1. Haberler
  2. Analiz
  3. Cumhuriyet ad günü kutlanan bir ülke ismi değildir

Cumhuriyet ad günü kutlanan bir ülke ismi değildir

Av. Ayça Sezer Naz yazdı...

featured

Cumhuriyet nedir?

Bunu anlamak için kendimize ve Hindistan’ ın bağımsızlık geçmişine bakmamız kâfidir.

Toplumsal politik devrimciler olarak hem Mustafa Kemal (ATATÜRK) hem de Mahatma Gandi (AZİZ/RASTRAPİTA):  İki büyük çağdaş önder ve Asya’ da siyasal ve toplumsal devrimlerin en büyük meşalesiydiler.

Görünüşte Atatürk dünyaya gerçekliğin kılıcından bakan bir generalken, Rastrapita dünyaya ülkücü romantizmin ışığından bakan bir Gandidir.

Ancak öze inen meselelerde yani; eğitim, laiklik, insan hakları, medeni hukuk, milliyetçilik, dünya barışı, ekonomik gelişme, kadın hakları, antiemperyalizm gibi reel zeminlerde birbirlerine benzerler.

Her iki lidere de tarih göstermiştir ki; ‘…tutsak insanların ve milletlerin duaları dahi kabul olumamakta, kabul olan dualar dahi bağımsızlığını kazananların duaları olmaktadır…

İşte Cumhuriyet bu anlayışın bir ürünüdür.

Yani Cumhuriyet; tam bağımsız olmaktır.

Yoksa bir ülkeye isim takmakla bizim anladığımız ‘Cumhuriyet’ anlaşılacak değildir.

Mustafa Kemal;  ‘…bağımsızlık kimseye armağan olunmaz ve ancak kanla satın alınır..’’ derken.

Yakın zamanlı olarak Mahatma Gandi kendi gazetesi olan “Young İndia’ da; ‘…özgür insanlar olamıyorsak ölelim daha iyi…” demektedir.

Mustafa Kemal ve Mahatma bu söylemlerinden bakılınca aynı şuurun çocuklarıdır.

Her ikisi de devrimden; hem antiemperyalist, hem müreffeh ve hem de teokratik bağlardan kurtulmuş olmayı anlamaktadır ki gerçek de budur zaten.

Bu tür bir kurtuluşta; her şey ve her aşama tam bağımsızlığa hizmet etmektedir.

O halde bugün dahi bakıldığında; bu aşamalar tamamlanmadan bir cumhuriyet’ in varlığından söz edilemez.

Edilse dahi orada olsa olsa bir Humeyni veya Mao Cumhuriyeti çıkar ki örnekleri ortadadır.

***

El sonuç: Ey ahali sizin açınızdan Cumhuriyet’ in 100. Yılı kutlamaları görkemli geçmedi.

Evet geçmedi..!

Çünkü zaten mevcut siyasi zihniyetin de hedeflediği tıpkı sizin gibi bir isimden ibaretti.

O yüzdendir ki her iki cephenin de bir kazananı yok.

Çünkü bağımlılık çöplüğünden kurtularak kendini özgürleştirmiş bireyler her iki cephede de mevcut değil.

Bu ülke; sade devlet değil bir de milleti var.

Ancak ben Millete dönüp baktığımda kendini sisteme kurban etmiş milyonlar görüyorum.

Makamlarına ve varlıklarına ve kurulu düzenlerine sarılmış insanlar görüyorum.

En entel muhitlerde dahi ‘üstümde nasıl durur’ kaygısını görüyorum.

Başkalarının ne düşündüğüne bağlanmış kitleler görüyorum.

Seçim yapmak insiyatifini kullanamayan, toplumsal tabakalarda kendine yer bulmaktan başka sığınağı olmayan insanlar görüyorum.

Hayal gücünden düpedüz yoksun yığınlar görüyorum.

Bugün en aydın ve cumhuriyetçi geçinenlerin dahi; ferdi yaşamında bağımlılık illeti var.

Bakınız sadakat değildir bu.. Bağımlılık diyorum bilhassa.   

Milliyetçilerin çocukları ihalelerde iş tutuyor, sosyal adaletçiler köşklerde oturuyor, dindarlar emek ve hak çalıyor, akademisyenler çanta taşıyor, kocaman kocaman yazarlar göbek atıyor, sivil toplum kuruluşların fonlanmış, sendikaların sararmış, marjinallerin taklitçi, muhafazakarların liberal sürüsü olmuş…

Herkes bir kimliğin asılsız bir bağımlısıyken geriye sorun olarak görkemli kutlamalarımız mı kaldı?

Biz bağımsız mıyız ki Cumhuriyetimiz bağımsız olabilsin.

Bir bağımlılar sürüsü hangi Cumhuriyeti görkemle kutlayacaktı?

***

Bugün buradan ferdi bir sesleniştir aslında bu!

Bir gün Cumhuriyeti çok görkemli kutlanırken görmek istiyorsanız önce kendinizden başlayın.

Hiçbir illete tutunmadan var olabilmenin ne kadar güzel olduğundan başlayın.

Her bir fert bilmelidir ki bizler sadece birer isimden ibaret değiliz.

Cumhuriyet de sadece bir ülke adı değil.

Bizler her birimiz bir seçimler yığınıyız.

Cumhuriyet de öyle!

Özgürleşmek için büyüyen, büyümek için özgürleşen varlıklarız.

İktisadi veya birleşik aile bağlarına ve doğduğunuz sosyal ortama ve kulağınıza küpe edilmiş binlerce şeyin bizi haksız çıkarmasına ve hatta muhteris isteklerimize yenik düşmeden ayağa kalkmakla başlamalıyız.

Çıkarların değil seçimlerin dünyasına girmekle başlamalıyız.

Sadece bir isim değil her birimiz onurlu birer fert olmakla başlamalıyız.

Sonrasında inanın ki o görkemli kutlamalar zaten kendiliğinden gelecektir.

Ve Cumhuriyet de sadece ad günü kutlanan bir ülke adı olmaktan kurtulacaktır.

Sevgiyle kalın..

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!