1. Haberler
  2. Gündem
  3. Erdoğan: Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil

Erdoğan: Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aslında adil bir dünya mümkün ama Amerika'yla değil. Çünkü Amerika İsrail'in yanında yer alıyor." açıklamasında bulundu.

featured

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde AKP İnsan Hakları Başkanlığının düzenleyeceği “Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı”nda konuştu.

Erdoğan, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75 sene evvel büyük umutlarla kabul edildiğini ifade ederek, “Aradan üç çeyrek asır geçmesine rağmen bu metin insanlığın kazanımları açısından kritik bir belge olma vasfını hala koruyor. Daha adil, daha özgür, daha insan odaklı bir dünya idealiyle kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 75 yıldır uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatmayı sürdürüyor.” diye konuştu.

Beyannamenin bu yönüyle küresel barışın ve istikrarın tesisine rehberlik ettiğini kaydeden Erdoğan, “Her ne kadar insan hakları ihlallerini sona erdirememiş olsa da beyannameyi insanlığın onurlu yaşam mücadelesinin köşe taşlarından biri olarak görüyoruz. Beyannamenin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda küresel ölçekte bir hassasiyetin oluşmasına ciddi katkılar sağladığına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

‘GÖÇMENLERİN ÇOĞUNLUĞUNU OLUŞTURAN MÜSLÜMANLARDIR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü dünyanın pek çok yerinde insan hakları ayaklar altına alınırken karşıladıklarının da bir gerçek olduğunu söyleyip şöyle devam etti:

“Batı toplumlarını zehirli bir sarmaşık gibi saran İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı, insan haklarına yönelik tehditlerin en başında yer alıyor. Yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve faşizan uygulamalardan en fazla mağdur olan kesim hiç şüphesiz göçmenlerin çoğunluğunu oluşturan Müslümanlardır. Terörist ve terör kavramları İslam’a saldırmanın, Müslümanları tahkir etmenin, masumları katletmenin bir kılıfı haline dönüştürüldü.

‘FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ BAHANESİYLE…’

“Nefes alamıyorum, nefes alamıyorum diyerek can veren George Floyd’un dramını asla unutamayız. Benzer olaylarla daha sonra da karşılaştık. Aylan bebek… Aylan bebeğin nasıl dalgalarla kıyıya vurduğunu izledik. Aylan bebeğin ölümü Batı’yı insafa getirmedi. Aylan bebek bir astsubay çavuşumuzun kucağında görüldüğü gibi ebediyete yürüdü. Filistin kefhiyesiyle gezen 3 genç Amerika Birleşik Devletleri’nde sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Batılı ülkeler Christchurch saldırısından hiçbir ders çıkarmadı. Hatta fikir özgürlüğü bahanesiyle İslam ve Müslüman karşıtı eylemleri meşrulaştırdılar, tasvip ve teşvik ettiler. Ne güvenlik boyutuyla, ne hukuki ve siyasi olarak bu eylemlerin önüne geçecek hiçbir tedbir almadılar.

‘BM İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ GÖZ GÖRE GÖRE ÇİĞNENİYOR’

Son dönemde Batı’nın barbarlık vasfının örneklerini doğrudan yaptığı ve dolaylı olarak destek verdiği hadiseler vesilesiyle giderek daha sık görmeye başladık. İnsanlığa karşı işlenen suçların eninde sonunda mahşeri vicdanda yargılanmak, faillerinin de tarih önünde hesap vermek gibi bir özelliği vardır. Giderek şiddetlenen barbarlık örneklerini ve arşa yükselen masum çığlıklarını bir dönüm noktasına yaklaştığımızın işaretleri olarak görüyoruz. Bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin göz göre göre çiğnendiği yer, Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarıdır. Gazze halkının 7 Ekim’den beri hayatı başta olmak üzere her türlü hakkı işgalci İsrail güçleri tarafından pervasızca yok edilmektedir. İsrail’in hedef gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda 18 bini aşkın Gazzeli kardeşimiz şehit oldu. Ramallah’ta yerleşimci denen teröristlerin ve İsrail güvenlik güçlerinin saldırılarında 300’e yakın Filistinli şehadete yürüdü. İsrail’in alçakça katlettiği her 3 Filistinli’den 2’si kadın veya çocuktur. Anne ve babalarının beyaz kefenlerine sarılarak gözyaşı döktüğü masum sabiler İsrail’in vahşetinin sembolleri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethanelerde okullara, hastanelerden mülteci kamplarına, evlerden çarşı pazarlara kadar tüm sivil yerleşim yerleri İsrail tarafından alçakça bombalanıyor. Gazze’deki binaların 3’te 2’si ya tamamen yıkılmış ya ağır hasar almış ya da kullanılamaz hale gelmiştir. İsrail Gazze halkının suyunu, gıdasını, elektriğini ve iletişimini keserek milyonlarca insanı açlığa ve ölüme mahkum etmiştir. Bugün Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gazeteciler değil aynı zamanda insanlığa dair tüm değerler de katledilmektedir.

