Depremi çocuk yaşta evliliğin yasaklanmasına bağlayana kızıyoruz da ders kitaplarına neden suskunuz?

featured

Mustafa Solak yazdı…

Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü Bedri Gencer Elazığ’da meydana gelen ve birçok vatandaşımızın öldüğü depremin nedenini twitter hesabında çocuk yaşta evliliğin yasaklanmasına bağladı.[1] Sonra sildi.

Bedri Gencer gibileri söyleyince veya bir gazeteci ortaya tepki koyuyoruz. Oysa ortada olan, çocuklarımıza okutulan ders kitapları var. Çağdışı kalmış zihniyetler, gazeteciler dile getirmeden tepki göstermek ve meseleye esastan yaklaşmak lazım. Tepkilerin geçici olması, çözüm için bu şart.

Kitaplarda kadınlarla ilgili bazı hususları gösterelim.

      • Kölelik ve cariyelik,
      • Cariyenin kendi sahibesini doğurması kıyamet alameti sayılıyor,
      • Kadın evlenmesinde denklik ölçütü aranıyor,
      • Erkek, kadınlar akraba değilse birden fazla kadınla evlenebilir,
      • Boşama yetkisi kocaya ait,
      • Boşama için kocanın mahkemeye gitmesine gerek yok, “boş ol” demesi yeterli,
      • Anneleri ile zifafa girilmeyen üvey kızlarla evlenilebilir,
      • Miras payı Medeni Yasa’ya değil ayete göre düzenlendi,
      • Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
      • Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş,
      • Nafaka varken mehir düzenlendi,
      • Kadına bakmak haram,
      • Mezheplere göre avret yeri farklılığı,
      • Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı,
      • Estetik yasak,
      • Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse Müslüman bir kadınla evlenemez,
      • Dinini ve ahlakını beğendiğiniz dünürün oğluna kızınızı vermezseniz yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olurmuş,
      • Tarih yazıcılığında kadının rolü çıkarıldı,
      • Kadın, eşinin sevmediği kimseleri evinize sokmamalı ve hoşlanmadığı kimselerle konuşmamalı imiş.
      • Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse Müslüman bir kadınla evlenemez.Bu ifadelerin geçtiği kitapları da gösterelim.
  1. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında “Din ve Aile” başlığında evliliğin önemi, içinde köle ve cariyenin de geçtiği Nur Suresi 32. ayetle anlatılıyor. Kitapta diyor ki:

“Kura’nda ‘Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanlarla evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler,  Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.’ ayetiyle evlilik teşvik edilir.”[2]

KADIN EVLENMEYE KENDİ KARAR VEREBİLECEK Mİ?

Bu ders kitabında evlilik engelinin bulunmamasına dair Nisa Suresi 23. Ayet’e atıf yapıldığı şu cümle geçmektedir:

“İslam’da kişinin kendi üst ve alt soyuyla; yani annesi, kızı, kız torunu, halası, teyzesi, erkek kardeşlerinin kızları, kız kardeşleri gibi yakın akrabalık bulunan kişilerle evlenmesi engellenmiştir.”[3]

ERKEK, KADINLAR AKRABA DEĞİLSE BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENEBİLİR

“Fıkıh” ders kitabında geçici evlenme engelleri de şöyle sıralanmıştır:

“• Müslüman erkek müşrik kadınla, Müslüman kadın da Müslüman olmayanlarla evlenemez.

  • Koca üç talakla boşadığı kadınla evlenemez.
  • Bir kadın bir erkekten fazla kişiyle, aynı anda evlenemez.
  • Bir adam aynı anda kadının teyze, hala ve kız kardeşi ile evli olamaz.”[4]

Fıkıh Okumaları” ders kitabında erkeğin kadının iki akrabasıyla birden evlenmesi evlenme engellerinden biri olarak sayılmış ve şöyle denmiştir:

“Bu durum, erkeğin birden fazla kadınla aynı anda evli olması hâlinde geçerli olan bir evlenme engelidir. Örneğin iki kız kardeşin veya hala ve yeğeninin ya da teyze ve yeğeninin aynı anda bir erkeğin nikâh altında olmaları yasaklanmıştır. Ancak bu şekilde olan iki kadından evli olduğu kadın ölür ya da onu boşarsa diğeri ile evlenebilir.”[5]

 BOŞANMA YETKİSİ SADECE KOCAYA AİT

Talak yani boşanma bu kitapta şöyle düzenlendi:

“Bir erkek, üç kere boşadığı hanımı ile artık evlenemez. Buna göre bir erkeğin üç talak ile boşadığı kadın, başka bir erkek ile normal bir şekilde evlenip bu ikinci kocasından normal bir şekilde boşanması veya bu ikinci kocasının ölmesi hâlinde eski kocası ile tekrar evlenebilir.”[6]

