Doğu Akdeniz politikasını eleştiren Soyer: Bırakalım Kıbrıslı kendi kaderini belirlesin

featured

Mustafa Akıncı’nın açıklamalarına tepkiler dinmemişken CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikasını ‘fillerin tepişmesine’ benzetti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz üzerinden adada yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, Türkiye’nin adaya müdahale ettiği savunarak “daha fazla müdahale etmeyelim” dedi. KKTC’de yayımlanan Haberci gazetesine konuşan Soyer, şunları söyledi:

“Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes Ada’nın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım. Herkes çok fazla müdahil oluyor, sadece Türkiye değil… Filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişiyor. Olan Kıbrıslılara oluyor.”

 

Doğu Akdeniz politikasını eleştiren Soyer: Bırakalım Kıbrıslı kendi kaderini belirlesin

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

19 Yorum

  1. 21 Ekim 2019, 05:55

    Anadolu atasözüdür : “Deveye gerdan kır, demişler zart diye yellenmiş!”
    Atatürk’ü istismar ede ede İzmir’e belediye başkanı olsan bile, büyüyemezsin!
    Ufaklığın böyle günlerde bir cümleyle çıkar işte ortaya! İzmir’in onca sorununu bırakmış artık jeopolitik uzmanlığını oynuyor. Bilgi sıfır, sadece emperyalizme göz kırpıyor!
    Ne hazin!

  2. Soros vakfı TESEV üyesi Kemal’in atadığı belediye başkanından ne beklenir ki!Selahattin Demirtaş’ı aday gösterse İzmir oy verir!Gündoğdu marşı veya onuncu yıl marşı söyleyerek kendisini temizler vatansever(!) olur!

  3. Lan g.t onlar bırakıyor mu

  4. 20 Ekim 2019, 19:28

    Yıl 1879 İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli “Kıbrıs Anadolu’nun anahtarıdır” demiş.Tunç Soyer gibi tarih bilmez,jeopolitik bilmez hainlere kalırsak anahtarı teslim edecekler.Soner Polat amiralimizin kitaplarını bir zahmet okusalar biraz olsun aydınlanacaklar .Yazıklar olsun ki bu tipler aday yapılıyor,aday yapıldı diye tıpış tıpış oy veriliyor.Hangi partiden olursa olsun,vatanseverler artık bu tip insanların aday olmasına bile karşı çıkmalı.Ortamı gözlemlediğimizde hep görüyoruz herkes kendi partisinde olanı görmezden geliyor,diğer partiden olana kızıyor.Hep beraber,hepsine karşı çıkmalıyız.

  5. 20 Ekim 2019, 14:25

    Tunç Bey, İzmir ilçelerinden elini çeker mi acaba? Sürdürülebilir yaşamın gereği, yasaların gereği falan demeden bunu yapabilir mi? Yakınındakilerden bunu soracak yürekli biri çıkar mı? Mesele budur; Y-CHP nin anlamadığı…Anlamaya niyeti olmadığı…İzmir, İzmir diyip bazı değerleri fazlası ile yakıştırıyorlar ama İzmir tedaviye ihtiyacı olan kronik bir hasta gibi. Bu tiplerin görünüşte İzmir’e muhtar bile olmaması lazım. Fakat yaşanan gerçek başka…İşte bunu için tedaviye ihtiyacı olan bir hasta benzetmesi İZMİR e tam uygundur. Atatürk’çü, Kemalist geçinir sözde ama bu hasta beyinleri de baş tacı eder.

  6. 20 Ekim 2019, 10:56

    Kılıcdarogli nerden buluyo bunları.nerde yetişiyo bunlar.gaflet mi dalaletmi ve hatta hıyanetmi.İmamoğlunun niye sustuğunu anladınızmı.konuştuķça mal kendini belli ediyor.İzmir belediyesi yunan işgalinde sanki

  7. 20 Ekim 2019, 08:30

    tam bır TUSIAD lı maşa acıklaması.

  8. 20 Ekim 2019, 07:43

    Söyleyecek tek şey var: Zavallı Soyer ! Fikren bu kadar aciz olan birisi nasıl belediye başkanı olmuş? Yoksa aciz değil de hain mi?

  9. Çözüm
    “Kıbrıs Direnişi ve Çözüm” isimli tuğla gibi bir kitap var. Bu adam bunu okusun önce. Hem kitap İzmir’deki Etki Yayınevinden basılmış. Bu adam etki ajanlarını etkisi altında etkilenmiş. EOKA nedir diye sorsan, bir deterjan markası mı, diye yanıt verir.

