1. Haberler
  2. Gündem
  3. ‘Din Subaylığı’ndan da SADAT çıktı!

‘Din Subaylığı’ndan da SADAT çıktı!

featured

Sadece savaş dönemlerinde kullanılan ve Kıbrıs Barış Harekatı’ndan beri ataması yapılmayan ‘Din İşleri Subaylığı’ için 2020 yılında kadro açılmıştı. ‘Din Subaylığı’nı SADAT’ın da istediği ortaya çıktı.

VERYANSIN TV

Sadece savaş dönemlerinde kullanılan ve Kıbrıs Barış Harekatı’ndan beri ataması yapılmayan ‘Din İşleri Subaylığı’ için iktidar tarafından 2020 yılında yeniden kadro açılmıştı.

TSK’nın “Subay İhtisasları” bilgilendirme bölümünde şunlar söylenmişti: 

“Personelin, moral, sosyal refah ve mutluluğunun arzu edildiği seviyeye ulaşması için manevi telkinlerde bulunur. Din eğitimini, ibadet ve dinî törenleri idare eder. İbadethane ihtiyaçlarını ilgili makamlarla eş güdüm sağlamak suretiyle sağlar. Din işlerini sevk ve idare eder.”

TSK’da açılan kadro 2020 yılında bu yana tartışılırken, SADAT’ın daha önce ‘Din Subaylığı’na yönelik öneriler yaptığı belirlendi.

Gazeteciler Ersin Eroğlu ve Caner Taşpınar’ın kaleme aldığı “Gölge Ordu, SADAT’ın Sır Perdesi Aralanıyor” kitabında ‘Din Subaylığı’ için bastıran, yayınlar yapan, tekliflerde bulunan ismin Adnan Tanrıverdi ve ekibi olduğu anlatıldı. 

İlgili bölüm şöyle: 

TSK’NİN YENİ YÜZÜ: DİN SUBAYLIĞI

“Elbette bunlar yetmedi, TSK’de bir başka alan açıldı; Din Subaylığı…

İktidar, 15 Temmuz sonrasında Harp Okullarını kapatmış, Milli Savunma Üniversitesi adında bir üniversite kurmuştu. Üniversitenin başına da AKP’ye yakınlığıyla bilinen tarihçi Erhan Afyoncu getirilmişti.

Askeri okulların ve akademilerin çatısı olarak kurgulanan üniversitenin başına Afyoncu’nun atanması tepki çekmiş, CHP’den yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanılmıştı: 

Atatürk’e küfredenleri Atatürk kurumlarına atamalarını çok gördük. Şimdi Milli Savunma Üniversitesi kuruluyor, askeri okulların ve akademilerin çatısı olarak. Bu çatıdaki kişi sadece bundan dört yıl önce Fetullah’ın gazetesinde yazı yazıyordu. Bu FETÖ ile mücadele kriterleri düz memura uygulanan kriterler. Yani bir sendikaya üye olmak, Zaman gazetesine abone olmak, Bank Asya’ya 1 lira dahi olsa para yatırmak kriterse bu kriterleri AKP grubuna uygulasak grup kuracak milletvekili bulamazlar. Bu kriterleri uygulasak atadıkları rektörün tutuklanması lazım.

Erhan Afyoncu, FETÖ’nün kapatılan gazetesi Bugün’de 6 yıl boyunca yazarlık yapmış, FETÖ’nün AKP’yi hedef alan operasyonu olarak bilinen 17 Aralık soruşturmasından sonra da yazarlığa devam etmişti. Afyoncu, FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman Gazetesi’nde de bir dönem yazarlık görevinde bulunmuştu.

Ordunun eğitiminin başına Muhteşem Yüzyıl dizisinin danışmanı Erhan Afyoncu’nun atanmasında, gelen tüm tepkilere rağmen geri adım atılmamıştı.

Bu süreçte ordu ile Diyanet arasında da yakın ilişkiler kurulurken, Erhan Afyoncu’nun davetiyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul’da Milli Savunma Üniversitesi’nde “Din İstismarı” konulu konferans dahi verdi.

MSÜ Konferans Salonu’nda, Kurmay Eğitimi alan subaylar ile üniversitenin idari ve akademik kadrosuna hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş şöyle konuşmuştu: 

“Allah insanı ulvi bir gaye ile en güzel şekilde yaratmış ve peygamberler aracılığıyla gönderdiği vahiyle iyilik, doğruluk ve güzel ahlak istikametinde insanlığa yol göstermiştir. İslam adeta bu toprakların harcıdır. Bizler haçlı seferlerinden, milli mücadeleden, 15 Temmuz’a zor zamanlarımızı imanımız ve inancımızdan aldığımız güç ve motivasyonla aştık.”

