Aşısızların salgını

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı

Covid 19 salgını olanca hızla yol ve can almayı sürdürüyor. Zaman hızla akıp gittiği için yakın geçmiş ve özellikle de bir yıl öncesi de hızla belleğimizden siliniyor.

Bir karşılaştırma olsun diye geçen yıl bugünlerde salgının oluşturduğu tabloyu paylaşmak anlaşılmayı kolaylaştıracaktır.

Tablonun tümü de değerlendirilebilir. Ancak, çarpıcı olması ve akıl karıştırıcı olmaktan uzak durmak bakımından ölüm sayılarıyla yetinelim. Geçen yılın 1 Eylül günü 47 ölüm geçmiş kayıtlara. Hiç kuşkusuz bu sayılar düzeltilmeye muhtaçtır. Bugünkü sayıların da düzeltilme gereksinimi içinde olduğu açıktır.

İçinde bulunduğumuz yılın 1 Eylülündeki ölüm sayısının 290 olduğu göz önüne alındığında salgının hastalandırma ve öldürme yeteneğini koruduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.

Bu noktada, aşı karşıtlarının/kuşkucularının “aşı işe yaramıyormuş” türünden mırıldanmalarını işitir gibiyim. Gerçeğe odaklanmakta yarar var.

Uzunca bir aradan sonra geçtiğimiz hafta 3’ü hekim olan 5 sağlıkçının Covid 19 nedeniyle ölümü yansımıştı basına. Uyarıcı ve göze batan bir haberdi.

Bu yitimlerin aşılanmalarıyla ilgili ayrıntılar irdelendiğinde aşının etkisizliğinden çok aşılanmama kaynaklı hastalığa yakalanma, ağır geçirme, hastaneye yatma, yoğun bakımlık olma ve ne yazık ki ölüm acı gerçeği çıkıyor karşımıza.

Yaşamını yitiren son sağlıkçı olgularında aşılanmama, aşıya karşıtlık/kuşkuculuk ya da en azından önceden yapılan aşılara anımsatma dozlarının eklenmemiş olması göz ardı edilmemesi gerek ayrıntı olarak kendisini gösteriyor. Kimileri, aşılanmış olup da hastalığa yakalananları öne çıkartma konusunda üsteleseler de aşılanmış olanların ve ek aşılarını yaptırmış olanların hastalıktan, hastanelik olmaktan, yoğun bakım gerektiren duruma düşmekten ve elbette en önemlisi ölümden uzak kalmış olmaları göz ardı edilmemesi gereken önemli ayrıntıdır.

Aşılanmamanın böylesi küresel boyutlu bir salgında “hak” olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerekiyor.

Neden mi?

Herhangi bir hastalıkta tedavi olup olmamak hastanın temel hakkıdır. Ancak, bu hastalık hastanın dışındaki bireyleri etkilemeyecekse toplumsal sorumluluk yüklemez kişiye. Sonuçta kendisi zarar görecektir. Bir de yakınları ve sevenlerini üzmüş olacaktır bu ret kararıyla.

Oysa, bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda durum değişir. Bu bilinçle yeni kurulmuş Cumhuriyet Umumi Hıfzıssıhha Kanunu aracılığıyla zamanın önde gelen hastalığına karşı çiçek aşısı yaptırmak zorunlu tutulmuştur.

Bugünden bir örnekle pekiştirelim.

Varsayalım ki, kentlerimizde bolca bulunan sokak hayvanlarından birisi tarafından ısırıldınız ya da tırmalandınız. Ya da, doğadaki yaban hayvanlarla buna benzer bir temasınız oldu. Bu nedenle sağlık kuruluşuna başvurduğunuzda durum ilgili kurumlara bildirilirken, kolluk güçleri de haberdar edilir. Koruma amaçlı kuduz aşılamasına hemen başlanırken, izleyen dozları yaptırmamanız durumunda kolluk gücü bulunduğunuz yere gelerek aşılamanızı (zorla) tamamlamanızı sağlar.

Güncel korona salgınıyla karşılaştırıldığında, kuduza yakalanıp kudurmadan önce bu hastalığı bulaştırabileceklerinizin sayısı her şeye karşın sınırlıdır.