Anlaşılacağı üzere boşama hakkı kocanındır ve mahkemeye başvurulmadan boşanmanın önü açılıyor.[7]

ANNELERİ İLE ZİFAFA GİRİLMEYEN ÜVEY KIZLARLA EVLENİLEBİLİR

Evlenilmesi “haram” kılınanlar arasında üvey kızlar ile de evlenilemeyeceğine dair verilen ayet, Fıkıh kitabında şu şekilde yer almıştır:

“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız –eğer anneleri ile zifafa girmediyseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur-, öz oğullarınız karıları, iki kız kardeşi (nikah altında) bir araya getirmeniz ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve çok merhamet edicidir.”[8]

Bir yandan üvey kızla evlenmek, sürekli evlenme engellerinden sayılmakta diğer yandan ayetteki “kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız –eğer anneleri ile zifafa girmediyseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur-” ifadesiyle üvey kızla evlenilebileceğinden bahsetmektedir.

Yani anneleri ile zifafa girmediyseniz üvey kızlarınızla evlenmenizde günah yoktur. Peki zifaf olmadan kadın nasıl erkeğin “karı”sı oluyor?  Cinsel birliktelik bile olmasa aynı evde yaşadığınız karınızın kızıyla evlenmeyi içinize sindirmek nasıl bir duygudur?

MİRAS PAYI MEDENİ YASAYA GÖRE DEĞİL AYETE GÖRE

“Mirastan kimin ne kadar pay alacağı bizzat Kur’an-ı Kerim tarafından belirlenmiştir. Hak sahiplerine belirlenen paylar Kur’an-ı Kerim’in gösterdiği doğrultuda verilmelidir.”[9]

Hüküm çok açık.

KADIN EŞİNİN SEVMEDİĞİ KİMSELERLE KONUŞMAMALI

Aile içi haklar ile ilgili olarak da kocanın istemediği kişilerle kadının konuşmamasının kocanın hakkı olduğu Fıkıh Okumaları kitabında Tirmizî’den rivayet edilen peygamberin hadisine şu şekilde dayandırılıyor:

“Sizin kadınlarınız üzerindeki hakkınız, sevmediğiniz kimseleri evinize sokmamaları ve hoşlanmadığınız kimselerle konuşmamalarıdır. Dikkat edin! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise yedirmek ve giydirmek hususlarında ihsanda bulunmanızdır.”[10]

Kadın konuşmasını istemediği halde erkek istediğiyle konuşabilecek ama tersi olamayacak. Bu, erkeğe boyun eğme değil de nedir!

Kadının isteği yedirilmek ve giydirilmekle sınırlanıyor. Kadının çalışmasına gerek yok, koca giydirsin ve yedirsin.

KADININ ‘AÇMASINA İZİN VERİLEN AVRETİ’

Bu vurguyu pekiştirmek üzere de peygamberin baldızı Esma’nın ince bir elbise giymiş olması karşısında peygamberin sözüne dayandırılan “Ey Esma! Bulûğa erdikten sonra kadının –yüz ve ellerine işaret ederek- şu ve şundan başka yerlerinin (başkaları tarafından) görülmesi doğru olmaz” ifadesi örnek verilmiştir. Kadının yabancı erkekler karşısında avret yeri “yüzü, elleri ve –Hanefi mezhebine göre ayakları hariç- bütün vücududur. Şâfiîler dahil diğer mezhep fakihlerine göre kadının ayakları da avrettir.”[11] Kadının avret yeri Hanefilik’e ve diğer mezheplere göre değişmektedir.

“İmam Hatip Ortaokulu Temel Dini Bilgiler 8. Sınıf” kitabında da benzer ifade var. Avret yerlerine dair şöyle bir hüküm verilmiştir:

“Kadının, mahrem olmayan erkekler yanında açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir. Erkeğin açabileceği yerleri ise göbeği ile dizkapağı arası dışında kalan vücûdudur.”[12]

ELBİSE, KARŞI CİNSİN DİKKATİNİ ÇEKMEMELİ

Yine bu kitapta elbisenin “karşı cinsin dikkatini çekmek amacı taşımadan” giyilmesi belirtilmektedir.[13]

Peki birbirlerine benzediklerine, elbisenin karşı cinsin dikkatini çekmek amacı taşıdığına kim hüküm verecek? Şeriat komisyonu mu? Dini adap komisyonu mu?

