CVP Sözcüsü Habip Yapar, Suriye’de terör örgütü Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Halep ve Hama kentlerine yönelik saldırılarıyla ilgili videolu bir açıklama yaptı.
Yapar, saldırıların sadece Suriye’nin toprak bütünlüğüne değil, Türkiye’nin güvenliğine de ciddi tehdit oluşturduğunu ifade ederek, “Dünyanın dört bir yanından toplanan şeriatçı ve cihatçı gruplar, Suriye’de şeriat devleti kurma hayaliyle kan dökmeye devam ediyor. HTŞ gibi terör örgütlerinin saldırıları, savaş suçu niteliği taşımaktadır. Türkiye’nin hemen yanı başında böyle bir yapılanmanın güçlenmesine asla izin verilemez.” değerlendirilmesinde bulundu.
‘SURİYE’ ÇAĞRISI
Suriye’nin toprak bütünlüğünün Türkiye’nin bekası için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Yapar, şu çağrıda bulundu:
“Hem PKK/YPG gibi bölücü terör örgütleri hem de HTŞ gibi yobaz ve şeriatçı yapılanmalar, Türkiye’nin geleceği için büyük bir tehlikedir. İktidara sesleniyoruz: Bir an önce Türkiye ve Suriye yetkilileri bir araya gelmeli, bu tehditlere karşı ortak bir mücadele planı oluşturulmalıdır.”
Yapar, açıklamasında şunları söyledi:
“Dünyanın dört bir yanından yobaz, şeriatçı, cihatçı, canlı canlı insanların kafasını kesen, soykırımcı, insanlık dışı, savaş suçu niteliğindeki iğrençliklerini gururla paylaşan, CIA ve MOSSAD tarafından HTŞ adı altında birleştirilen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten nefret eden, laiklik karşıtı yobaz, şeriatçı ve cihatçı El Nusra ve IŞİD’li teröristlerin ülkemizin hemen yanı başında bir şeriat devleti kurmalarına izin verilemez.
Suriye’de, ister PKK/YPG bölücü, ister El Nusra-IŞİD bileşimi HTŞ türü, yobaz, şeriatçı ve cihatçı terörist oluşumlar gelecekte ülkemiz güvenliği için büyük bir tehlike ve tehdittir. Suriye’nin toprak bütünlüğü, Türkiye’nin bekası için önemlidir.
‘İKTİDARA SESLENİYORUZ…’
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi olarak iktidara sesleniyoruz:
Bir an önce ülkemiz yetkilileri ile Suriye yetkilileri bir araya gelmelidir. Hem bölücü PKK/YPG hem de El Nusra-IŞİD bileşimi terörist HTŞ tipi oluşumlara dur denmelidir.
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi olarak kamuoyunun bilgisine saygılarımızla arz ederiz.”
Suriye’nin Toprak Bütünlüğü Türkiye’nin Bekasıdır!
Suriye’nin kuzeyinde, dünyanın dört bir yanından toplanan yobaz, şeriatçı, cihatçı ve insanlık dışı teröristlerin kurduğu yapılar, ülkemiz için büyük bir tehdit oluşturuyor. HTŞ adı altında birleşen bu grupların, ülkemizin yanı… pic.twitter.com/kTEFEpfR8A
— Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (@cvpgenelmerkez) November 30, 2024
SURİYE’DE NE OLUYOR?
Çatışmalar, ilk olarak 27 Kasım’da sabah erken saatlerde Halep ilinin batı kırsalında başladı ve gün boyunca sürdü.
27-28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen terör örgütü HTŞ ve Suriye Milli Ordusu (SMO) içindeki bazı gruplar toplam 56 köy ve noktanın kontrolünü ele geçirdi.
KİM BU HTŞ?
Türkiye’nin Milli Güvenlik Kurulu(MGK) kararıyla terör listesine aldığı HTŞ, El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’nın devamı…
HTŞ, İlib’de Türkiye’ye müzahir gruplara karşı 2019’un Nisan ve Mayıs aylarında yaptığı operasyonlarla kentin yüzde 90’ınında kontrol sağlamıştı.
Ankara İdlib’den Türkiye’ye sivillerin göç edeceği öngörüsüyle HTŞ’ye karşı bir operasyona girişmedi.
Ancak giderek güçlenen terör örgütü, İdlib’de “Ulusal Kurtuluş Hükümeti” kurarak, kentin yönetimini tek başına ele aldı. Örgüt aynı zamanda Türk bayrağının yakılması ve PKK’ya silah sevkiyatı yaptığı haberleriyle de gündeme geldi.
HTŞ’Yİ ILIMLAŞTIRMA PLANI
2020 yılından bu yana İdlib’de tek başına hükümet ilan eden HTŞ’yi ılımlaştırma planı dikkat çekiyor. İlk sinyali 30 Ocak 2020 tarihinde ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey vermiş, Jeffrey “Kendileri (HTŞ), terörist değil vatansever muhalif savaşçılar olduklarını iddia ediyorlar. Bir süredir uluslararası bir tehdit oluşturduklarını görmedik” demişti.
Jeffrey’in açıklamalarının ardından BM’nin raporlarında da İdlib’de tehdit önceliği olarak HTŞ’ye değil, doğrudan El Kaide’ye bağlılığını açıklayan Hurras el Din’e vurgu yapılmıştı.
Bu projeyi açık eden bir rapor da Uluslararası Kriz Grubu’ndan gelmiş, raporda “NATO üye ülkelerinin eninde sonunda HTŞ’yi terör örgütü olarak görmeyi ve etiketlemeyi bırakması gerekir. Birleşmiş Milletler de benzer bir değişikliği desteklemeli” vurguları dikkat çekmişti.