‘ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN AMA AMERİKA’YLA DEĞİL’

Bu vahşet karşısında uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçecek hiçbir somut atmıyor. Biz ne dedik? Dünya 5’ten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye ve geçici üyeler fakat sadece Amerika’nın red oyuyla maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Biz ne diyoruz? Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil. Çünkü Amerika İsrail’in yanında parasıyla, bütün silah mühimmatıyla yer alıyor. Ey Amerika bunun hesabını nasıl vereceksin? İnsanlık Amerika’ya insanlık için gerçekten Amerika bir Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi’ne destek veren ülkedir demeyecek bundan sonra, başta biz. Diyemeyiz. Çünkü İsrail’in yanında yer alan Aylan bebeklerinin karşısında yer alanlara diyoruz ki, biz de sizin karşınızdayız.

‘GEZİ OLAYLARINDA SAATLERCE CANLI YAYIN YAPAN…’

Ülkemizdeki gezi olaylarında ve Ukrayna’nın işgalinde olay yerlerine kamp kurup saatlerce canlı yayın yapan BBC’den CNN’ine allı şanlı basın organlarının en büyük icraatları failleri gizleyip zulmü gözlerden kaçırmaktan ibarettir. Biliyorsunuz bizim TRT’nin ve Anadolu Ajansı’nın bir şehidimiz ve kamerayı paramparça ettiler. Hani ne oldu, siz basın özgürlüğünden yanaydınız? Basın yayına hep savunucuydunuz, nasıl oldu? Bunların her şeyi yalan ve 70’i aşkın basın mensubu Gazze’de ne yazık ki ebediyete yürüdü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden ise bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan güvenlik konseyi 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne çatışmalar bir an önce dursun diyen 121 ülkenin iradesi, ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çabaları ne de geçici üyelerin samimi gayretleri, güvenlik konseyinin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı az önce söyledim. Amerika’nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5’ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmesi olmazsa olmaz şarttır, şart. Bu Birleşmiş Milletlerle, bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’yle insanlığın bir yere varması mümkün değil. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da aynen bu ifadeleri kullanan bir lider olarak söylüyorum. Gazze’deki zulümlerle birlikte Birleşmiş Milletler’in bu aciz ve işlevsiz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inanıyoruz. Gazze’den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez.”

‘SON 21 YILDA, SESSİZ DEVRİMLERLE…’

İnsan hak ve hürriyetleri açısından böylesi trajik bir dönemde Türkiye, insanı ve insani değerleri önceleyen bir anlayışla hamlelerine devam ediyor. Son 21 yılda, hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle vatandaşlarımızın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hak ve özgürlüklerini kullanmalarını kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Cebinde ay yıldızlı kimlik taşıyan herkesin hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini temin ettik. Ülkemizde hiç kimsenin kökeni, inancı, ibadeti, meşrebi, dili, kıyafeti, sakalı, baş örtüsü, dini ve kültürel tercihleri sebebiyle ötekileştirildiği bir iklimi asla kabul etmedik, aksini savunduk.