TSK’deki bu sürece ilişkin son dönemde hızlı gelişmeler yaşanırken, bunun bir parçası olarak orduya subay ve astsubay yetiştiren Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na giriş şartlarında yer alan “irticai faaliyetlere karışmamış olma” ifadeleri kaldırılmıştı.

“Kendisinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin ve velisinin, tutum ve davranışları ile yasadışı, siyasi, yıkıcı, irticai, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olması” şartı yeni yönetmelikte yer almamış, bunun yerine önceki yönetmelikte olmayan “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ya da bunlarla irtibatı olmamak” hükmü giriş koşullarına eklenmişti.

Bu adımın hemen ardından basına yansıyan bir kare, ordunun tarikat bağlarına ilişkin yeni bir tartışma yarattı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli bir amiralin tarikat evinde üniforması üzerine cübbe ve sarık giydiğine dair fotoğrafları ortaya çıkmış, Milli Savuma Bakanlığı bu karelerin araştırıldığını öne sürmüştü.

2020 yılının sonuna gelindiğinde Din Subaylığı resmen başladı.

Din Subaylığı birimi, Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Bilgi Sistemi’ne işlendi. 

TSK Subay Yönetmeliği’nin Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yardımcı sınıflar bölümüne “Din İşleri” ibaresi eklendi.

Din Subaylığı için bastıran, yayınlar yapan, tekliflerde bulunan tabi ki Adnan Tanrıverdi ve ekibiydi. 

Adnan Tanrıverdi, 2 Nisan 2015’te kaleme aldığı “Asker ve Manevi Değerler” başlıklı yazısında, “Ordular dindar olmalıdır” diyordu. Yazının ilk maddesinin başlığı ise şöyleydi: “Asker dindar olmalıdır”.

Yazının “TSK’de Din İşleri” başlıklı bölümünde ise Cumhuriyet dönemi şöyle hedef alınıyordu: 

“Ordumuz, mevcut profesyonel kadroları ile askeri eğitimin yanı sıra fikri ve fiziki kişisel gelişimi de sağlayarak sağlıklı nesillerin yetişmesine önemli katkıda bulunmaktadır. Dindar kuşakların yetişmesi için de benzer katkının olduğunu söylemek mümkün değildir.

Ordumuzun manevî durumunu tespit için; Ümmet şuuru ve İslâm Medeniyeti ile yoğrulmuş Osmanlı dönemi ile laik düşünceyi öne çıkaran ve batı medeniyetinin seviyesine çıkmayı hedefleyen Cumhuriyet döneminde din işlerine verilen önemin mukayese edilmesinde yarar bulunmaktadır.”

‘TABUR SEVİYESİNDE DİN GÖREVLİLERİ’

Tanrıverdi, TSK’ye Din Subaylığı için dört öneri yapmıştı. Bu önerilerde, TSK’de görevli kadın askerler için tesettür, tabur seviyesinde din görevlileri gibi istekler vardı. Bugün bu önerilerin neredeyse hepsinin hayat geçtiğini görüyoruz.

Tanrıverdi’nin dört maddelik TSK’yi dindarlaştırma önerisi şöyleydi: 

1- Silahlı Kuvvetler Mensupları üzerindeki, ibadetten uzaklaşmalarına sebep olan baskılar kaldırılmalı, camide ve cemaatte milletin arasında olma imkânı sağlanmalıdır.

2- Kıyafet Yönetmeliğinde gerekli değişiklikler yapılarak, erkek mensupları sakal bırakabilmeli, bayanlar tesettürlü olabilmelidir.

3- Barış kadrolarında Kara Kuvvetlerinde tabur seviyesinde, diğer kuvvetlerde dengi birliklerde din görevlileri yer almalıdır.

4- Kışlalarda mescitler aktif hale getirilmeli, Silahlı Kuvvetlerde din görevlileri istihdam edilinceye kadar, Diyanet İşleri Başkanlığınca atanacak imamlar kışla mescitlerinde ve savaş gemilerinde görevlendirilmelidir.

Adnan Tanrıverdi, TSK’yi dönüştürmenin yolunun anayasadan geçtiğini biliyordu. Bu yolda taşları adım adım döşedi. Erdoğan’ın yanı başında olduğu dönemde ve öncesinde de müdahalelerini sürdürdü.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 22 Ocak 2022, 09:36

    Seriat devletini asla kurdurmayacagiz hainler…

    Cevapla
  2. 21 Ocak 2022, 22:24

    Hayırlı olsun mübarekler, haha!..

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!