Balyoz’da roller değişti… 10 yıl sonra yüzleşme

featured

FETÖ’nün Balyoz kumpasında görev alan 50 eski hakim ve savcının, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, “görevi kötüye kullanma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanmalarına başlandı. Kumpas nedeniyle yıllarca hapis yatan bazı komutanlar da müşteki olarak duruşmaya katıldı.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu’nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Mehmet Ergül ve Mehmet Erdoğan, bazı müştekiler ile taraf avukatları katıldı. 

Duruşmaya, FETÖ üyeliğinden tutuklu sanıklar Ali Alçık, Ali Haydar, Ali Efendi Peksak, Aytekin Özanlı, Fatih Mehmet Uslu, Hikmet Şen, Hüseyin Kaplan, İdris Asan, Mehmet Murat Yönder, Metin Özçelik, Mustafa Başer, Nalan Can, Ömer Diken, Savaş Kırbaş, Süleyman Pehlivan, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Duruşmada, müştekilerin kimliklerinin tespitinin ardından Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu, savunma için sanıklara söz verdi.

Balyoz iddianamesini hazırlayanlardan eski savcı Mehmet Ergül, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. İki savcının soruşturmadan alınmasının ardından kendisinin görevlendirildiğini belirten Ergül, iddianamede imzası bulunan dört savcıdan biri olduğunu aktardı. 

Kimseyi tutuklamaya sevk etmediğini, gözaltı ve yakalama kararı vermediğini ileri süren Ergül, dosyayı inceledikten sonra tutuklamaların hatalı olduğunu diğer savcılara söylediğini, tutukluların tahliyesini istediğini savundu.

Müştekilerin ve avukatların sorusu üzerine Ergül, iddianamenin genel kısımlarının yer aldığı ilk 100 sayfalık bölümünü kendisinin hazırladığını, sanıklar hakkındaki suç nitelendirmesini ise diğer savcıların yaptığını bildirdi.

Sanık Ergül, iddianamenin içine sinmediğini, diğer savcıların tutuklama yönünde görüş bildirdiğini, kendisinin de buna katılmadığını öne sürdü.   

Söz alan bazı müştekilerin avukatı Hüseyin Ersöz, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunma yaptığını ifade etti.  

Sanık Ergül’ün savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, diğer sanıkların beyanlarının alınması için duruşmayı 24 Mayıs’a bıraktı.

’10 YILDIR BEKLEDİĞİM GÜN’

Balyoz kumpası nedeniyle yıllarca hapis yatan ve yeniden yargılandığı davada beraat eden emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Yaklaşık 10 yıldır beklediğim gün… Balyoz kumpasının yargı ayağı ile yüzleşme günü… Yargıtay’dayız! Dava kişiyi hürriyetinden mahrum etmekten açılmış. Halbuki bunlar katil, casus ve darbecidir! Nedenini mahkemede somut biçimde sunacağım…” ifadelerini kullandı.

FETÖ’NÜN BALYOZ KUMPASI

Türkiye, darbe planı olduğu iddia edilen “Balyoz” adını ilk kez Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihli haberiyle duymuştu.

Dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan liderliğinde, darbe zeminini hazırlama amaçlı “çarşaf”, “sakal”, “suga” ve “oraj” kod adlı eylem planlarından oluştuğu iddiasıyla “Balyoz Harekat Planı” isimli belge, CD ve ses kayıtlarına ilişkin dosyaların 30 Ocak 2010’da savcılığa FETÖ üyeliğinden yargılanan Mehmet Baransu tarafından bavulla teslim edilmesinin ardından yargı süreci başlamıştı.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kapatılmasının ardından yerine kurulan ve FETÖ mensuplarının sızdığı Özel Yetkili Mahkemelerde yapılan yargılama sürecinde, 250’si tutuklu 365 sanık, Silivri Cezaevi içinde kurulan mahkemede savunma yapmıştı.

Özel yetkili savcıların incelemesinden sonra 22 Şubat 2010’da ilk gözaltılar yapılmış, ilk etapta Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 194 kişi hakkında dava açılmıştı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, Eskişehir’de ve Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirildiği iddia edilen belgelerle ilgili soruşturma sonucu açılan 2 davayla birleştirilmişti.

250’si tutuklu 365 muvazzaf ve emekli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin yargılandığı davanın ilk duruşması 16 Aralık 2010’da başlamıştı.

SAHTE DİJİTAL DELİLLERE RAĞMEN CEZALAR YAĞDI

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu’nda kurulan mahkemede görülen dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporları, davaya dayanak gösterilen CD’deki “dijital deliller”in sahte olduğunu ortaya koymuştu.  Ancak FETÖ’cü mahkeme, 21 Eylül 2012’de Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’nın da aralarında bulunduğu 365 sanıktan 325’ini “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etmiş ancak “eksik teşebbüs” nedeniyle cezalarda indirime gitmişti.

Davanın temyiz süreci Yargıtay 9. Ceza Dairesinde görülmüştü. FETÖ üyeliğinden yargılanan dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti de oy birliğiyle aldığı kararla emekli orgeneraller Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına ve emekli Oramiral Özden Örnek, emekli orgeneraller Ergin Saygun, Bilgin Balanlı, Şükrü Sarışık ve dönemin MHP Milletvekili Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını onamıştı.

ANAYASA MAHKEMESİ ‘HAK İHLALİ’ KARARI VERDİ

Yargıtay kararının ardından sanık avukatları Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş, Yüksek Mahkemenin verdiği ihlal ve yeniden yargılama kararının ardından başlayan yeniden yargılamayla FETÖ’nün TSK’ya kurduğu en büyük kumpas olarak kabul edilen bu davanın sanıkları beraat etmişti.

