‘Daha Twitter’da 140 karakteri anlamıyorsun Fatih’in vakfiyesini nasıl anlayacaksın?’

featured

Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesi tartışması sürerken, bilgisizce yapılan yorumlara Fatih Altaylı’dan sert yanıt geldi: Twitter’daki 140 karakteri zor okuyorsun Sultan Mehmet’in vakfiyesini mi okudun! Benim yazdığımı anlamıyorsun, okuyup da onu mu anlayacaksın!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’nın açılışında Türkiye’yi ayağa kaldıran Atatürk’e lanetine tepkiler büyürken, Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesi de tartışılmaya devam ediyor.

Söz konusu vakfiyeye dayanarak önce Cumnhurbaşkanı Erdoğan, altında Atatürk’ün de imzası bulunan 1934 tarihli bakanlar kurulu kararı için “tarihe ihanet” demişti.

Ardından da elinde kılıçla Ayasofya’da minbere çıkan Ali Erbaş, “Bizim inancımızda vakıf malı kutsaldır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” dedi.

Fatih’in iddia edilen vakfiyesindeki bedduanın çarpıtıldığını ise saygın tarihçiler ısrarla vurguluyor.

Haber Türk’ten Fatih Altaylı vakfiye tartışlmasıyla ilgili yürütülen cahilce tartışmaları dikkat çekerek sert eleştirilerde bulundu.

Yazısının satır başları şöyle:

“Bir Fatih Sultan Mehmet Vakfiyesi’dir gidiyor günlerdir.

Zannedersin herkes okuyup hatmetmiş de ahkam kesiyor.

Bana gelen maillere falan bakınca da durum bu.

Adını yazmaktan aciz, Türkçe’yi doğru düzgün konuşamayan adam “Ben okudum sen okudun mu?” diyor.

“Nah okudun.”

Ulan ahmak, Twitter’daki 140 karakteri zor okuyorsun Sultan Mehmet’in vakfiyesini mi okudun!

Benim yazdığımı anlamıyorsun, okuyup da onu mu anlayacaksın!

Bakın bilmeden ahkam kesen cühela takımı.

Fatih’in vasiyeti diyebileceğimiz vakfiyesi sadece Ayasofya ile ilgili değildir.

Osmanlı’nın bu en büyük Sultanı, Türk tarihinin en övünülesi iki büyük adamından biri, birincisi tüm malvarlığını vakfiyesinde zikretmiş, neredeyse İstanbul’da değer verdiği her bir eser için vasiyetinde bir pay, bir gelir kalemi ayırmıştır.

Büyüklüğü itibarıyla elbette aslan payı Ayasofya’nındır.

Fatih Sultan’ın gayesi, fetih öncesi ve sırasında bitap düşmüş, boşalmış, içinde yaşayanı kalmamış ve bitik bir kenti yeniden canlandırmak, eserlerle ve nüfusla ihya etmektir..

Kendi bile fetihten sonraki bir kaç yıl İstanbul’da ikamet etmemiş ama bu süre boyunca kenti zorla da olsa iskan etmeye çalışmıştır.

Üstelik de sadece Müslümanlarla değil, Hristiyan tebaa ile de kenti doldurmuş, kenti terk etmiş gayrimüslimler de Fatih Sultan Mehmet’in yarattığı barış ve hoşgörü ortamından sonra kente dönmüş ve yerleşmişlerdi.

Fatih’in bir şeyini örnek alacaksanız, bu hoşgörüsünü, bu büyüklüğünü, dönemine göre çok önde olan özgürlük anlayışını alın.

İlme ve bilgiye verdiği değeri alın.

Çevresini yalakalarla değil, ilim ve bilim adamları ile doldurmasını alın.

İlle de her şeyi Fatih Kanunnamesi denilen 600 yıllık yasaya göre yapacaksanız, korkarım ki yarın “Ve her kimseye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların Nizam-ı Alem için katl eylemek münasiptir. Ekser ulema dahi tecviz etmiştir. Anınla amil olalar” demeye de başlarsınız belki.

Belki bilir belki bilmezsiniz, Fatih Kanunnamesi’nin bu maddesini uygulamadan kaldıran da Osmanlı olmuştur.

Yok eğer kaldırmasalardı ne olurdu biliyor musunuz?

Çok sevdiğiniz Abdülhamit Han, Sultan V. Murat tahta geçtiği gün öldürülmüş olurdu.”

‘Daha Twitter’da 140 karakteri anlamıyorsun Fatih’in vakfiyesini nasıl anlayacaksın?’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!