süreklerine aykırı bu zorlama erkânları, ABF ( Alevi Bektaşi Federasyonu) de desteklemiştir.
AABF ve AABK, etnik ayrılıkçılığı temel alan ve teröre de yakın kimi kuruluşlarla ortak siyasi hedeflere kilitlenmiş ve ortak eylemlere girişmiş görüntüsü vermektedir. Ayrıca AABK, temsilcilerinin söz ve eylemleriyle ‘sözde Ermeni soykırımı’ iddialarını desteklemiş, ‘soykırım yalancıları’ arasına da katılmıştır.”
ALEVİLERE ‘BİRLİK OLUN’ ÇAĞRISI
“Avrupa’da yaşayan canlarımız başta olmak üzere tüm Alevileri, kurumlarımızdan Ali’sizleri ve terörizme pirim veren yöneticileri uzaklaştırmaya, bunu yapamazlarsa Hz. Ali ve Ehlibeyt düşmanı Harici (Ali’siz Alevilik) oluşumlardan ayrılmaya, teröre yakın duran eylemlerden uzak durmaya ve Allah-Muhammed-Ali diyen Alevilik yolunun gerçek yolcusu kurumlara katılmaya davet ediyoruz. Aşk ile…”
Kamlık Dini( Gök Tanrı Dini)
Bizler, ‘çağdaş’ insan, kendi koşullanmalarımızla yaşar dururuz. Çevremizde eski uygarlıklardan kalma beton ve çöp göremediğimizden, bizden önce birilerinin uygar olmuş olabileceğini hiç düşünmeyiz. Oysa çok belge, bilgi, kanıt var, bizden önce birilerinin uygar olduğu üzerine. Biz, Avrupalı bilmem kimin, dünyanın yuvarlak olduğunu ‘keşfettini’ öğrete dururuz. Sümerde gök haritası var, gezegenler çağdaş bilimden daha önce ve doğru tanımlanmış. Afrikalı bir yerli kabile, Sirius-C üzerine, ayrıntılı özelliklerine kadar bilgi sahibi. Ve son yıllarda bilim adamları, bir Sirius-C yıldızının olabileceği yönünde kanıtlara ulaşmış bulunuyor.
Kamlık (Şamanizm) üstün körü geçiştiriliyor. Hakkında fazla birşey bilemiyoruz. Çünkü bir Türk çıkıp da, kendi kültürü içinde, kendi sezgilerini de katarak, bir şeyleri ortaya çıkarma yolunda, en şanslı olması gereken olarak, kılını bbile kıpırdatmamış. Bazı rahmetle anılasılar, hiç olamazsa, başkalarının derme-çatma buluntularını derlemişler. Bilgimiz bu kadar.
Kutsal Kitap’taki (Tevrat) Adem bilgilerine göre, Adem çok yakın zamana ait. Beşbin küsur yıl öncesi. Bilim diyorki insanlığın dünyada varoluşu en az yüz bin yıllık. Bunun üzerine batılılar ‘gap theory’ (aralık teorisi) geliştirmişler. Diyorlar ki, dünyada insanlık bir kaç kez, yok edilip yeniden yaratıldı. Son yaradılışın yaşı beş bin küsur yıldır.
İlk insan Adem ile, Adem Peygamberin ayrı kişiler olduğu ortaya çıkıyor ( Prof. Dr. Mümin Köksoy, Nuh Tufanı ve Sümerlerin Kökeni, s. 59-60).
Nuh için ‘ikinci Adem’ denmektedir. Acaba toplam kaç Adem var.
Türk kültüründe ilk Adem’in adı Aşnuki Ata’dır( Havva da Aşnuki Ana) . Diğer Ademlerin adı ise Ata’dır.
Bizim kültürümüzde, dünyada insanlığın yok edilip yeniden yaratıldığından çok, insanlığın cezalandırıldığı ancak hepten yok edilmeyip, birer ‘Nuh’ soyunun yeniden insanlığı türettiği yolundadır. Yani ilk Ademin torunları dünyada insan soyunu sürdürmektedir.
