Yaşı ve emeği gereği ‘duayen’ sayılan Rahmi Turan’a, bu kez gerçekten ‘duayen’ gazeteci Melih Aşık’tan ‘kaynak’ dersi niteliğinde sorular geldi.
Melih Aşık, Milliyet’teki köşesinde “Kaynağım nerede?” başlıklı yazısında, Rahmi Turan’a kesin sorular soruyor ve gazetecilik dersi veriyor.
Melih Aşık’ın 26 Kasım 2019 tarihli yazısının ilgili bölümü şöyle:
Basın Kanunu der ki: ‘Gazeteci… haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.’
İfade özgürlüğünü korumaya yönelik bu ilke zaman zaman kötüye kullanıldığı için ‘Gazetecilerin Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne şu madde konuldu:
‘Kaynağı tarafından açıkça yanıltıldığı durumlarda gazeteci kaynağını açıklayabilir.’
Gazeteci kaynağını gizleyebilir ancak kendisine şu soruları da sormalıdır:
– Kaynak sağlam mı? Verdiği bilgiye güvenilir mi? Elinde verdiği bilginin kanıtları var mı? Amacı nedir? Gerçeği ortaya çıkarmak mı, bazı kişi ve organlara tuzak kurmak mı? Bu olayın yazılmasında kamu yararı var mı?
Rahmi Turan, o bilgileri alırken en azından Talat Atilla’nın konuyu neden kendi internet sitesinde yazmadığını sorgulamalıydı. İki… Talat Atilla yalan olduğu ortaya çıkan bilginin kaynağını saklamak hakkına artık sahip değildir? Kendisine bu yalan bilgiyi veren her kimse onu açıklamalıdır. Açıklamadığı takdirde ‘haberi uydurmuş’ veya “komploya bilerek ortak olmuş’ sayılacaktır.