  10. 20 Ekim 2019, 06:39

    Soyer bey ve gibileri ulusal bilinci bilerek bozmaya yönelik yorumlar ile kendisini o koltuğa oturtanlara hizmet ediyor sonraki seçimlerde bunun karşılığını alır umarım

  11. Böyle bir açıklamayı yapabilmiş ve maksadı belli olan bu kişi kamu görevini, belediye başkanlığı imkanlarını vatana ihanet için kullanıyor olabilir veya ihtiyaç duyulduğunda kullanacaktır. Milli güvenlik sorunudur bu.
    Bunun gibi vatan hainlerini engellemenin bir yolu olmalı.
    Adam fikir özgürlüğü, demokrasiyi kullanıp vatana ihanet edebiliyor. Bir vatandaş olarak böyle özgürlük, böyle demokrasi istemiyorum.
    Hangi demokrasi, nasıl özgürlük ki bu vatana millete tecavüze müsade etsin!

  12. Sen kimsin! Senin görevinle, mevkinle ne alakası var bu açıklamaların. Fikir önderi misin!
    Bu satılmış sapık zihniyet baştan sona varlığıyla milli güvenlik sorunu resmen!
    Nasıl sapık hainlerin arasına düştük şu üç günlük dünyada… Dayanılır gibi değil! Adamın milletten bile korkusu yok… Bu yaratıklar vatan ve millet için ek büyük tehlikedir, açıkça baş düşmanımız bunlardır. Bunlara haddini bildirmenin bir yolu olmalı…

  13. Bunlar nerenin haini böyle ?

  14. Ne Erdoğan ne Soyer bazı konularda birbiri ile yarışıyor, Kıbrıs Türk Yurdu ve Türk olarak kalacak, yaptırım acısı çekilmişken tamamı alınmalıydı….

  15. Sayın Soyer adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım diyor. Ancak Rum kesimi böyle bir düşüncede olmadı.Kıbrıs Türk tarafı Annan Planına yüzde 65 yes be annem “Evet” demişken, Rum tarafı yüzde 76 “Hayır” demiş olmasına rağmen, derhal AB’ye tam üye yapılmıştır. Hem de tüm Kıbrıs adasını temsilen…Hem de Avrupa Birliği Anayasasının değişmez 5 maddesinden biri olan ” bir başka toplumla ihtilaflı olan hiç bir devlet Avrupa Birliğine alınamaz şartına rağmen. Avrupa Birliği anayasasına aykırı bu uygulamayı yaparken kimse ses çıkartmadı. Şimdi de Federasyon adı altında Türk kesini eriterek adanın tamamına sahip olma peşindeler.Türk hükümeti Federasyonu kabul etmeyip. İki devletli çözümden yana. Avrupa ve Türkiye içinde Rumların ,Avrupa Birliğinin,ABD ve İsrailin tezide federasyondur. Bu tezin Türkiye içinde destekçilerinden biri de Sayın Sonerdir.

  16. Bu insan daha ordakilerin Turk oldugundan haberi yok.Kibrililar diyor.Chp zihniyeti iste bir de bunlara oy veren sahte Ataturkculer var.

