Erdoğan: CHP’nin Sözcüsü’nün dedesi İçişleri Bakanı’yken Erzincan depreminde 33 bin insan öldü

featured

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Sözcüsü’nün dedesinin İçişleri Bakanı olduğu dönemde (1939) yaşanan Erzincan depreminde 33 bin kişinin rahmetli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki deprem çalışmalarına ilişkin eleştirilerini sert sözlerle yalanlayan Erdoğan, “Sus da adam sansınlar” dedi. Erdoğan, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın dedesinin İçişleri Bakanı olduğu dönemde yaşanan 1939 yılındaki Erzincan depreminde 33 bin kişinin rahmetli olduğunu söyledi.

Riskli yapı olarak ilan ettikleri 688 bin birimin 670 binindeki tahliye ve yıkımları tamamladıklarını anlatan Erdoğan, “Devlet olarak şu ana kadar riskli yapı tespiti yapılan 1 milyon 395 bin bağımsız birimdeki kentsel dönüşüm çalışmaları için 5 milyon vatandaşımıza yaklaşık 15,5 milyar liralık destek verdik. Hiçbir meblağ insanımızın canından daha kıymetli değildir. İstanbul başta olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde bu süreci hızlandırmamız gerektiği anlaşılıyor” diye konuştu.

“Tabii bu sadece kamunun imkanları ile olacak bir iş değildir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin de oturduğu binanın depreme dayanıklılığını tespit ettirmesi, şayet bu konuda herhangi bir sıkıntı varsa, gerekiyorsa kendisi de üstüne biraz koyarak hızla sağlam bina inşası için harekete geçmesi gerekiyor.”

Erdoğan şunları söyledi:

Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, “5 gün oldu, enkaz hala kaldırılmadı” diyor.

Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar. 

İzmir milletvekilisin… Düşünebiliyor musun? Şöyle bir uğrayıp dönüyorsun. Başından sonuna kadar kalman lazım. o ilin vekilisin yahu. Bunu da yapmayıp orada hayatını her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hakkında ileri geri konuşuyorsunuz.

Kızılay ile ilgili de bir şey demişti, hatırlarsınız. ‘Bir tane Kızılay çadırı görmedim’ demişti.

Şimdi burayla ilgili de Kızılay’a verdiler veriştirdiler. Kızılay orada, AFAD tüm imkanlarıyla orada. 4000’e yakın çadırla orada hazır oldular. Yoğun şekilde de çadır kuruluşları yapıldı.

Hangi imkanlar istendiyse bunlar sağlandı.

Yaşanan her felaket bize ülkemizin deprem kuşağında olduğunu, her an yeni sarsıntılarla karşılaşabileceğimiz gerçeğini tekrar hatırlatıyor.

Bu konuda milat hiç şüphesiz 1999 depremidir. Bu işin çok daha gerisi var. Erzincan, Erzurum, Çaldıran’dır… Bunlar çok daha önceleri.

Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesinin sözcüsü de o zaman İçişleri Bakanı’ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler. 

Biz şimdi orada Tarım Orman Hayvancılık’a ait bölgeyi 1 milyon 400 bin metrekare, burayı rezerv alan olarak şuanda yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Konutları Çevre Şehircilik Bakanlığımız inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın.

Tüm oradaki zeminle ilgili etütler yapıldı, adımlarımız buna göre atılıyor. Genişleme noktasında da daha farklı rezerv alanlarını oluşturma gayreti içindeyiz.

TOKİ ile başlatılan konut atılımı özel sektörün de gayretleriyle önemli bir dönüşümün gerçekleşmesini sağlamıştır. Hala dönüştürmemiz gereken 6,7 milyon konut bulunuyor.

İstanbul başta olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde bu süreci hızlandıracağız.

MİLLETİMİZ DE BİRAZ ÜSTÜNE KOYARAK…

Devlet olarak şu ana kadar riskli yapı tespiti yapılan 1 milyon 395 bağımsız birimdeki kentsel dönüşüm çalışmaları için 5 milyon vatandaşımıza 15 buçuk milyar liralık destek verdik. Hiçbir mebla insanımızın canından daha değerli değildir.

Milletimizin de oturduğu binanın depreme dayanaklılığını tespit ettirmesi şayet bu konuda herhangi bir sıkıntı varsa gerekiyorsa kendisi de üstüne biraz koyarak hızla sağlam bina inşası konusunda harekete geçmesi gerekmektedir. Kamunun tek başına altından kalkması mümkün değildir. 

Deprem sonrasında devreye girecek afet planlarını sürekli güncelliyoruz, dikkat edilirse artık depremlerin ve diğer afetlerin ardından çok hızlı ve etkin bir müdahale ile vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz.”

Erdoğan: CHP’nin Sözcüsü’nün dedesi İçişleri Bakanı’yken Erzincan depreminde 33 bin insan öldü

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Izmir depreminde devlet dakikalar icinde mudahale etmistir..Hala daha elestirmis olmak icin elestiri getirmek akla ziyandir..Elestiren kisinin once kendisi neler yapmis, bina altinda marketlerin kolonlari kestikten sonra nasil ruhsat alabildiklerini de aciklamasi gerekir..Guzel izmiri deprem degil curuk binalar ve kanunsuzluklar ve bunlara goz yummalar vurdu..Hasarli oldugu halde yenileme oylamasinda red oyu kullanip baska yerde otururken evini kiracilara kiraya vermeye devam eden ev sahipleri vurdu…Bir sehirde belediyeyi kazanmak onemli degil, boyle gunlerde cevap verebilmek onemli..Iktidar olmak degil, gereken neyse onu yapabilmek onemli..Ucuz siyasete milletin karni tok artik..Icraat gormek istiyor herkes..Bu arada chp de kritik konumlarin dededen torunlara kadar aktarildigini da ogrenmis olduk..Sade vatandas bosuna ugrasmasin..Kontenjanlar onumuzdeki 300 yil dolu demek ki..

  2. 5 Kasım 2020, 16:48

    Mesela o tarihte İsmet İnönü yerine Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olsaydı ülke bir anda kalkınırdı ve 2020 deki imkanlara sahip olurdu. 33 bin değil, 33 kişi falan ölürdü muhtemelen! Bu arada nereden aklıma geldiyse: Namus, ar, haya…

  3. Sayın Cumhurbaşkanının fıtratında ileriye gitmek olmadığı için sürekli geriye bakıyor. Memlekette haliyle geriye geriye devam ediyor. Biri kalkıp onun dedesi zamanında USD şu kadardı Altın bu kadardı Enflasyon şu kadardı dese ne diyeceksin acaba?

  4. 5 Kasım 2020, 10:45

    80 sene önce senin deden iktidarda olsa daha azı ölmezdi merak etme!
    Bu gün bir şeyler yapacaksanız yapın.
    Yüzlerce yıl önce, Osmanlı zamanında ya da binlerce yıl önce Hititler zamanında da, bilmem nerede, bilmem ne depreminde bilmem kaç bin kişi öldü.
    Ne yapalım?
    Hititleri yönetenleri bulup, torunlarını mı suçlayalım?
    Bırakın artık “Müflis Yahudi” ayaklarını!

  5. Siyaset gerçeklikten koptu. Çözüm malesef sokakta.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!