Bilim dünyası için bir umut: Koronavirüsten iyileşen insanların kanı hayat kurtarabilir

featured

ABD Connecticut Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde insan bağışıklık sistemi araştırmalarının başında yer alan Prof. Dr. Derya Unutmaz, koronavirüs geçirmiş ve iyileşmiş hastaların kanında bulunan antikorların, özellikle hastalığı ağır geçiren veya durumu kritik hastalar için hayat kurtarıcı bir tedavi şekli olabileceğini söyledi.

Koronavirüs tedavisi için ilk kez Çin’de denenen ve sonuçları yayınlanan bir çalışma, hızla yayılan Covid-19 pandemisinde, bilim dünyası için umut olabilir. “Pasif antikor tedavisi” olarak bilinen bu yöntem, aslında modern aşısının atası sayılıyor. Buna göre iyileşmiş hastaların kanında, virüsle savaştığı için bolca bulunan ve virüsün hücreye girmesini engelleyen antikorlar, kandan elde edilen plazma ile hastalığı geçiren kişilere naklediliyor. Çin’de küçük bir hasta grubunda yapılan çalışmaya göre, özellikle durumu kritik olan bir hastanın ertesi gün iyileşmeye başladığı bildirildi. Pasif antikor yöntemini hastalar üzerinde denemek için Amerika da kolları sıvadı. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü NIH (National Institute of Health), Covid-19 geçirip iyileşmiş kişilerin plazmasını hastalar üzerinde denemek için 18 yaş üstü sağlıklı bireylere kan verme çağrısında bulundu.

Enfeksiyon hastalıkları ve insan bağışıklık sistemi alanında dünyanın sayılı isimlerinden biri olan ve AIDS virüsü mekanizmalarının çözülmesinde önemli çalışmalara imza atan Jackson Laboratuvarı Enstitüsü Araştırmacısı Prof. Dr. Derya Unutmaz, DHA’ya verdiği röportajda bu yöntemin, aşıların veya antiviral ilaçların yokluğunda, hastalığı yavaşlatmanın veya tedavi etmenin anahtarı olabileceğini söyledi ve “Türkiye’nin de acilen bu denemelere başlaması gerekli. Bunun için yeterli altyapı var, sadece iyi bir organizasyonla bu iş başarılabilir” dedi.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN VİRÜSÜ YOK EDEN FÜZELERİ

Prof. Dr. Unutmaz, dünyayı felç eden Covid-19 salgınında en azından durumu kritik hastaların tedavisi için en hızlı gelişmenin plazma antikor tedavisinde yatabileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bu yöntem aslında bizim bağışıklık sistemimizi kullanıyor. Bir kişi virüsle enfekte olduktan sonra bağışıklık sistemi, antikor dediğimiz bazı proteinler üretir. Bu proteinler de sadece virüsün zırhındaki bir başka proteine bağlanarak bir kilitle anahtar gibi, bağışıklık sisteminin füzeleri gibi virüse yapışarak hücre içine girmesini engelliyorlar. Çünkü hücrede virüsün vücuda geçmesine neden olan bir reseptör var ve virüsün yüzeyindeki bu zırh proteini, bu reseptöre bağlanamayınca antikorlar virüsü bloke etmiş oluyorlar. Bu sayede virüsün replikasyonu yani çoğalması da önlenmiş oluyor. Bu aslında iyileşen hemen hemen herkeste olan bir olay. Tedavi yöntemi olarak kullanılması ise şu şekilde gerçekleştirilebilir; hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş kişilerden kan alınır. Kanda bu antikorlardan yüksek miktarda bulunur. Antikor açısından zengin plazma kandan ayrıştırılır ve bu bir serum gibi hasta olan kişilere verilir. Bu sayede iyileşmiş kişilerin kanında, virüse karşı gelişmiş silahlar hasta olan kişinin vücudundaki virüse karşı aktif hale getirilmiş olunur”

AMERİKA KAN VERECEK GÖNÜLLÜ ARAMAYA BAŞLADI

Amerika’da da bu yönde bir çalışma başlatıldığına işaret eden Prof. Dr. Unutmaz, “National Institute of Health dediğimiz Amerikan Sağlık Enstitüsü ve bir iki tane başka enstitüde daha hastalıktan iyileşmiş kişilerin kanlarının toplanması için duyurular yapılmaya başlandı. Gönüllülerden kan toplanacak ve klinik denemeler yapılacak. Bu konuyla ilgili Çin’de yapılmış bir araştırma var. Ocak ayında yapılan pilot bir çalışma. Bu çalışmada 10 hastaya, Covid-19 geçirmiş ama iyileşmiş ve virüsü negatif hale gelmiş diğer 10 kişiden alınan kanlar transfer edilmiş. Burada plazma dediğimiz kısım ayrılıyor ve serum verilir gibi hastaya veriliyor. Daha sonra hastaların semptomlarında oldukça belirgin düzelmeler görülmüş. Gerçi bu kişiler aynı zamanda diğer tedavileri de alıyorlar, bu bakımdan verilen antikorun etkisi ne kadar şu anda bilinmiyor ama gösterdikleri verilerde dikkat çekici olan kısmı şu; örneğin ağır olan bir hasta ertesi gün birden iyileşme göstermeye başlamış. Umut verici bir gelişme bu” diye konuştu.