Bu nedenle, güncel salgınla ilgili olarak yasal zorunluluk konulmasa da toplumsal bağışıklığı sağlayacak aşılanma oranlarına olabildiğince kısa süre içinde erişilmesi yaşamsal öneme sahiptir.

Bu amaca erişmede “yasal zorunluluk” dışında seçenekler olduğu kuşkusuzdur. Burada görev devlete düşmektedir. İçinde bulunduğumuz süreçte salgının “aşısızlar salgını”naevrildiği göz önüne alınarak kısıtlamaların “aşısızlar” odaklı olarak güncellenmesi öncelenebilir.

Önümüzdeki günlerde okullarda yüzyüze eğitim-öğretim dönemine dönüleceği düşünüldüğünde aşısızların kısıtlanması yaşamsal önem taşıyacaktır.

Salgın boyunca üzerinde hak ettiğince durulmayan eğitim-öğretim konusunun bir yıl daha “uzaktan” sürdürülmesi akıldan bile geçirilmemelidir.

Eğitim-öğretim sürecinin sürdürülmesi önündeki önemli engelin aşısız sorumsuzlardan kaynaklandığı unutulmamalıdır.

Aşılanmama sorumsuzluğunun bir yandan virüse yaşam alanı yarattığı ve mutasyonlar aracılığıyla doğasını değiştirme yoluyla hastalandırıcılık ve ölümcüllük yeteneğini artırdığı diğer yandan da aşılanarak sorumluluğunun gereğini yerine getirenleri de aşıya karşı dirençli virüs kuşakları oluşturarak tehlikeye düşürdüğü bir an olsun akıldan çıkartılmamalıdır.

Bu ortamda basına yansıyan bir başka haber de oldukça etkileyiciydi.

İlgili haber: Aşı karşıtı diş hekimi 5 ay meslekten men edildi

Aşılanma sorumluluğunun oluşması için meslek kuruluşlarına düşen görevler olduğunu da düşündüren bir örnektir. Aşıyı tartışan ve hatta aşıya karşı çıkan bir hekimin elini kolunu sallayarak paylaşımda bulunduğu ve az ya da çok kamuoyu oluşturma noktasına geldiği yerde hekimlerin modern tıpta karşılığı olan sorunlara başkaca akıl ve bilim dışı ortamlarda umar arayanlara söyleyecek sözü olur mu?

Bir hekim olarak diş hekimi meslektaşlarımızın yürekli ve sorumlu çıkışının Türk Tabipleri Birliği ile tabip odalarına da örnek olmasını diliyorum. Bu bağlamda yerine getirilecek önemli görev tabip odalarının ve TTB’nin içine düştüğü etnikçi-ayrılıkçı-bölücü sarmaldan çıkmasına da yardım edecektir.

Virüs hastalandırıcılık ve ölümcüllük bağlamında (olumlu) değişim göstermediğine göre aşılanmak bugün için biricik korunma yöntemidir. Dolayısı ile aşıla(n)madaki yavaşlama, karşıtlık ya da kuşkuculuk bugünün önde gelen sorunlarıdır. Bu olumsuzluklarla ivedilikle mücadele edilmesi gerekmektedir.

Aşısızların salgını

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

18 Yorum

  1. 3 Eylül 2021, 10:37

    yazıda “0” çıkan alanlar(yüzde yüz) diye yazılmıştı.sistem yazılım hatasından “0” çıkmış..Lütfen yazıyı “0” çıkan alanları yüzde yüz olarak okuyalım.Anlam tam ters algılanıyor.
    Örneğin: (ülkelerde 0 aşılama..) yı ülkelerde yüzde yüz aşılama şeklinde okuyalım.