  17. 19 Ekim 2019, 19:19

    Atatürk ve Kıbrıs
    Ada 1878’de İngiliz idaresine geçmesine rağmen Kıbrıslı Türklerin Anadolu ile bağları hiç kopmamış, tam tersine daha güçlenmiş.
    Bu bağın gücü özellikle Kurtuluş Savaşında tam olarak ortaya çıkmış.
    Kıbrıs’taki yerel Türk gazetelerinin teşvik ve kampanyaları sonucunda, adadaki «İngiliz Sömürge Hükümetine» rağmen adanın her köşesinde Anavatan Türkiye’ye yardım seferberliği başlatılmış ve birçok gönüllü Kıbrıs Türkü de Kurtuluş Savaşına katılmak üzere Anadolu’ya gitmiş.
    Kıbrıslı Türkler, İstanbul’u işgal eden düşmanın topraklarında yaşamalarını sürdürmelerine rağmen her tür cezayı göze alarak Anadolu’daki Türk halkına yardım için canla başla çalışmışlar.
    Ulusal Kurtuluş Savaşının başlaması ile birlikte Kıbrıs’ta tüm Türk kurum, kuruluş ve kulüpleri bir araya gelerek “Muhacirini İslamiye’ye Yardım Cemiyeti” adlı bir üst kuruluş meydana getirmişler ve bu kuruluş vasıtası ile yardım kampanyaları düzenlemeye başlamışlar. 1920 ile 1922 yılı arasında Yunan zulmüne uğrayan Türk halkına ve bu zulme kahramanca karşı koyan Kuvay-ı Milliye’ye yardım için gönüllü gençler/kadınlar tarafından 22 civarında piyes ve müsamere düzenlenmiş. Hem de sahne yokken, para yokken, savaş yılları devam ederken…
    Oynanan oyunlardan, düzenlenen açık artırmalardan ve toplanan bağışlardan elde edilen 600 Sterlin “Muhacirın’ı İslamiye Cemiyeti” kanalı ile Anadolu’ya, Atatürk’e gönderilmiş.
    Bu işe çok bozulan İngiliz Sömürge Yönetimi Hürriyet ve Terakki Kulübü’nün 25 Mart 1920’de verdiği müsamerenin hasılatı olan 320 sterlinin 270 sterlinden oluşan ilk partisinin Anadolu’ya gönderilmesini yasaklayınca, para bir Kıbrıslı Türk’ün cebinde Londra’daki Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) aracılığı ile gönderilebilmiş.
    Kurtuluş savaşında kahramanlık gösteren Kıbrıslı Türklerden Atatürk’ün elinden nişan alan ve soyadı takılan Kıbrıslı Türkler de var.
    Mülazim Tahir Bey: Stratejik önemi olan bir tepeyi iki makineli tüfekle ve 15 neferle 15 gün hiç bir yerden yardım görmeksizin müdafaa ederek düşmanın ilerlemesine mani olmuş.
    Dr. Binbaşı Osman Necmi Bey: Kurtuluş Savaşı ve Sakarya Harbinde yararlıklar göstermiş.
    Osman Bey istiklal Cidaline de iştirak etmiş ve Sakarya Harbinde bulunmuş. 1921 senesinde kendisine İstiklal Madalyası verilmiş.
    Fatih Güvendiren Bey: Milli Mücadele esnasında Eskişehir Mutasarrıfı olarak büyük hizmetleri görülmüş, beyaz şeritli istiklal madalyası ile onurlandırılmış, soyadını da Atatürk vermiş. Atatürk tarafından uygulamaya konan devrimlerin başarılmasında, Kastamonu ve Bursa valisi sıfatıyla önemli rolü olmuş.
    Harf Devrimi, Kılık- Kıyafet Yasası, Soyadı Devrimi vb. gibi değişiklikler yasa gerektirmediği için Kıbrıslı Türkler tarafından derhal uygulamaya konmuş. Dil encümeni kararından sadece 3 ay sonra 23 Ağustos 1928’de Lefkoşa’da toplanan Kıbrıs Türk Öğretmenler Cemiyeti Kurulu, Türkiye’de Latin Harfleri kabul edildiği zaman bunun Kıbrıs’ta da kabul edilmesini karara bağlayarak eğitimde yeni harflerin kullanılmasının ilk adımını atmış, İngiliz Sömürge Yönetiminin tüm baskısına rağmen.
    Kıbrıs’ta basının öncülüğünü yapan Söz gazetesi sahibi Mehmet Remzi Okan’ın Almanya’dan sipariş edilen yeni Latin Harfleri’ni almak için İstanbul’a gittiğini işiten Atatürk bu girişimden çok memnun kalmış ve Söz gazetesinin yeni Latin Harfleri siparişinin parasının ödenmesi için talimatını vererek desteğini/ mutluluğunu bu şekilde ortaya koymuş.
    Kıbrıs Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından daima önemsenmiş ve bu önem birçok kez büyük önderce açık bir şekilde vurgulanmıştır.
    Atatürk’ün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1930’lu yıllarda Antalya bölgesinde yaptığı bir tatbikatta söylediği “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için çok önemlidir.” sözleri ile Kıbrıs adasında meydana gelen 1931 Rum isyanlarından sonra Ankara’ya gelen ve kurulacak olan mukavemet hareketi için yardım isteyen bir Kıbrıs Türk heyetine o günlerin zor ekonomik koşulları altında büyük bir maddi yardımda bulunması, ATATÜRK’ün Kıbrıs adasına bakış açısını göstermekte.
    Günümüze kadar da bu bakış ve değerlendirme hiç değişmediği gibi aksine daha da arttı.
    Prof. Dr. Ata ATUN
    11 Kasım 2011

  18. 19 Ekim 2019, 19:14

    ‘‘Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir…”
    Gazi Mustafa Kemal Atatürk

  19. YCHP yöneticileri Türk milletinin çıkarlarınından çok uzaklaşmış, bir türlü Yunan politikacıları gibiler…İlk seçimde Sandığa gömülmeleri Türk mlletinin hayırına olacak…

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!