Dolar neden artıyor? ‘İşte Merkez Bankası rezervleri bugünler içindi’

Dolardaki artışla ilgili Türk lirasındaki kırılganlığı dikkat çeken ekonomi gazetecisi Recep Erçin, Merkez Bankası’nın eksiye düşen rezervine işaret etti. Erçin, “Türkiye’nin bu ani sermaye çıkışlarına karşın elinde bir savuna mekanizması olarak rezervi vardı. Ancak rezervin eksi 35-40 milyar dolar düzeyine gerilediği öğrenildi” dedi.

Doların 3 gün içinde 50 kuruş birden yükselişi, gözleri yeniden döviz kurlarına çevrildi.

6,90 TL’den 7,40 TL’nin üzerine çıkan dolardaki yükselişin nedenleri konuşuluyor.

Ekonomi gazetecisi Recep Erçin, piyasalardaki panik anlarında Türk ekonomisinin kırılganlığına dikkat çeken Erçin, “Son dönemde Türkiye’nin bu ani sermaye çıkışlarına karşın elinde bir savuna mekanizması olarak rezervi vardı. Fakat ekonomistlerin hesaplamalarından öğreniyoruz net rezervler eksi 35-40 milyar dolar düzeyine geriledi. İşte her şey iyiye giderken bu parayı harcasanız belki pek kimse sorgulamaz ama sermaye akımlarına göbekten bağlı bir ekonominiz varsa böyle nazik dönemlerde gözler ilk size çevrilir” ifadelerini kullandı.

Veryansın Tv’ye konuşan Erçin’in değerlendirmelerinin satır başları şöyle:

“Piyasalarda küçük çaplı bir panik havası oluştu. Bu esasen ilk dalga. 2021 çok dalgalı geçecek. Fırtınalı olmamasını umalım.

Küresel emtia fiyatlarının hızla yükselmesi sonucu zaten alttan alta bir tedirginlik vardı. İşi bilenler uyarıyordu. Bakın petrol fiyatı ekim ayının sonundan bu yana sürekli yükselişte 66 dolar kadar geldi. Enflasyonist beklentiler güçlendi. Bu yüzden ABD tahvillerine kayış oldu. ABD tahvillerine yönelim olunca ilk feda edilenler gelişen ülkeler olur. Buradan öteden beri kırılgan ülkeler listesinde başı çeken Türkiye de en çok etkilenenlerden olur.

Son dönemde Türkiye’nin bu ani sermaye çıkışlarına karşın elinde bir savuna mekanizması olarak rezervi vardı. Fakat ekonomistlerin hesaplamalarından öğreniyoruz net rezervler eksi 35-40 milyar dolar düzeyine geriledi. Büyümek için harcadık. İşte her şey iyiye giderken bu parayı harcasanız belki pek kimse sorgulamaz ama sermaye akımlarına göbekten bağlı bir ekonominiz varsa böyle nazik dönemlerde gözler ilk size çevrilir.

Ben dolar kurunda bir yukarı gidiş bekliyordum. Bunu neye göre bekliyordun derseniz bir defa 7 TL’nin altı gerçekçi değil. TL’nin o kadar değerli olmasını gerektirecek hiçbir makro gelişme yok. Ekim sonundan beri 20 milyar dolara yakın para girdi ülkeye bu sayede düştü. İşte dün de gördük geçen hafta itibarıyla hisseden çıkıyor yabancı ama devlet tahvillerine giriş sürdü. Bu birkaç haftadır böyle. Demek bu hafta küresel panikle birlikte buradan da çıkış oldu.

Bir düzeltme oldu esasen TL için de. Aşırı değerli bir yere gidiyordu. İhracatçılar rahatsızdı. Rekabet avantajlarını kaybediyorlardı. Bakın IIF’nin Başekonomisti Robin Brooks kasım ayında da bunu söyledi. Geçen yıl temmuzda da söyledi, “TL için adil değer 7.50’lerdir” diye. Bu adamlar bu küresel finansal akımları iyi inceleyen ellerinde geniş veri seti olan adamlar. Bunlar onu diyorsa orada bir çıpa belirlemişler demektir.

Senin enflasyonunda bir düzelme yok. Dış dengende henüz kalıcı anlamda bir toparlanma yok. Kredi piyasanı kıstın ama sıcak para girince hemen faizler aşağı çekildi. Merkez değil ama bankalar çekti. Ekonomik bağımlı gibi krediye aç. Şimdi orada bacağı kestin ama Merkez Bankası da son Kurul açıklamasında diyor “bireysel kredilerde artış var” diye. Bankam bana habire mesaj atıyor şu kadar limitli krediniz hazır diye.

Neyse TL kırılgan bir durumda. TL’nin kazandığı değer tamamen sıcak para girişiyle alakalıydı. Şimdi küçük çaplı bir panikte burada çıkarlar o zaman da içeriden döviz çekecekleri için kur yükselir. Bunda endişe etmeye gerek yok. TL’nin ne aşırı değerli ne de aşırı değersiz olması lazım. Ben verili koşullarda 7.40-7.60 arasını denge olarak görüyorum. Kurun artmasına ilişkin işte Berat Albayrak tartışmaları filan bunlar bence etkisiz. Zaten kur haddinden fazla aşağı gelmişti. Şimdi biraz dengeye oturdu.”