  2. Sevgili Nihat kardeşim.. Aşı olan civid e yakalanıyor, bulaştırıyor ve ölüyor !!! Aşı ne işe yaradı ???
    sadece kendi etrafımda 3 aşısını olan 1 i vefat etti diğeri yoğun bakımda.. aşı olmanın anlamı yok.. fevat edenler aşısız diyorlar kamoyuna aşılı vefat ednlerin sayısını da ayrı versinler..
    bu arada aşıya karşı değilim :) aşıların bir işe yaramadığını düşünüyorum sadece :)

  3. 3 Eylül 2021, 08:05

    aşısızlar sadece bizim ülkemizde değil..Tüm dünyada aşısızları ne yapacağız.Dünya artık ortak bir alan .sadece kendi ülkemizdeki aşısızları ikna etsek bile pandeminin bitmeyeceği gerçek.dünyada pandemi sürdükçe aşılanmaya devamda bir gerçek.Bu gerçeklerin doğurduğu somut sonuçlaradan biri ise aşı firmalarının işlerinin devamının sağlandığı bir ortam.
    AŞISIZLARA YAPTIRIM KADAR , AŞIYI DÜNYA İLE PAYLAŞMAYAN FİRMA VE ÜLKELEREDE YAPTIRIMI KONUŞMALIYIZ BENCE.

  4. 3 Eylül 2021, 07:55

    Aşı ile ilgili üretim bilgileri tüm dünyayala paylaşılmamakta ve bir iki firmanın ve bir iki ülkenin tekelinde bulunmakta.Tüm dünya aynı anda aşılanma imkanına sahip değilken dünyada bir pandeminin bugünkü iletişim ve insan hareketliliği ile kısa sürede biteceğini düşünmek biraz saflık olabilir.zengin ülkelerde 0 aşılama olsa bile toplumda virüs kaybolmuyor.toplum basit belirtilerle hastalığı ( nezle gibi) geçiriyor.Ayrıca 0aşılı toplumda virüsun bulaşma yeteneğide kaybolmuyor.
    İşte tam burada dananın kuyruğu kopmaya başlıyor.
    0 aşılı ve belli belirsiz hasta bir kişinin dünya üzerinde henüz aşılanmamış bir ülkeye seyahati virüsü o ülkeye taşıyabilir.O ülkede pandemi hala devam ettiğinden ve mücadele yetersizliğinden(para yok.aşıyok) fakir ülkeye ihraç edilen virüs bu ülkede geçirebileceği yeni değişimlerle tekrar 0aşılı ülkeye yeniden ithal edilebilir.(dönebilir). sonuç dünyadaki tüm ülkeler mevcut bilinen varyantlara 0aşılanmadan devam eden bir kısır döngü olasılığı mevcut.
    DSÖ nün ve dünyadaki mevcut mücadele yöntemi ile aslında etkili olan cözüm olabilecek aşının her gelişen varyanta göre dünyada toplu mücadeleyi organize etmeyerek sadece AŞI FİRMALARININ KAR SAĞLAMALARINI ĞÖRMEZDEN GELİYOR.
    Bizlerde ölümü göstererek sıtma ya razı etmek gibi bir durumda bırakılarak belli aralıklarla aşılanma durumunda bırakılıyoruz. Tabiki tek kazanan. AŞI FİRMALARI.
    Aşının sık aralıklarla vurulmasının uzun süreli bizde oluşturabileceği olumsuz etkiler varmı ? Bilen yok ta bizim durumumuz ve çaresizliğimiz.
    Şimdi acaba karşıtmı oldum ?_

  5. Yolların dezenfektanla yıkandığı, yolda motorsiklette giden karı kocanın durdurulup birlikte bu şekilde gidemezsin denildiği günleri unutmadık. Bireylerin deliliğine bir nebze katlanılabilir ama kitlelerin deliliği tahammül edilebilir şey değil!
    Az zombi dizisi seyredin! Hatta hiç seyretmeyin!

  6. Sayin Nihat bey. Bu arastirmanin uydurma oldugunu gosteren referansi gormeyi isterdim. Bu yaziyi teyit eden Harward profesoru epidemiolojist Martin Kulldorff ve mRNA asisinin mucidi Dr. Robert Malone. Arastirmayi yapan Israil tip uzmanlari Sivan Gazit, Roei Shlezinger, Galit Perez, Roni Lotan, Asaf Peretz, Amir Ben-Tov, Dani Cohen, Khitam Muhsen, Gabriel Chodick, Tal Patalon. Ben referans veriyorum. Bakalim bunun uydurma oldugu referansini ve belgelerini siz verebilecekmisiniz?

