ERAY ÇELEBİ/ VERYANSIN TV
Gölge CIA olarak bilinen Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Türkiye’deki seçim sonuçlarını özel bir toplantıyla değerlendirdi.
“Seçimlerden sonra Türkiye” konulu toplantıya, eski CIA Şefi Henri Barkey, Barkey’in yakın çalışma arkadaşı CFR uzmanı Steven A. Cook ve merkezi ABD’nin başkenti Washington’da bulunan POMED’in Türkiye direktörü Merve Tahiroğlu katıldı.
CFR uzmanı Carla Anne Robbins’in başkanlığını yaptığı toplantıda, Barkey’in Mehmet Şimşek ile ilgili değerlendirmeleri dikkat çekti.
Erdoğan’ın seçimi kazanmasının hemen ardından Mehmet Şimşek ile 2,5 saatlik bir görüşme yaptığını ve Şimşek’i ikna etmeye çalıştığını belirten Barkey’e göre, Şimşek’le görüşme Erdoğan’ın ekonomide bugüne kadar izlediği politikaların yürümeyeceğini anladığını gösteriyor.
Erdoğan’ın doğrudan yabancı yatırıma ihtiyacı olduğunu belirten ve Şimşek’in yabacıları bu konuda ikna etmesi gerektiğini ifade eden Barkey, ekonominin düzelmesi için IMF ile yeni anlaşmaların olabileceğine dikkat çekti.
‘IMF PAKETİNE GİRMEK ZORUNDA KALABİLİRLER’
Bunun için Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine izin vermesi, Yunan adaları üzerinde Türk jetlerinin uçmaması gibi dış politikada bazı geri adımların zorunlu olduğunu belirten Barkey şu ifadeleri kullandı:
“Eğer ekonomi düzelirse, Erdoğan Şimşek’le devam ederse, o zaman IMF paketine gitmek zorunda kalabilirler. Ama bunun için ödemek zorunda kalacağı bedel, dediğim gibi, daha kabul edilebilir bir dış politika olacak. İsveç’in NATO’ya girmesine izin verecek. Yunan adaları üzerinde uçmayacak. Belki de Suriye’deki Amerikan müttefiklerini bombalamayacak. Ve bir dizi başka şey daha var ama geri dönebiliriz.
‘ELLERİNDE ERDOĞAN’IN REHBERİ VARDI’
Bence ABD hükümeti Türkiye’nin güvenilir bir ortak olduğunu ve insanların Türkiye’ye yatırım yapabileceğini söyleyerek göz kırpıyor. Şu anda meselenin önce ekonomi ve iktisat olduğunu unutmamalıyız. Bence ekonomi daha önemliydi. Sorun muhalefetin hiçbir zaman tutarlı bir ekonomi politikasına sahip olmamasıydı. Pozisyonlarının ekonomik olarak ne yapacağını anlayamadım. Yani çoğu insan için bildiğin şeytan bilmediğin şeytandan daha iyidir. Ve şimdiye kadar ellerinde Erdoğan’ın rehberi vardı.
‘ZATEN ŞUBAT AYINDAN BERİ UÇMUYOR’
Ve Erdoğan şu anda alınacak önlemlerin bir durgunluk yaratacağına bakacak, ancak Mart ayından önce değil – Mart seçimlerinden önce stratejisini büyük ölçüde tehlikeye atacak kadar önemli değil. Ancak kritik olan, Türkiye’nin iş yapmaya açık olduğuna ikna etmektir. Ancak bu, İsveç dahil olmadıkça ve Erdoğan Yunan adaları üzerinde uçmayı bırakmadıkça -bu arada zaten Şubat ayından beri uçmuyor- asla gerçekleşmeyecek. Çünkü -depremden beri- Amerikalıları ve Amerikan müttefiklerini bombalamıyor.”
‘ÇAVUŞOĞLU KORKUNÇ DERECEDE IRKÇIYDI’
Muhalefetin elinde Erdoğan’ın rehberi olduğuna yönelik sözleri göze çarpan Barkey’in ardından konuşan POMED’in Türkiye direktörü Merve Tahiroğlu da Şimşek gibi Hakan Fidan’ın da Türkiye’nin Batılı ortaklarıyla Çavuşoğlu’ndan daha iyi bir muhatap olabileceğini söyledi.
Tahiroğlu “Mehmet Şimşek orada, Henri’nin dediği gibi, ileriye dönük daha rasyonel ekonomik politikalar olacağı ve güvenmemiz gereken, yatırımcıların Türk pazarına güvenmeleri gerektiği fikrini yansıtmaya çalışıyor. Benzer şekilde Hakan Fidan’ın da Türkiye’nin Batılı ortaklarıyla Mevlüt Çavuşoğlu’ndan daha iyi bir muhatap olabileceğini düşünüyorum. Bence Türkiye’nin dışişleri bakanlığını yöneten ciddi bir kişi olabilir. Ve bilirsiniz, mesela Mevlüt Çavuşoğlu korkunç derecede ırkçı bir insandı. Demek istediğim, Türkiye’nin transatlantik müttefikleri için başa çıkması kolay olmayan kişisel bir seviyedeydi.” şeklinde konuştu.
‘CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILINDA…’
Barkey’in öğrencisi CFR uzmanı Steven A. Cook da Erdoğan yönetiminin önceliğinin yeni bir anayasa olduğunu söyledi. Anayasa değişikliği için Ekim ayına işaret eden Cook, “Göreceğimiz şeyin, sonunda yeni bir anayasa yazma çabası olduğunu düşünüyorum. Anayasanın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son yirmi yılda yaptığı değişiklikleri geri alınmaya karşı koruyacağını düşünüyorum. Ve sanırım bu Ekim’de cumhuriyetin yüzüncü yıldönümünde AKP Türkiye’sini yansıtan ve daha da önemlisi AKP Türkiye’sini koruyan yeni bir anayasa yazmaya gerçek bir vurgu yaparak bunu görmeye başlayacağız.” sözlerini kullandı.
Hulusi Akar gittiği için canımız sıkıldı dememiş neden acaba!! Tayyip e geri dönüş sinyalleri olarak okuyabiliriz sanırım..
Akıllı lafını deliye söyletirmiş.