Şaman duası diyor ki;
”Ozogı ulus büterde Adam Ülgen tep yalbarıp turgan, ozogı yañımız büterde, artkan kalgan üreni, anı-taa-ok yañdap turubıs. Yer yengis büterde yetti öbökö yañdap kalgan yañıbıs” (A. İnan, Şamanizm, s. 128)
”Ezelde ulus yaratıldığında Atam Ülgen diye tapındığımız, ezelde dinimiz yaratıldığında, arkada kalan soy olarak hep tapındığımız. Yer ve deniz yaratıldığından ve yedi atadan beri yandaş olduğumuz dinimiz”
Yunus Emre diyor ki;
Yürü yürü yalan dünya
Yalan dünya değil misin
Yedi kere ıssız kalıp
Dolan dünya değil misin
Eşref b. Muhammed 1459 tarihli bir Türkçe yazmada diyor ki;
”Dört anadan (tört töz, dört unsur), yedi babadan, üç oğlan vücuda getürdü ( hayvan, bitki, cansızlar)” ( Emel Esin, Türk Sanatında İkonografik Motifler, s.51)
Eski inançları iyi öğrenirsek, hem gerçeği kavramakta yararlanırız, hem de bugün bağlı olduğumuz din kitaplarını daha doğru yorumlayabiliriz.
Ama ne yazık ki; Beyaz Adam beşyüz yıllık kendi tarihini bize insanlığın biricik geçmişi diye öğretiyor. Diğer yandan kendisi her efsaneye kulak kabartıyor, her şeyde bir gerçeklik arıyor, başkalarına fark atacak bilgiler peşinde koşuyor.. Irak’ı işgal edip her şeyi didik didik ediyor, en olmadık ilkel kabile bilgilerini irdeliyor. Batı yarattığı ucubenin uygarlık olmadığını anladı. Burdan çıkış arıyor. Ama bulması zor. Çıkışı, uygarlığın gerçek sahipleri bulacak.
ABD’li bir üniversite, Ali Ekber Çiçek’i davet ediyor. Kendisiyle rektör bizzat konuşuyor ve sorusu şu ”On dört bin yıl gezdim divanelikte ne demektir?” (Ünlü deyişteki sözler).
(Ondörtbin yıl gezdim divanelikte
Sıdk-ı ismin duydum pervanelikte
İçtim şarabını mestanelikte
Kırkların ceminde haydar haydar haydar dara düş oldum
Güruh-u naci’ye özümü kattım
İnsan sıfatından çok geldim gittim
Bülbül oldum firdevs bağında öttüm
Bir zamanlar gül için haydar haydar haydar dara düş oldum)
Bizim ileri gelenlerimizin böyle ilgi alanları var mı acaba? Hiç sanmam. Yanında bilgelere yer veren hangi devlet büyüğü var. Bizim Çankayalarda İnci Babalar fink atar. Muhterem devlet büyüğümüz de Moğolistanda Orhun Yazıtı karşısında kendisine iki saat dil döken uzmana ”Şimdi bu yazı kimin yazısı” der. Çünkü iddiamız yok. Çünkü bize biçilen don bu. Olsa, bu toprağın diline, sesine kulak verirdik. Bir Alevi araştırmaları kurumumuz, bir Kamlık (Şamanizm) araştırmaları kurumumuz olurdu. Daha bir çokları olurdu.
Adnan Atabek
Alevilerin Atatürkçü olması başta Almanya bütün Avrupa’yı çok rahatsız ediyordu Pandora’nın kutusu feto ve pekakalı Türkiye düşmanları tarafından açtırtıldı
Avrupa’da Kürtleri Türklerle düşmanlaştırmak için milyonlarca para akıtan Almanya Fransa İtalya ve benzeri ülkeler şimdi Alevilerden bir pekaka yaratmak için yine sahnedeler. Hazreti Ali’nin İslam dışı biri olduğunu aleviliği nde İslam’ın dışında ayrı bir din olduğunu öne sürüp bunu pekaka ve feto eliyle tüm Avrupa’da kabul ettirmek için kolları sıvadılar. Hazreti Muhammed’in damadı Hazreti Ali, İslam’ın dışındaaymış ayrı bir din kurmuş bunu da Almanlardan öğrenmiş olduk.