KÜRTAJ ‘CİNAYETTİR’ YAKLAŞIMI

Fıkıh Okumaları kitabında kürtajın dince yasaklandığına dair şu ifadeler geçiyor:

“İslam, annenin hayatını doğrudan etkileyecek tıbbi bir zaruret bulunmadıkça anne karnındaki çocuğun düşürülmesini veya aldırılmasını kabul etmemektedir.”[14]

Tecavüze uğrayıp hamile kalan kadının konumu açık kalmakta, açıkça yöneticilerin tecavüz edenin çocuğunun doğmasına yönelik sözleri onaylanmaktadır. Kitapta cenini herhangi bir döneminde öldürmek, düşürmek, aldırmak “cinayet” olarak görülmüş, bunu kasten yapanların cezası üzerinde farklı fıkıhçıların görüşlerine yer verilmiştir. Kimine göre cezası, “cinayet işlemiş birine verilen ceza gibidir.” Bazılarına göre “tam diyettir.” Ceninin müdahale ile öldürülmesi ve çıkarılması, bazı fıkıhçılara göre, yalnızca annenin hayatını kurtarmak için dahi uygun görülmemiştir.[15]Böyle bir durumda anne veya çocuktan birinin sağlığı tehlikeye girdiğinde hangisi tercih edilecektir?

Sorunun yanıtı yoktur. Açıkça kimi siyasetçinin dile getirdiği “cenin değil anne ölsün” anlayışına karşı çıkılmamaktadır.  Dahası farklı fıkıhçıların görüşlerine yer verip de tartışmayı ortada bırakması öğrencinin kendine doğru geleni inanabileceği yönünde ucu açık görüş ortaya atmaktır. Bu durumda cenini aldıran cinayet suçuyla yargılanabilecek, diyet ödeyebilecek veya başka bir ceza uygulayabilecektir.

Taşıyıcı annelik dini açıdan “caiz görülmemiştir.”[16]

ESTETİK YASAK

Estetik konusunda da şunlar belirtilmiştir:

“İslam’da, insanın doğuştan getirdiği özellik ve şeklinin değiştirilmesi ve bu amaçla yapılacak her türlü estetik ve tıbbi müdahale fıtratı bozma olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır.”

Dahası estetik ameliyatlar “güzel görünmek ve dikkat çekmek” için yapıldığında “haram” sayılmıştır.”[17]

TEKFİR EDEN(DİNDEN ÇIKAN) ERKEKSE MÜSLÜMAN BİR KADINLA EVLENEMEZ

Akaid ders kitabında mümine tanınan haklara dair şunlar yazılıdır:

“Müslüman muamelesi görür. Müslüman bir kadınla evlenebilir. Kestiği hayvanın eti yenir, zekât ve öşür gibi dinî vergilerle yükümlü tutulur. Ölünce de cenaze namazı kılınır, Müslüman mezarlığına defnedilir. Eğer bir kimse inancını diliyle ikrar etmezse ona, Müslüman’a özgü bu tür hükümler uygulanmaz.”[18]

Peygamber “cariyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir”[19] diye yanıtlar.

MEB, bu diyaloğu imanı anlatmak için mi sunmuştur? Yoksa cariyeliği, hadise dayanarak meşru mu görmektedir?

MEB, bu sorulara yanıt vermelidir.

AHLAKINI BEĞENDİĞİNİZ KİŞİNİN OĞLUNA KIZINIZI VERMEZSENİZ…

“İmam Hatip Ortaokulu Temel Dini Bilgiler İslam 8” ders kitabında Evlilik konusunda en önemli hususlardan biri olarak “eşler arasında denklik olma” dile getirilmiştir. Denklikte en önemli ölçüt “iman yönünden denkliktir.” Peygamberden hadis sunulmuştur:

Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ‘Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse size dünür olarak gelirse kızınızı ona nikahlayın. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olacaktır.’ Ey Allah’ın Resûlü! Dediler: ‘Eğer o kimsede mal ve denklik olarak bir eksiklik olursa ne olacak? Buyurdular ki: Üç kere ‘Dinini ve ahlakını beğendiğiniz size gelirse kızınızı onunla mutlaka nikahlayın.’ ”[20]

Dikkat edilirse mal da denkliğin bir ölçütüdür.

Sonuç olarak; köleliğin her sınıfta zikredilmesi köleliğin meşru olduğuna dair algıya neden olunmaktadır. Bugün yaşamadığı ve doğru olmadığı belirtilmelidir.

MODEL OLARAK TÜRBANLI KADIN

Ders kitaplarındaki 10 kadın ve kız öğrenci fotoğrafının 9’u türbanlıdır. Bu, yaratmak istedikleri kadın figürünü yansıtmaktadır.

NE YAPILABİLİR?