‘TEK PARTİ FAŞİZMİNİN AÇTIĞI YARALARI BİZ SARDIK’

Eğitim hayalleri, üniversite kapılarında yıkılan kızlarımıza yönelik ayrımcılığa biz son verdik. Kılıf kıyafetinden dolayı iş hayatından, devletten, bürokrasiden hatta ve hatta siyasetten dışlanan kadınlarımıza haklarını yine biz teslim ettik. Ülkemiz kadınları seçilme hakkını yani parlamentoda hiçbir kısıtlama olmadan görev yapma imkanını tam manasıyla bizim dönemimizde kullanabilmiştir. Kamu denetçiliği ve insan hakları eşitlik kurumu gibi yeni yapılarla hak arama yollarını genişlettik. Devlet vatandaş ilişkisinde köklü bir paradigma değişikliği gerçekleştirdik. Hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlarımıza eşit davranan, bunları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini biz sağladık. Tek parti faşizminin ve darbelerin milletimizin gönül dünyasına açtığı yaraları hamd olsun yine biz sardık. Adaletin ve güvenlik hizmetlerinin kalitesini artırarak, adil yargılanma hakkı için çok sayıda çalışma yaptık. Bu amaçla yargı reformu yasa paketleri, insan hakları eylem planları hazırlayıp hayata geçirdik. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulayarak bu suça ilişkin cezaları artırdık zaman aşımını kaldırdık.

‘TÜRKÇE DIŞINDAKİ DİL VE LEHÇELERDE ÖĞRENİMİN ÖNÜNÜ AÇTIK’

Farklı din, mezhep ve inanç gruplarına ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerini kolaylaştırdık. Resmi dilimiz olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önemini açtık. Bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkan tanıdık. Kürtçe yasak mıydı? Yasaktı, önünü biz açtık. Her türlü siyasi propagandayı Kürtçe olarak da benim Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim yapabiliyor mu? Yapıyor. Önünü biz açtık. Nefret suçu, ilk kez bizim dönemimizde caza mevzuatımıza girmiştir. Alevi ve Bektaşi kardeşlerimiz ile Roman vatandaşlarımızın haklarına yönelik bir çok önemli düzenlemeyi yaptık. Kültür Bakanlığımız bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımız bu çabalarımızın en güzel meyvelerinden biri olmuştur.

‘BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARI MESELESİNİ ÇÖZÜME KAVUŞTURACAĞIZ’

Yaklaşık 40 yıldır kan döken, vatandaşlarımıza kan kusturan bu alçakları tarihin çöp sepetine atmadan mücadeleyi elden bırakmayacağız. Son 21 yılda yaptıklarımızın tamamını çok kıymetli bulmakla beraber hak ve hürriyetler meselesinde durağan bir yaklaşım sergilemiyoruz. Hayatın değişen dinamiklerini içinde biz de kendimizi sürekli yeniliyoruz, sürekli geliştiriyoruz. Vatandaşlarımızın bizar olduğu ne varsa, hepsinin de çözümünü bulmak ve uygulamak bizim asli vazifemizdir. Mesela, başıboş sokak köpeklerinin zarar verdiği insanlarımızın haklarını korumanın da görevimiz olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Başıboş sokak hayvanlarıyla ilgili artan şikayetlerin farkındayız. Önceki gün Ankara’da yaşanan ve bir evladımızın ağır yaralandığı elim hadise hepimizin yüreğini dağlamıştır. Bu sorunu inşallah inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimizin bize vazettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız.”

YEREL SEÇİM MESAJI

Yerel seçimi de hatırlatan Erdoğan, “İnsanın hak ve hukukunun söz konusu olduğu hiçbir alanı boş bırakmıyor, görmezden gelmiyor, ihmal etmiyoruz. Elbette bazı süreçler vakit alabiliyor ama nihayetinde her meseleyi hal yoluna koyuyoruz. Vatandaşlarımızdan hükümetimize güvenmeye, bize inanmaya, bize destek olmaya devam etmelerini istiyorum. 31 Mart’ı unutmuyoruz değil mi? 31 Mart’a hazırlanıyoruz değil mi? 31 Mart için ne diyoruz, inşallah yeniden İstanbul diyoruz ve yola devam ediyoruz. Yeniden Ankara diyoruz ve yola devam ediyoruz. Durmak yok, yola devam diyoruz” dedi.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Reise helal olsun hem iktidar hem de kendi muhalefetini yapıyor. tipitip ychdpkk hdpkk psikopat teyze türlü çeşitli şekilsizi görünce halk yine de iyisi bu diyor.

    Cevapla
  2. vay vay vay, ummetin lideri. kendince gaz veriyor. Mehmet ile Cinali nasillar, keyifler yerindedir umarim.

    Cevapla
  3. Bu adamın konuştuğu hiçbir şeye inanmamak gerekiyor. Ne söylerse tersini yapıyor.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!