  7. Bu yayın diye bahsettiğiniz şeyin tamamen uydurma verilerle oluşturulmuş bir YALAN yazı olduğu geçen hafta ortaya çıkmış ve o iş ile ilgili tüm elemanların Twitter hesapları kapatılmıştı. Sizin tarikat bu işleri biraz geriden takip ediyor olmalı

  8. 2 Eylül 2021, 22:37

    Sözünü ettiğiniz araştırma doğru bile olsa (ki sizin yorumunuzun hemen altındaki yorumda, Nihat isimli yorumcu bunun tamamen bir şarlatanın uydurması olduğunu söylüyor), bu sadece; Covid geçirerek kazanılmış bağışıklığın, aşılanarak kazanılmış bağışıklıktan daha güçlü olduğunu gösterir. Aşının bağışıklık oluşturmadığını göstermez. Bunun, sanki Covid’e karşı doğal bağışıklığı olan kişiler, aşı olduklarında doğal bağışıklıklarını kaybedeceklermiş gibi lânse edilmesi de ayrı bir sahtekârlık. Bence, Covid’e karşı doğal bağışıklıkları olduğuna emin olanlar(?), aşı olmayarak bağışıklık sistemlerini test edebilir, “bağışıklık sistemlerinin güvenlerini boşa çıkarması durumunda” da, ahmakça bir deneyin parçası olmanın haklı gururuyla(!) huzur içinde ölebilirler. Yeter ki kendi vücutlarıyla oynadıkları Rus ruletine, toplum sağlığını kurban etmesinler, bütün mesele bu.

  9. Aşısızların değil, yalancıların salgını. Sizin gibi doktorların eline düşeceğimize ölmek daha iyidir. Bir canımız var, sizin gibilerin elinde oyuncak olacağımıza Allah’ımıza emanetimizi büyük bir mutlulukla veririz.

  10. Herkesi yüzde 99 asiladiginizda acaba ne bahane ureteceksiniz. 2 yıldir hergun bilim adına birileri çıktı diğerini yalanladı. Geçmişe baktigimizda birbiriyle örtüşen hiç bişey yok. Her gün yeni bir yalan. Geçmişte çiçek, kızamık vs aşısı olundu bir kere bitti. Ki bu aşılarla ilgili de spekülasyonlar veya bu aşıların da zararları olduğuyla ilgili çalışmalar mevcut. Zararlarını bı kenara bıraktık hadi bu aşının kaç kez olunacağının sınırı var mı. Kollarımiz delik deşik mi olacak. Ki kaldı ki mRNA asisi gen çalismalari için kullanılan bir yöntem. Bu virüs yüzünden benim genlerimle oynama hakkını kim kendine buluyor!

  11. 2 Eylül 2021, 19:11

    Şimdilerde her eve polis gücüyle girip, onam belgesi imzalatıp zorla yemeği yedirecekler! Çok demokratik çok insancıl.

  12. 2 Eylül 2021, 18:53

    Herkes sorgulayan halkı suçluyor. Bu sorgulayan insanların şüphelerini gidermek için neden aşı üreticileri ve devlet elini taşın altına koymuyor. Aşı üreticileri onam kağıdını kaldırsın, devlet de kanunlarını net bir şekilde uygulasın. Aşı zorunlu ise herkes olsun, değilse istemeyene karışmasın. He ondan sonra varsa muhalefet eden devlet gereğini yapsın.

  13. En fazla vakanin goruldugu ancak en fazla asilamaya sahip ulke olan Israil’ de yeni yapilan bir arastirmaya gore asilanmis kisiler, asilanmamis ama dogal bagisikligi olanlardan 27 kez daha fazla Covid’e yakalanma tehlikesi ile karsi karsiya. (Kaynak (Ingilizce): https://fee.org/articles/harvard-epidemiologist-says-the-case-for-covid-vaccine-passports-was-just-demolished/ ve https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.08.24.21262415v1) . Not: Veryansin umarim bu yorumumu tarafsizlik ilkeleri geregince yayinlarsiniz.