Almanya düşündeki aleviliği pekaka ve feto ile elele vererek yarattı. Milyonlarca avro akıttılar şimdi aleviliği ayrı bir din olarak bütün Almanya’da tanıtmak için birlikte el ele yürüyorlar. Bunu engellemenin tek yolu yine cumhuriyetine Atatürk’üne ve yurttaşı olduğu Türkiye’nin değerlerine bağlı Alevi yurttaşlara düşüyor.
Sünni cenahin FETÖ‘sünden sonra, simdi nur topu gibi bir de Alevi cenahin FETÖ‘sü oldu. Vatana ve millete hayirli olsun. Bölücülüge tüm hizla devam. Devlet, bir sigirin Trene baktigi gibi bakmaya devam etsin. Kendi ülkesinde farkliliklarini ve inanc birligini bir türlü saglamayi becerememis, Alevisine ve Sünnisine sahip cikamamis, devlet akli denen mevhumun olmadigi ilkel, bagnaz ve dünyadan bihaber bir Ülke. Ondan sonrada yok dis gücler yok bilmem kim. Hadi oradan…Liyakattan uzak sürüler. Kim ki layik olmadigi halde devletin kadrolarina kene misali yapismis, bu ülkenin ve milletin kanini, enerjisini emiyor, Allah onun ocagini basina yiksin.
Bu haberi ilk yapan aydınlık gazetesidir.
Manşetten verildi. Almanya’nın bu sinsi planı on yılların ürünüdür. Alman gizli servisi on yıllardır Alevi derneklerini para yardımlarıyla, arsa ve bina yardımlarıyla önce Hz. Ali’nin yanında asılı Atatürk fotoğraflarından kurtardı! Sonra yavaş yavaş Seyit Rıza’cı bir Aleviliğe alıştırdı yurttaşlarımızı. Şeyh Said’e dua eden bir dernek oldu Alevilik.
Sonra ağır ağır PKK yan örgütlerini sızdırdılar derneklere. Ve en son Aleviliğe ayrı bir din statüsü verip ayrı din ilan ederek Türk yurttaşlarımızın arasına kati bir bölücülük tohumu ekildi. Almanya çok mutlu, artık Atatürk ve cumhuriyete en bağlı diyebileceğimiz Alevilerimizi Alman devleti ve PKK eliyle ayrı bir din ilan edilerek ebediyen düşmanlaştırılma yolunda adım attılar.
Bütün Almanya’ya yaymak için harekete geçildi. PKK ve Almanya yerleşen fetö elebaşları bu konuda canları pahasına çalışıyorlar. Hepsine oturum ve çalışma hakkı veren Alman devleri bu işin tam ortasında. Bu iş saf bir Alevilerin kurduğu dernek işi ya da inanla ilgili bir iş değil. İslam dışı göstererek Aleviliği iyice öteleyip Alman devletinin kontrolüne ve emrine alma işi.
Zaten son on yıldır Alevi derneklerine para akıtıyordu Alman devleti.
Meyvelerini şimdi alıyorlar. Ama Türk milleti olarak bir olamız gerekir. Almanya’nın PKK ile el ele verdiği bu oyununa gelmemeliyiz.
Ermeni diasporası da bu işin doğrudan içinde. Alevi deneklerine başkanlık yapan birinin Ermeni olduğu, Hamburg’ta vefatından sonra Ermeni Ortodoks mezarlığına defnedilince
Ortaya çıktı bu. Aleviler bu sahtekarlıpa tepki gösterdiler. Yani organize bir iş var ortada.
Saygılarımla.
Oyuna gelmemek için verdiğiniz bu bilgilendirme için tebrik ederim.