Ankara’da yer altı dünyasında Kaplanlar olarak bilinen suç örgütünü kurduğu iddiasıyla Ayhan Bora Kaplan ve adamlarının yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Davanın en kritik sanıkları arasında yer alan Fethi Koyuncu, Pazartesi günü başlayan duruşma öncesinde mahkemeye bir dilekçe vererek, şahit olduğu olaylara ilişkin itiraflarda bulunmak istediğini söyledi. Koyuncu dilekçesinde, başka bir sanığı da konuşması konusunda ikna ettiğini belirterek, celse öncesinde hem ikna ettiği sanığın hem kendisinin ifadesinin alınmasını istedi. Koyuncu bu kapsamda tanık koruma programına alınmayı da talep etti. Koyuncu’nun dilekçesi, bir tutanağa bağlanarak mahkeme kasasına konuldu. Aradan geçen süre içerisinde de ne Koyuncu’nun ne de ikna ettiğini söylediği sanığın ifadesi alınmadı.
BAŞKAN HERKESİN İÇİNDE SORUNCA ‘KARIŞTIĞIM OLAY YOK’ DEDİ
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre Pazartesi günü başlayan duruşmada Mahkeme Başkanı Koyuncu’ya “Cezaevinden dilekçe gönderip etkin pişmanlıktan falan söz etmişsin” dedi. Sanık Koyuncu ise, Kaplan’ın da aralarında bulunduğu tüm sanıkların arasında bu sorunun kendisine yöneltilmesi üzerine, “Karıştığım bir olay yok. Olsa yapacağım da yok” demekle yetindi. Koyuncu’ya ne anlatmak istediği dahi sorulmadı. Pazartesi günü yaşanan bu diyalogdan sonra, davaya bir gün ara verildi. Bugün devam eden duruşmada ise çok ilginç gelişmeler yaşandı.
‘ANNENİ ÖLDÜRÜRÜM SENİN’
Duruşmanın sabahki oturumunun başlangıcında Mahkeme Başkanı söz almak isteyen sanık olup olmadığını sordu. Sanıklardan Koyuncu söz almak istediğini söyledi ancak Başkan “Seni daha önce dinledik tekrar dinlemeye gerek yok” diyerek talebi geri çevirdi. Daha sonra Başkan, Bora Kaplan’a dönerek, Fethi Koyuncu’yu tehdit ettiğine dair bir tutanağın dava dosyasına girdiğini söyledi. Sanıkları mahkemeye getirip götüren jandarmanın tuttuğu tutanakta, Pazartesi günkü celse arasında sanık Bora Kaplan’ın, itirafçı olmak için dilekçe veren Fethi Koyuncu’yu, “Anneni öldürürüm senin” diyerek tehdit ettiği bilgisi yer aldı. Bunun üzerine Kaplan, tutanakta yazılanları reddederek, “Fethi’ye sorun” dedi. Ancak Koyuncu’ya yine söz verilmedi.
‘KAPLAN’IN HABERİ VARDI’
Duruşmaya sanık Barış Kurt’un beyanıyla devam edildi. Verilen öğle arasının ardından sabah kendisine söz verilmeyen Koyuncu bu defa mahkemeye bir beyan sundu. Dilekçede ise Koyuncu, itirafçı olmak istediği yönündeki dilekçesini, bu dava ile kumpas kurduklarını öne sürdüğü polislerin kendisiyle tekrar irtibata geçmelerini sağlamak ve kumpası açık etmek amacıyla verdiğini öne sürdü. Koyuncu, Kaplan dosyasını yapan polislere tuzak kurmaya çalıştığını dilekçesinde şu sözlerle anlattı:
“Sayın Başkanım benim mahkemenize sunduğum dilekçemi yazdığımdan zaten Bora Kaplan dahil herkesin haberi vardı. Kumpas yapan polislerin tutuklandıklarını öğrendikten sonra sadece bu usulsüzlükleri yapanların birkaç kişiden ibaret olmadıklarını kanıtlamak için kendimce böyle bir işe kalkıştım. Bu sebepten sizin adli tatil dolayısıyla makamınızda olmadığınızı bildiğim için belki nöbetçi hakimlikte bu kumpası bana yapan polislerin kulağına gider benimle görüşmeye gelirler diye yazdım.
‘HERKESİN ÖNÜNDE KONUŞMAMI İSTEDİNİZ’
Planım tutsaydı benimle görüşmeye gelselerdi eğer onlara zaten ‘benim hiçbir şey bilmediğimi biliyorsunuz siz ne isterseniz onu yazın ben imzalarım’ diyecektim. Beyan vereceğim zaman geldiğinde de başta başkanlığınız olmak üzere tüm herkese bunların kumpasını açık edecektim. Ama siz dilekçeden haberdar olunca olması gerektiği gibi adil olanı yapıp huzurda herkesin önünde konuşmamı istediniz. Ben de bir gün daha bekleyip belki polisler benimle irtibata geçer diye bekledim, bütün konu bundan ibarettir. Mahkeme başkanlığınızın değerli vaktini harcadığım için sizden özür dilerim.
‘TEHDİT YOK, KOMUTAN YANLIŞ ANLADI’
Başkanım, Bora Kaplan merdivenlerden çıkarken bana Muhammed Sağ ile tanımadığım bu şahıs hakkında “bu Muhammed Sağ hala bana iftira atıyor, sözde ben onun annesini babasını öldürtürüm diye bir iş adamı arkadaşım ile haber yollamışım” dedi. Bu konuyu da komutanımız bana tehdit olarak algıladı. Komutanımızın hassasiyeti için minnettarım ama tamamıyla yanlış anlaşılmadır. Herhangi bir can güvenliğimi tehdit yoktur. Ailem de zaten mahkeme salonundadır. Anlayış göstermenizi temenni ediyorum. Takdir yüce başkanlığınızındır. Tek olarak mübaşirinizle görüşmek istememin sebebi belki buna da olan polisler bir şeyler anlatmak istediğimi düşünüp benimle görüşmek ister diye düşündüm”
Ee hakim bey bu vebalin altından nasıl kalkarsın bakalım artık.