  14. Doktor Bey emeğinize sağlık. Aşı karşıtları ortaya çıkan bilimsel verilere karşı argüman üretemediklerinden artık yalanlar uydurarak pozisyonlarını korumaya çalışıyorlar. Nitelim geçen haftalarda Berenson denen bir şerefsiz madrabaz güya İsrail’de yapılmış bir bilimsel araştırmanın basım öncesi bulgularını sızdırıyormuş gibi tamamen uydurduğu verileri ortaya attı ve bir sürü aşı karşıtı da sazan gibi bu palavralarla ortaya atladılar. Hatta bizim buradaki bir yorumcu bile o yalan haberi buraya taşıyarak aşı karşıtları büyük bir zafer kazanmış gibi bir intiba oluşturmaya çalıştı. Ne var ki o yorumcunun kaynak gösterdiği Zerohedge o şarlatanın yalan söylemiş olduğunu duyurduğu halde bizim yorumcu hala o yalanın üzerinde kuluçkaya yatmış durumda…
    Bu arada bazı cahil yorumcular taa geçen sene Ekim ayında yürütülen faz 3 çalışmaları argümanını temcit pilavı gibi buraya getirip duruyorlar. Milyarlarca doz yapılmış ve kesin onay almış bir aşı için faz maz argümanı yürütmek abesle iştigal etmektir. Neticede toplum için zaralı hale gelen bu varlıklar devletler tarafından mutlaka yaptırıma uğrayacaklardır. Sosyal medya platformları da bu yalanlarla aşı karşıtlığı yapmaya çalışan yaklaşık 1 Milyon hesabı geçen hafta kapatmıştır. O madrabazın hesabı da kapatılanlar arasında…

  15. Bütün doktorlar meslek odasından ceza yemekten korkar oldu. İsrail bile aşılı insanları ülkesine almamaya başladı, aşısız isen gel diyor.

  16. Aşı olmadan önce sizden onay imzası istiyorlar.
    Ailece lokantaya gittiniz garson hepinize menü getirdi ve birazdan sipariş almaya geldiğinde hepinize birer onam kağıdı uzattı
    lütfen imzalayın siparişlerinizi alacağım dedi.Kağıdı okudunuz bu lokantada yediğim içtiğim gıdalardan ve içeceklerden zehirlenir veya ölürsem dava a
    çmayacağıma tazminat talep etmeyeceğinize dair bir yazı.Bu yazıyı imzalar yemek yermisiniz yoksa bir daha buraya gelmemek üzere lokantayı terk mı edersiniz.

  17. Birçok medyatik kişi son günlerde aşılı olmalarına rağmen kovid pozitifler. Yani aşılılar da bulaştırıcı olabiliyor.
    Tıpçı değilim aşı karşıtı da değilim ama kurduğunuz mantığın yanlışlığını görmek için tıpçı olmaya gerek de yok. Aşıya karşı dirençli virüslere de sebep aşısızları göstermek ise akıl alır şey değil. Üzücü.
    Çiçek veya kuduz aşısı olurken de bugünküne benzer, sorumluluğun tamamen sahipsiz olduğu bir durum var mıydı?
    Sorumsuz dediğiniz aşısızlardan birkaçının aşı sonucu oluşabilecek komplikasyonlara karşı garanti vererek sorumluluğu alır mısınız?

    Şöyle bir makaleye rastladım, sizinle tam ters fikirleri savununan Fransız biliminsanları… Çok çok daha mantıklı açıklamalar.

    https://www.ukcolumn.org/video/frances-long-time-vaccine-policy-chief-covid-policy-is-completely-stupid-and-unethical

  18. 2 Eylül 2021, 14:45

    Aşılanma arttıkça insanlar tedbiri bıraktı. Sorun bu.
    Bulaşmayı engellemeyen aşılar salgını bitirmez.
    Farklı varyantlarda ağır vakaları/ölümü engellemeyen aşılar bireysel korunmayı da sağlamaz.
    80 milyonu aşılasak da yine başa döneceksek aşı sadece geçiştirme veya problemin çözümünü zamana yaymadır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!