Bu “Prof” gibi bir başkası da “çok eşlilik yasaklandığı, ahlakını beğendiğiniz dünüre kızınızı vermediğiniz, boşama yetkisi sadece kocaya ait olmadığı için başımıza bunlar geliyor” der mi? Der. Peki bunlar ders kitaplarında çocuğunuza, yeğeninize, torununuza okutuluyorsa dernek, sendika, parti, barolar neden mücadele etmesi gerekir. Bu kurumların üyeleri, neden kurumlarını harekete geçirmelidir. Nasıl?

1) Ders kitaplarındaki, yazıda değinmedim ama Diyanet fetvalarındaki kadın onuruna, eşitliğe aykırı hususlara ilişkin tek tek ders kitapları ve fetvalar incelenip rapor hazırlanmalıdır

2) Bu rapor kitle örgütleri ve partilerle paylaşılmalıdır.

3) Konu üzerine paneller, konferanslar düzenlenip halkın dikkati çekilerek kamuoyu baskısı oluşturulmalıdır.

NOT: Raporu hazırlamak için “Gayrimilli Eğitim” ve “Diyanet’in Fetvaları” kitaplarımdan yararlanabilirsiniz. Ayrıca nasıl yardımcı olabileceğime dair yazabilirsiniz.

Epostam: [email protected]

 

[1]Profesörden skandal deprem yorumu: Çocuk yaşta evliliğin yasaklanması deprem getirdi”, Veryansıntv, 28.01.2020, erişim tarihi 28.01.2020,

[2] Recai Doğan, Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 10, Nev KitapAnkara, 2018, s.75. Ders kitabını şu bağlantıdan indirebilirsiniz: http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=6328.

[3] Doğan, age, s.76.

[4] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2018, s.157.

[5] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, 5. Basım, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2018, s.105. Ders kitabını şu bağlantıdan indirebilirsiniz: httpwww.eba.gov.trekitapicerik-id=6546.

[6] Age, s.105.

[7] Fıkıh kitabı, s.158.

[8] Age, s.187.

[9] Age, s.159.

[10] Age, s.17.

[11] Fıkıh Okumaları, s.124-125.

[12] Fatimetuzzehra Kurt, Sevde Hızlı, Nihal Soydaş, Mustafa Yıldız, Zeliha Karaağaç, İmam Hatip Ortaokulu Temel Dini Bilgiler İslam 8, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2018, s.14.

[13] Aynı yer.

[14] Fıkıh Okumaları, s.162.

[15] Age, s.163.

[16] Age, s.161.

[17] Age, s.159.

[18] Kılavuz-Morgül-Karataş-Yaşaroğlu, age, s.27.

[19] Age, s.39.

[20] Fatimetuzzehra Kurt, Sevde Hızlı, Nihal Soydaş, Mustafa Yıldız, Zeliha Karaağaç, İmam Hatip Ortaokulu Temel Dini Bilgiler İslam 8, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2018, s.29.

 

Depremi çocuk yaşta evliliğin yasaklanmasına bağlayana kızıyoruz da ders kitaplarına neden suskunuz?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 30 Ocak 2020, 14:10

    Kitaplar sonucta herkes tarafindan görülmedigi icin aldigi tepkilerde sinirli oluyor.Prof.sözleri ise medyada duyuldu.Duyuldu da ne oldu,hangi savci inceleme baslatti.Eminim ki o prof.Erdogan icin gözünün üstünde kasin var deseydi vallahi hemen sorusturma baslatilir ve görevden alinirdi.Oldu mu böyle birsey HAYIR.Üniversite yönetimi sözümona inceleme baslatmis hikaye!Bu prof.sözleri aslinda bizi yönetenlerin sevdigi konusmalardir.Öyle oldugu icin bunlar rahat rahat konusuyor aynen yilan gibi isirip zehiri akitiyor sonrada kivrilip gidiyor.Önemli olan bu sözleri söyleyebilme ortamini bulmus olmalaridir.O kadar ilgincki yönetim hakkinda hicbir elestiriye taviz vermeyen savcilar böyle insanlara suskun kaliyorlar.Hitlerin savcilarida böyleydi.Kim Hitlere karsi ise hemen iceri aliniyordu.Yani Türkcesi;Prof.Kitaplarda yazilanlari sifahi olarak söylemistir.Devlet Televizyonu TRT’de 6 yasinda kiz cocuklari nikahlanabilir diyen kisi Karadeniz seyahatinde konusma yapacagi sehire sokulmadi.Adam Savciliga basvurdu ve kendisine konusmaimkani vermeyenler hakkinda sorusturma baslatildi.Kimi kime sikayet edecegiz ki.Ati Alan Üsküdari gecti demisti bunlarin Reis’i.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!