Bir fotoğrafım bile yok!

featured

Avukat Güven ŞAĞBAN

Jandarma İstihbarat Plan ve Güvenlik Daire Eski Başkanı

Aslan yürekli gazeteci Müyesser YILDIZ ablamız, pazartesi sabahı sözde casusluk iddiası ile gözaltına alındı. Müyesser Ablayı tanıyan herkes, onunla casusluğun aynı cümle içerisinde geçmeyeceğini iyi bilir. Bu konu ile ilgili yorum bile yapmaya gerek yok. Zaten gerçekler birkaç gün içerisinde de ortaya çıkacaktır.

Ben aslında sizinle bir pişmanlığımı paylaşmak istiyorum. Gözaltı olayını duyar duymaz tepki için bir tweet attım. Arkasından bu olay ile ilgili birkaç paylaşım daha yapmak ve bu paylaşımların altına da Müyesser Abla ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafımızı koymak istedim. Hemen telefonumdaki tüm fotoğrafları taradım. Pek çok lüzumsuz fotoğraf olmasına rağmen, haksızlıkların karşısında dimdik duran bu asil kadınla çekilmiş bir fotoğrafım bile yoktu.

Ankara Adliyesinde beraber takip ettiğimiz duruşmaların ne öncesinde ne de sonrasında bir fotoğraf çektirmemişiz. Balyoz mağduru emekli albay/yazar Mustafa ÖNSEL’in annesi vefat ettiğinde de gittiğimiz cenaze ve taziyede bir fotoğrafımız yok. Yavuz Selim DEMİRAĞ’ı hastanede ziyaret ettiğimiz günü de bir fotoğraf ile ölümsüzleştirmemişiz. Tesadüfen karşılaştığımız kitap fuarlarında veya bir toplantıda da fotoğrafımız olmamış.

Hâlbuki Müyesser Abla, bağımsız gazeteciliğin en cesur örneklerinden biridir. Gerçek bir kahraman gibi doğru bildiğini yazar ve okuyucularını tarafsız haberlerle aydınlatır. Zaten biri ile bir fotoğraf çektirip, duvarınıza asacaksanız, bu Müyesser Abla gibi bir basın kahramanı ile çekilen bir fotoğraf olmalıdır.

Basınımız bu dönem oldukça zorlu bir sınavdan geçiyor. Önce FETÖ’nün kumpasları ile susturulmaya çalışıldılar; şimdi ise, kafamızda ciddi soru işaretleri oluşturan, FETÖVARİ olaylara şahit oluyoruz. Mustafa ÖNSEL’in bir yazısında değindiği gibi; kazma, ağacın kökünü kazarken, darbelerinin bilinmesine de engel olmak için adeta basını susturmaya çalışıyor.

Yılmadan, çekinmeden, korkmadan, yazan ve çizen tüm kahraman gazeteciler; özellikle bu dönemde milletin gönlünde daha büyük yer ediniyorlar ve susmanın kimseye faydası olmadığını adeta haykırıyorlar. İşte bu kahraman gazetecilerle ileride torunlarıma gururla gösterecek; omuz omuza, kol kola, el ele ve onlara destek olan fotoğraflarım olmadığı için çok pişmanım.

Müyesser Abla serbest kalır kalmaz, hemen adliyenin önünde kol kola, en yüksek pikselli bir kamera ile çekilmiş fotoğrafım olmalı,

Tutuklu olarak Silivri de bulunan Barış TERKOĞLU, Barış PEHLİVAN ve Murat AĞIREL tahliye olur olmaz, cezaevinin önünde o anı ölümsüzleştirmeliyim,

Yavuz Selim DEMİRAĞ ile saldırıya uğradığı evinin önünde, omuz omuza bir fotoğrafımız olmalı,

Yılmaz ÖZDİL ile Maltepe Cezaevindeki ayva ağcının altı olmasa da, herhangi bir ağacın altında gülümseyen bir anımız olmalı,

Seferihisar’daki yazlığının bahçesinde kiremitleri kaldırılmış sundurmasının altında, Fatih PORTAKAL ile olmalıyım,

Elinde her an kullanmaya hazır tuttuğu mikrofonu ile Uğur DÜNDAR’ın gülen gözlerine bakan bir fotoğraf çerçevem bulunmalı,

Mustafa ÖNSEL, Nihat GENÇ ve Erdem ATAY ile VERYANSIN ederken çekilmiş fotoğraflarım olmalı,

Yıllardır FETÖ’nün her türlü pisliğini yazan, kumpaslarına uğrayan Nedim ŞENER ile sohbet ederken “habersiz gibi” çekilmiş bir fotoğrafım bulunmalı,

Aynı liseden mezun olduğum, tarafsız haberleriyle her sabah evlerimize konuk olan İsmail KÜÇÜKKAYA ile bir saatçi dükkânında, ÇALAR SAATLER önünde fotoğraf çektirmeliyim,

Aytunç ERKİN ile Mavi Vatan’a bakan bir tatil yöresinde, DAYININ CASUSLARI’nın gizlice çektiği bir fotoğrafım olmalı,

Bir ODA’nın içerisinde, Soner YALÇIN ile baş başa TV izlerken bir fotoğraf çektirmeliyim,

Toygun ATİLLA ile çektirdiğim fotoğrafları mutlaka İFŞA etmeliyim,

BÜYÜTEÇ ile bakmaya gerek olmayacak şekilde Tolga ŞARDAN ile çok yakından çekilmiş bir fotoğrafım olduğunu herkese gururla söylemeliyim,

FETÖ Borsasını yazan, genç ve cesur gazeteci Can ÖZÇELİK ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası önünde poz vermeliyim,

Buraya sığmayan basın ordusuna mensup, bütün cesur gazetecilerle en azından bir fotoğraf çektirmeliyim. Ölümsüzleştirdiğim bu anları da, bize doğru ve güvenilir haber sundukları için, onlara duyduğum bir şükran olarak paylaşmalı, ofisimin duvarına asmalı, albümlerime koymalıyım.

Ama öncelikle Müyesser Ablayla…

Bir fotoğrafım bile yok!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Erdogan ve avanesi iyice zivanadan ciktilar. Kimin vatansever kimin kalles oldugunu birbirine karistirmaya basladilar. Kendilerinin zararina olabilecek herseyi kapatip susturmaya ve hatta fetoden beter bir sekilde ulkesi ve milleti icin hizmet etmis hayatini adamis degerli Amiral Cihat Yayciyi bile bir gece de tasfiye ederek saldiriyorlar mesnetsiz iftiralarla. Kendi kendini yok ediyor Erdogan yanindaki dengesizler yuzunden farkinda degil aci olan.

  2. 10 Haziran 2020, 20:23

    VARLIK mübârek dergisi NURiYE GÜLMEN’i kapak konusu yapmıştı [bkz: Gülsüm Depeli, “Direnişin bedeni (yaaar, yaaar, yar yandım): Çağırsak gidenleri (şinanay yavrum şinanay nay)”, Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi dergisi, İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Filiz Nayır Deniztekin, Genel Yayın Yönetmeni Enver Ercan, Editör Mehmet Erte, ISSN 1300-1728-0-0, 85.yıl, sayı 1321, 01 Ekim 2017, Baskı Pasifik Ofset Cihangir Mah. Güvercin Cad. No.3/1 Baha İş Merkezi A Blok Haramidere – Avcılar / İstanbul Sertifika No.12027, s.23]. Bakalım Sn.YILDIZ’ı da yapacak mı? Hiç sanmam.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!