ESKİ HAKİM VE SAVCILAR HAKKINDAKİ İDDİANAMEDEN

Balyoz” davasının soruşturma ve kovuşturması sırasında görev yapan 50 eski hakim ve savcı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianamede hazırlanmıştı.

İddianamede, “mahkeme heyetinin kararlarında delillerin komplo ürünü olduğunu kabul etmeme gerekçesinin gerçekleri yansıtmadığı, 2003 yılında hazırlandığı söylenen dijitallerin, oluşturulma tarihlerinin neden 2007 olarak göründüğünü açıklarken, akla ve bilime aykırı beyanlarda bulundukları” belirtilmişti.

Bu hakim ve savcılar hakkındaki dosya ilk derece mahkemesi sıfatıyla davaya bakacak Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmişti.

Balyoz’da roller değişti… 10 yıl sonra yüzleşme

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. 9 Mart 2021, 06:42

    Aynen Sayın Önsel’in dediği gibi, davanın konusu kişiyi hürriyetten yoksun bırakma değildir. Bunların suçları cinayete neden olmak, yabancı ülkeler adına casusluk yapmak, darbeye dolaylı iştirak ve vatana ihanet’ tir. Buradaki suçu ağırlaştıran şey, devletin verdiği üstün boyuttaki görev ve yetkinin kötü amaçla kullanılması, şahsi menfaat (soru hırsızlığı ile görevde yükselme, sümüklü o.ç. şeyhlerinin kendilerini cennete göndereceğine inanmaları) sağlamaya çalışılmasıdır. Bu amaçla bilinçli ve kasti olarak adaleti yanıltmak, devlet bürokrasisinde tahribat yaratmaktır. Olay sadece bir kişinin hürriyetinin gaspı değildir. Boyutları her anlamda Ülke çapında yıkımlara neden olmuştur. Olaya sadece yerin bilmem kaçıncı kilometresinde fay kırıldı, şu ölçüde deprem oldu diye bakmamalıyız. O depremin yeryüzünde, yani bizi ilgilendiren yaşamsal, sosyal alanında yaptığı yıkıma bakmak, yıllar boyunca yarattığı etkiyi göz önüne almak zorundayız. Orduda suç işleyen terör örgütü üyesi, doğru değerlendirilerek, müebbet cezası alırken, aynı ölçüde hatta daha fazla yıkıma neden olan hakim ve savcıların küçük cezalar ile adeta ödüllendirilmeleri kabul edilemez. Kaldı ki düşünün, bu vatansever komutanlar ordu içerisinde kalsalardı 15 Temmuz gibi bir felaketi yaşamazdık.

  2. bu hainlerin hala bu topraklarda nefes almalari bile, bu topraklara büyük ihanettir

  3. 8 Mart 2021, 13:34

    Fetö ile mücadele yapıldığına inanmak çok zor ! Gop Belediyesi emlak vergisine ek vergi geldi deyip halkı soyuyor,ek verginin belgesi mevzuatı istediğinde hiç alakası olmadığı halde “kişisel verileri koruma kanunu” gereği veremem diyor ! ..resmi olmayan yollarla sürekli miktarı değişen paralar istiyorlar ..savcı hiç ifade almadan araştırma soruşturma yapmadan somut belgelere rağmen soyut bunlar diyor..dosyayı kapatıyor ! şimdi dikkat PTT AŞ resmi tebligatlarda usulsüzlük sahtecilik yapıyor tebligatları ulaştırmıyor sürekli suç işliyor şikayet edildiğinde sultangazi ptt. “ kişisel verileri koruma kanunu” gereğince neden usulsüzlük yaptığımı açıklayamam diyor..Ulaştırma Bakanlığı bunlara göz yumuyor, kanunlarıda tanımıyor ! kişisel verileri koruma kanunu gereği uydurması altında fetöcülük yapılıyor!! İç işleri Bakanlığı seyrediyor ! Yargı seyrediyor! Kepazelik sınırsız ölçüde… fetöyle mücadele nerede?

  4. hainlik yapanlar cezasını en ağır biçimde alsın

  5. 8 Mart 2021, 12:36

    Ergenekon davasının ilk aylarıydı uzun yıllardır tanıdığım ama ayrı şehirlerde olduğumuz için ayda yılda bir gördüğüm komşuma tesadüfen rastladım. Kendisi feto alçağına taparcasına inanırdı. Hemen konuyu ergenekona getirdi propaganda yapmaya başladı. Boş konuşuyorsun dedim. Hepside suçsuz masumlar. Yakında çıkarlar dedim. Yok dedi , onlar ve daha pek çoğu hapishanelerde en azar 5 ile 7 er yıl yatacaklar , yaşlılarda zaten , böylece eritilecekler ,dedi. Fena sinirlendim. Siktir çekip ayrıldım.

    Aradan geçen yıllar , onun o zaman doğruyu söylediğini, çok iyi tezgah hazırladıklarını gösterdi.Lakin kimsenin ahı kimsede kalmıyor. Duydumki Bu adam ve karısı 15 temmuz darbe girişiminden kısa süre sonra tutuklanmış hapse atılmışlar.

    Feto belası bu ülkeyi kanser gibi sardı. En ufak fırsat bulsa hemen hortlar. Cemaat ve tarikatlar , fetonun yuvalanıp gizlendigi bataklıklardır.

  6. bizim degeleri vatansever komutanlarımızı yargılar ölümüne sebep olurdunuz demek. şimdi yüzleşme zamanı daha ahireti var bu kolay kısmı siz hain fetoculerin sonu geldi

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!