AĞIR YA DA ÖLÜMCÜL HASTALAR İÇİN UMUT

Prof. Dr. Derya Unutmaz, hastalığı hafif atlatmış kişilerin en iyi adaylar olacağına değinerek, şöyle devam etti:

“Türkiye’de de yapılabilir bu yöntem. Çünkü hastalık Türkiye’de de yaygınlaştı ve bir anda birçok kişi de iyileşecek. Şu anda enfekte olan hastaların yaklaşık yüzde 99’u zaten bir süre sonra iyileşecek. Bu iyileşen kişileri bulabilirsek ve gönüllü olarak kan vermelerini sağlayabilirsek, örneğin Kızılay burada devreye girip bir sistem kurabilir ya da diğer araştırma hastanelerinde de bir sistem kurulabilir; bu kanlar toplanır ve ‘plazmanın içinde virüse karşı olan antikorlar var mı yok mu’ önce test edilebilir. Bunlar belirlendikten sonra bu kanların başka enfeksiyon hastalıkları açısından da güvenli olup olmadığı test edilir ki zaten kan ürünlerinde rutin olarak yapılan bir şey bu; daha sonra özellikle durumu kritik hastalara verilebilir. Plazma tedavisinin yan etkileri oldukça azdır, genelde nadir yan etkiler görülür. Bu bakımdan güvenli bir yöntem sayılabilir. Ancak dezavantajı, iyileşmiş insanlardan alınan kanların sınırlı olması. Çünkü sonuçta toplayabileceğiniz kadar kanı verebiliyorsunuz. Kan laboratuvarda üretilebilen bir şey değil. Ama ağır ya da ölümcül seyredebilen vakalarda gerçekten hayat kurtarıcı olarak kullanılabilir.”

SEROLOJİK TESTLERLE ANTİKORUN VARLIĞI BELİRLENEBİLİR

Bu yöntemde en önemli noktalardan birisinin de antikoru olan kişilerin nasıl belirleneceği konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Unutmaz, bununda serolojik testlerle belirlenebileceğini söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı:

“Hastalığı geçirip iyileşmiş kişilerde test yapıldığında negatif sonuç çıkar. Bu nedenle kimin hastalığı atlatıp atlatmadığı, şüpheli vaka olarak test yapılmadıysa, bazı vakalarda bilinmeyebilir. Bunun da çözümü seroloji testlerinde yatıyor. Serolojik testlerde, virüse karşı üretilmiş antikorlara bakılır. Siz, haberiniz olmadan hastalığı geçirmiş olsanız bile bağışıklık sisteminiz bu antikorları zaten ürettiği için serolojik testlerde bu antikorların varlığı belirlenebilir. SARS, MERS, Covid-19 virüsüne karşı bir antikor var mı yok mu ona bakılabiliyor. Çok hızlı bir test ve dünyada ve Türkiye’de de kullanılmaya başlandı. Türkiye’de bu sayede kişiler belki bir-iki ay önce enfeksiyonu geçirdiyse bile bunu görmek mümkün. Bunun şöyle bir avantajı daha var. Böylelikle kimler bağışıklık geliştirmiş, onu öğrenebiliyorsunuz. Hastalığı geçirdiyseniz, virüsü tekrar kapma olasılığınız da azalmış oluyor. Örneğin hekimler, diğer sağlık çalışanları, önemli konumda çalışan kişiler, rahatlıkla tekrar işlerinin başına dönebilirler. Çünkü virüsü iki kere kapma olasılığı düşüktür. Bu serolojik testleri çok yaygın bir şekilde yapabilirsek, yüzbinlerce yapmak lazım, virüse kimler bağışıklık geliştirmiş, bunları da görmüş oluruz. Bu yöntem henüz yüzde yüz bir tedavi şekli olarak algılanmamalı. Ama oldukça etkili olabilecek, umut veren bir tedavi. Önümüzdeki haftalarda bu konu ile ilgili kesinlikle daha büyük klinik çalışmalar yapılacak”

Bilim dünyası için bir umut: Koronavirüsten iyileşen insanların kanı hayat kurtarabilir

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Gonullu olan gencler toplansin, her ilde bir hastane belirlenip o hastanede virus bulastirilip orada tedavi edilsinler. Bu genc hastalarin hepsi iyilesecektir nihayetinde. Bu iyilesen gencler agir hastalara umut olurlar, hayirli bir is yapmis olurlar, buyukler genclere minnettar olur. Bunu askerler icinden de gonullulere uygulayabilirsiniz aslinda. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz icin. Allah yardimcimiz olsun.

  2. Antikor testlerinin hemen geliştirilmesi lazım o zaman. İki tane oluyor lg ile başlayan, birinin yüksekliği hastasın veya yakın zamanda geçirmişsin demek, yok bu düşük diğeri yüksekse, uzun zaman önce geçirmişsin ama kanında antikor var demek. Zaten canlı veya canlı olmayan aşılar vücut antikorunu üretsin diye yapılıyor. Aslında mantıklı iyileşen %90 ın, antikorlı kanı %10’u iyileştirecek. Antikor dışarıdan verilince ne kadar yaşar, iyileşme sürecinde kaç günde bir kan vermek yeterli gelir teknik iş. Zaten ilk canlı aşıların üretilmesi bu mantığa dayanıyordu. Sadece şöyle bir mantık hatası var gibi, korona atlatmışlarda antikorlar testle/makinayla belirlenebiliyorsa, tanımlanmışsa, sayılabiliniyorsa, zaten aşı da bulunmuş demektir, biz aşıyı bulamadık ama böyle bir yöntem bulduk ifadesi biraz garip. Olsa olsa bu şu anlama gelir, henüz antikorları belirleyemedik ama, hastalığı atlattıkları kesin olanlardan kan alıp, süzüp hastalara vereceğiz, mutlaka o antikorlar oradadır ve işe yarayacaktır gibi bir yaklaşım. Bu bizde de hemen denenebilir, umarım yapılıyordur.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!